Hayırseverlerin iklim acil durumu moduna girme zamanı geldi artık

-
Aa
+
a
a
a

Şimdi agresif bir şekilde harcama yapma zamanı. Dünya yanarken, hayırseverliğin fazla yavaş ve fazla çekingen hareket etmesi, açık ara en büyük risktir.

""
Kolluk kuvvetleri, 2 Temmuz 2024'te Oroville Gölü üzerinde Thompson yangınının yanmasını izliyor. Bir sıcak hava dalgası sıcaklıkların yükselmesine ve bu da eyalet genelinde kırmızı bayraklı yangın uyarılarına neden oluyor / Fotoğraf: Josh Edelson/AFP

İklim aktivistine dönüşen bir klinik psikolog ve şimdi de rahatsız edici iklim protestolarına fon sağlayan biri olarak, iklim krizimizin aciliyeti ile hayırseverlik kesiminin ürkek ve temkinli tepkisi arasındaki derin kopukluğa tanık oldum. Bu durum beni umutsuzluğa sürüklüyor, zira artımcılığın (adım adım ilerlemenin) ya da eski hamam eski tas hayırseverliğin insanlığı yıkımdan korumada etkili olamayacağını biliyorum.

Kamuoyu kitlesel olarak bir normallik yanılsaması içinde – bir uçurumdan aşağı uyurgezer gibi yuvarlanmakta – ve hayırseverlik de bunun suç ortağı. Hayırseverlik, iklim konusuna, hayırseverlik sektörünün tüm hedefe yavaş adımlarla ilerleme alışkanlığı ve ihtiyatlılığı da dahil olmak üzere, “işler böyle gelmiş böyle gider” mantığıyla ele alınması gereken pek çok sorundan biri olarak yaklaştı. 

Bu tamamen yanlış bir yaklaşım. Yapılması gereken, hayırseverliğin iklim acil durumunu gerçekten de bir kriz olarak ele almasıdır. Bunun yakın zaman önce yaşanmış bir örneği de var: 2020'de, COVID dünyanın dört bir yanında çapında halkları perişan ederken ve hükümetler de soruna müdahale edemez görünürken, en büyük vakıflar kaynaklarını bir araya getirdi ve yeni aşıların geliştirilmesi, test edilmesi ve yaygın şekilde uygulanması için hızla tahmini 10 milyar dolar akıttı. Onların bu çabaları milyonlarca hayat kurtardı. 

Ne yazık ki iklim sorunu hepimiz için COVID'den kat be kat daha tehlikeli. Agresif bir şekilde harcama yapmanın zamanı geldi artık. Kopenhag, New York şehri ve Seattle sular altındayken, Silikon Vadisi de ardı arkası kesilmeyen orman yangınlarıyla yanıp kül olmuşken bir bağışın ne kadar faydası olabilir ki? Vakıflar, ister tıbbi araştırma, ister eğitim, isterse sosyal adalet alanında olsun, üstlendikleri misyonların tümünün iklim acil durumu nedeniyle tehdit altında olduğunu kabul etmek zorunda. Ölü bir gezegende hastane, okul ya da sosyal hizmet diye bir şey olmayacaktır. 

Ölü bir gezegende hastane, okul ya da sosyal hizmet diye bir şey olmayacaktır.

Vakıflar, dernekler bu ânı yakalayabilmek için kurum çapında hesaplaşmalara girmeli, iklim acil durumunun ölçeği ve vahameti hakkında birlikte bilgi edinmeli ve geleneksel hayırseverliğin şimdiye kadar küresel olarak emisyonları azaltamadığı gerçeğini artık kabul etmelidir. Vakıflar, krizin akut doğası göz önüne alındığında, her zamanki “normal hayırseverlik” halinden ayrılmanın ve konfor alanımızdan çıkmanın yollarının neler olduğunu sorgulamalıdır. 

Hayırseverler hibe verme stratejilerini ve önceliklerini iklim acil durumunun kıyamete benzeyen doğası ışığında yeniden değerlendirmelidir. Özellikle de risk, etkinlik ve çatışma konularına dair yaklaşımlarını yeniden değerlendirmelidirler. Açık ara en büyük risk, hayırseverliğin çok yavaş ve çok çekingen hareket etmesidir. Mevcut yolda ilerlemeye devam etmek korkunç sonuçlara yol açacaktır. Tedbirli olmak için cesur olmalıyız. Bu da istenen sonuca ulaşma veya ulaştırma olasılığı olan gruplara ve insanlara büyük yatırım yapmak anlamına gelir.

Hayırseverler aynı zamanda çatışmadan korkmamalı – fosil yakıt endüstrisini sona erdirme ve onları destekleyen politikacılarla mücadele etme gereği konusunda açık ve net olmalı. Carmack Collective ve Equation Campaign, misyonlarını fosil yakıtlarla savaşmak üzere şekillendirerek bunu yaptılar. 

Vakıflar, iklim acil durumuna yanıt vermek için kaynaklarını kullanabilecekleri en yüksek kaldıracın, en hızlı ve en etkili yolun ne olduğunu berrak bir zihinle sorgulamalı ve araştırmalıdır. Fon sağlayıcılara bu konuda düşünmelerini tavsiye ettiğim bir yol da şu soruyu sormaktır: Sıfır emisyona geçişin, İkinci Dünya Savaşı ölçeğinde olması gereken maliyetini nihai olarak kim karşılayacak? Hayırseverlik mi? Elbette hayır. İhtiyacımız olan harcama gücüne – ve elbette yasama gücüne de – sadece hükümetler sahiptir. Hayırseverlik, önemli kaynakları ve etkisiyle, kamuoyunu sarsarak uyandırma ve hükümeti bu gerekli seferberliğe teşvik etme potansiyeline sahiptir, ancak böyle bir seferberliği kendisi yürütemez. 

