Çarşı şimdi kime karşı?

Dünya Basınından
-
Aa
+
a
a
a

29 Mayıs 2008

Futbol kültürü ve taraftarlık üzerine yorumlarıyla tanınan gazeteci-yazarlar, Çarşı grubunun kendini feshetme kararının Beşiktaş ve Türk futbol kültürü üzerine etkilerini NTVMSNBC'ye değerlendirdi.

Maçlarda tezahüratlarıyla takımı ateşlemekle kalmayıp zaman zaman saha içinde ve dışında taraftar kitlelerinin toplumsal olaylarla ilgili tepkisini yansıtan Çarşı grubu lideri Alen Markaryan ilk açıklamasında "Kamuoyunda Çarşı'nın Beşiktaş'ın önüne geçtiğini yönünde spekülasyonlar çıktı. Kimse Beşiktaş'ın üzerinde değildir. Bu nedenle biz de grubumuzu dağıtma kararı aldık. Bundan sonra hepimiz bir Beşiktaş taraftarı olarak maçlara gideceğiz" dedi. Bazı yayın organlarında ise, "grubun kendi içinde çok başlılık yaşamasının yaratabileceği sorunlar nedeniyle bu kararın alındığı" ileri sürüldü. NTVMSNBC, kararın altında yatan nedenleri ve olası sonuçlarını Beşiktaş'ın ve futbol dünyasının yorumcularından Haşmet Babaoğlu, Tanıl Bora ve Cem Dizdar'a sordu. CEM DİZDAR: DUYGU KIRILMASI OLDUÇarşı kendisini kuran insanları da aştı, kontrol edilemez hale geldi. Sinan Engin'in menajer olmasıyla başlayan süreçte '100 yılın hesabını ver', 'Çarşı Sinan Engin'e karşı' gibi pankartların açıldığı maçtan sonra Beşiktaş tribünleri sağdan ve soldan bir çatlama yaşadı ve o tribün duygusunun yeniden toparlanması zor oldu. ... Süleyman Seba döneminde daha arif bir karakteri vardı, daha kalender bir takımdı, daha mahalleye dair değerleri temsil ettiği düşünülüyordu; öyle algılanıyordu. Fenerbahçelilerin ve Galatasaraylıların ikinci takımları Beşiktaş'tı. Modern futbolun tezlerine de itiraz eden bir yerden konuşuyordu Beşiktaş. Çünkü hayatın bir sürü alanını nükleer savaşa, ormanların yakılmasına, Kürt sorununa, küresel ısınmaya, Ermeni meselesine sokaktaki insan gibi daha duyarlılıktan devşirerek tarifler yaratan grupmuş gibi algılandı.

... Beşiktaş bütün bu futbolun vahşiliği ve acayipliği içinde insana dair değerleri temsil eden takım gibi duruyordu. Şimdi bu yeni yönetim hareketleriyle birlikte bu da kırılmaya uğradı. Son yaşananlarla, Beşiktaş'ın tarif edilen, arzulanan yapısına uygun bir taraftar tanımının ortaya çıkacağını düşünüyorum. Tribünün demokratikleşmesi açısından bu taraftar grubunun aldığı kararı olumlu buluyorum. Ahlaken de iyi bir tercih. Tamam kırgınlıkları var belki, ama sonuçta yaptıkları şey Türkiye'nin hiçbir tribün grubunun yapmayı göze alamayacağı kadar cesur bir şey."TANIL BORA: FAZLA ANLAM YÜKLENMİŞTİÇarşı imzasının kendisini ortadan kaldırmak istemesi ne kadar kalıcı bir şeydir bilemiyoruz, ama kendisine taşıyabileceğinden çok fazla anlam yüklenmesi üzerine bu karar alındıysa, bu da çok muhterem bir şeydir.

... Bu yaşananlar taraftarın müşteriye dönüştürülme çabasından da kaynaklanıyor. Bütün dünyada yönetimler taraftardan ziyade müşteri istiyorlar. Taraftarı müşterileştirmeye dönük bir çaba söz konusu. Taraftarlar da dünyanın her yerinde buna direnmeye çalışıyorlar. HAŞMET BABAOĞLU: İSTİHBARATIM VARAlen'in açıklamasını hoş buluyorum da; işin gerçeği şu: Çarşı aslında artık Beşiktaş'ın geleceğinden endişeli. Beşiktaş yönetiminin yaşayacağı bir yenilgiden kendisinin de ağır biçimde etkileneceğini düşünüyor ve kenara çekilip dövüşmeleri seyretmek, artık sorumluluk almak istemiyor. Yani bu konuda istihbaratım var ve çok açık olarak belli oluyor. ... Çarşı iki büyük travma yaşadı. Bir tanesi o meşhur Samsunspor maçı ve sonrasında olanlar. Hatta Alen anlatmıştı bir röportajında "Biz o travmayı bir türlü atlatamadık" diye. İkincisi de Demirören yönetimine ilk iki yılında, daha önce başka hiç bir yönetime vermediği biçimde manasız ve hiç Çarşı'ya yakışmayan biçimde verdikleri destek. O destek hafızalarda kaldı.

... Hiç bir taraftar oluşumu kulübün önüne geçemez. Şimdi biraz geri çekilmek ve elini temiz tutmak için bu noktaya gelindi. Daha önceleri "Çarşı kendine karşı" diyorlardı ya işte onu gerçekleştirdiler. "Yaşayan efsane" diyoruz ama bir efsanenin gerçekten yaşaması için öldürülmesi gerekiyor, şimdi onu yapıyorlar. ... Çarşı somut olarak var olur. Benim son zamanlarda en çok etkilendiğim Çarşı eylemi Beşiktaş'la veya futbolla ilişkili değildi. Yaser Arafat'ın ölümündeki saygı duruşuydu.

http://www.ntvmsnbc.com/news/448028.asp