Hayırseverlik, iklim acil durumunun ele alınmasında benzersiz ve kritik bir role sahiptir. Hayırseverler karşı karşıya olduğumuz felaketi kabul ederek ve faaliyetlerini düzenleyerek, toplumu felaketi önlemek için gerekli olan “acil durum moduna” geçirebilir. 

Hayırseverlik toplum çapında bir seferberlik yaratılmasına nasıl yardımcı olabilir? Bunun tek bir yolu var: Toplumsal hareketleri finanse etmek. 

Tarih boyunca dönüştürücü değişim, toplumsal hareketler ve devrimler yoluyla gerçekleşmiştir. Sivil haklar hareketinden kadın hareketine, ACT UP1'a ve eşcinsel hakları hareketine kadar, insanların öncülük ettiği sahici hareketler dikkatleri davaya çekmiş, kamuoyunu büyük ölçüde etkilemiş ve hükümetleri değişmeye, uyum sağlamaya ve karşılık vermeye zorlamıştır. 

Hayırseverler, gerekli hız ve ölçekte hareket edemediklerini kanıtlayan büyük, eski ve kademeli, adım adım ilerleme alışkanlığına sahip çevre örgütlerine fon sağlamak yerine etkili taktikler, kriz iletişimi çabaları ve rahatsız edici aktivizmden yararlanan daha genç ve dinamik gruplara fon sağlamalıdır. 

Rahatsız edici protestoları desteklemek, iklim krizini ele almak için en uygun maliyetli stratejilerden biri olabilir. Giving Green tarafından 2021 yılında yapılan bir analiz, protesto faaliyetlerine yatırılan her bir doların, yasama sonuçları üzerindeki etkisi nedeniyle emisyonların altı ton karbon büyüklüğünde azaltabileceğini ortaya koymuştur. Ayrıca, Stanford Social Innovation Review'da (Stanford Sosyal Yenilik Dergisi) yayınlanan bir çalışma, Extinction Rebellion (Yokoluş İsyanı) veya Sunrise Movement (Gündoğuşu Hareketi) gibi kuruluşlara yapılan bağışların, en başarılı (en yüksek puanlı) iklim yardım kuruluşlarına yapılan bağışlardan altı ila 12 kat daha etkili olduğunu ortaya koymuştur. 

Bunun bir nedeni, şiddet içermeyen rahatsızlık verici eylemlerin, başka hiçbir girişimin ulaşamayacağı bir oranda medyada yer bulmasıdır. İklim Acil Durum Fonu'nun bağışçıları tarafından desteklenen rahatsızlık verici eylemleri yapanlar 2022 ve 2023 yıllarında dünya çapında 75.000'den fazla makalede yer aldı. Desteklediğimiz rahatsızlık verici aktivistler, ulusal spor etkinliklerini durdurarak, özel havaalanlarını kapatarak veya siyasi konuşmaları aksatarak, isteksiz bir medyayı eylemlerini haber yapmaya zorluyorlar. Bu aktivistler acil durum zihniyetini somutlaştırıyor. Eylemleriyle, alarm durumlarının derecesini ve krizin ciddiyetini ortaya koyuyorlar. 

Yine de bu yaklaşımların finansmanı ciddi şekilde yetersiz. İklim değişikliği için hayırsever fonları, toplam hayırsever katkılarının yalnızca yüzde 1,5'ini temsil ediyor. 

Bu küçük payın içinde, tabandan gelen iklim aktivizmine ayrılan miktar o kadar az ki, ClimateWorks Vakfı'nın 2022 iklim bağışçılığı raporunda ayrı bir hibe verme kategorisi olarak bile tanınmıyor. 

Carmack Kolektifi, Equation Campaign ve benim yönetici direktörü olduğum İklim Acil Durum Fonu, fosil yakıt endüstrisine karşı mücadele eden insanların liderliğindeki örgütleri destekleyen üç gruptur. Daha büyük ölçekli JPB Vakfı ve Sequoia Vakfı da insan gücüne dayalı hareketleri ve agresif iklim eylemlerini finanse etme konusunda övgüye değer çabalar göstermiştir. Bu kuruluşlar ihtiyaç duyulan liderlik türüne örnek teşkil etmektedir. 

Hayırseverlik, iklim acil durumunun ele alınmasında benzersiz ve kritik bir role sahiptir. Hayırseverler karşı karşıya olduğumuz felaketi kabul ederek ve faaliyetlerini düzenleyerek, toplumu felaketi önlemek için gerekli olan “acil durum moduna” geçirebilirler. Yarım önlemlerin, beyaz kitapların ve panel tartışmalarının zamanı geçti artık. Hayırseverlik, gelecek nesiller için gezegenimizi kurtarmaya yardımcı olmak üzere şimdi, cesur ve kararlı bir şekilde harekete geçmelidir.


* Margaret Klein Salamon'un Common Dreams'de yayımlanan 'It's Time for Philanthropists to Get Into Climate Emergency Mode' adlı makalesi Bahar Özay'ın çevirisi ve Ömer Madra'nın editörlüğünde hazırlanmıştır.