Gemilerde ölüm var!

Dünya Basınından
-
Aa
+
a
a
a

5 Eylül 2007Sabah Gazetesi

Herhalde, orası bile "İstanbul'auzak", medyanın cin gibi "objektif" gözleri ile "tarafsız,bağımsız,halktanyana,etik" gönlünden "ırak" olmalı.Oysa şöyle demeçler süslemişti medyayı: "TuzlaTersanelerBölgesi,özellikleABgemiinşasiparişpiyasasındabirmarkadır.Hemvaktinde,hemkaliteligemilerinşaediyoruz." Bu "markavekalitede" den, 12 günde, "vaktinden" önce ölmüş 5 işçi cesedi çıktı.İstanbul'un "göbeği" değilse de, burnunun ucu ilçesinde, "geçimiçinumut" diye el verdikleri gemiler, iki haftada 5 işçiye "tabut" oldu.
 
* * *
Şöyle de diyebiliriz: "ABpiyasasındamarka" Tuzla tersaneleri, 22 Temmuz'da biri MHP'li (DursunAliTorlak), biri Başbakan'ın dostu AKP'li (HasanKemalYardımcı) olmak üzere iki tersane patronu milletvekili, 21 Ağustos'tan bu yana ise 5 tersane işçisi ölü çıkardı.Bir de şöyle diyebiliriz: 50işletme,100taşeronşirketitemsilenikipatronmilletvekili;çoğusigortasız,güvencesivegüvenliğindenmahrum,aşırıyükünemahkûm20bindenfazlaişçiyitemsilenise5ölüçıktı. Kayıtlarda Tuzla'dan çıkmış 150 ölü ile bir de kaydı bile olmayan cesetlerin bulunduğu söyleniyor, onlarca yaralı zaten hiç yaralanmamış sayılıyor ve...Buna buralarda "AB'demarka" deniyor! Çünkü "piyasa" da, bir şeyin iyi satması, ne pahasına olursa olsun iş ve kâr yapması, köleler ile cesetler üstünde de olsa, gurur kaynağı.
 
* * *
 
Elbette, gemi inşa önemlidir, piyasada Tuzla'nın edindiği yer mühimdir; memlekete kazandırılan döviz, Anadolu'dan kopup gelen işsize istihdam, buralı mühendise iş, gelişen teknoloji, rekabet avantajı, sermaye ve servet birikimine katkısı ciddidir. Amabupisipisineölümlerne!"Piyasa,rekabetvekâr"; Taşeronluk, sigortasızlık, kötü malzeme kullanımı, işçiyi köle gibi çalıştırma, bir kişiden birkaç post, aşırı iş hızı ve yükü, ucuz ama niteliksiz emeği uzmanlık isteyen işlere koşma, iş güvenliğini umursamama, sendikasızlaştırma ve 12 günde 5 ceset üstünde keyif çatacak, denize inen gemilere mutlu mesut şampanya patlatarak ya da gülsuyu dökerek sadece gururlanacaksa; Genellikle devlet arazisinde, vergiden muaf gemi sanayicileri, "Bizimkârımıztamamenişçilikten,işçilikmaliyetiartarsaavantajlarımızkalkar" demekle yetinecekse; Gemi işlerini bilen yakınları, gemi yapımcısı dostları, hemşerileri bulunan Başbakan, Gemi İnşa Mühendisi Ulaştırma Bakanı bir şey demeyecekse; Vicdanbununneresinde!
 
* * *
 
Tuzla'da "halkınvehakların" yanında gazetecilik çabası içinde, "Büyükmedya" nın bakmadığı için görmediği "böyleküçükolaylar" ı duyurarak, küçücük "ÇağdaşTuzlaGazetesi" nde büyük gazetecilik yapan HalilÖzen; 28, 30, 40 yaşlarında genellikle "elektrikçarpmasısonucu" ölen işçileri, Cabbar,Günay,Bayram,Kenan,Bekir' i sıralamış; "Duyanvarmı?" diye soruyor.Sonra onlara Nazım' ın "JaponBalıkçısı" nı adamış. "EzgininGünlüğü" nün şarkı da yaptığı mısralar şöyle mırıldanır: "Tuzla, güneşle yıkanan Bu vefalı, bu çalışkan Elimize değen ölür... Badem gözlüm, beni unut Birden değil ağır ağır Bu gemi bir kara tabut Lumbarından giren ölür... Bu gemi bir kara tabut Bu deniz bir ölü deniz İnsanlar ey, nerdesiniz?"
 
* * *
Tersane patronluğundan Meclis'e giden MHP'li Torlak, adaylığı sırasında şöyle bir demeç vermiş: "Hükümetinyanlışuygulamalarısonucubirçokinsanımızbüyüksıkıntılarlahayatatutunmaçabasıiçinde.İşsizlikçığgibiartmakta.Heralandabirçöküntühâkim.""Heralandakiçöküntü" lerden biri yüzünden de, tersanelerdeki ölümler "çığgibiartmakta" muhtemelen.Çünkü bazen, her parlaklığın arkasında bir kirlilik, bir pas; her yükselişin ardında bir çöküntü; her yükselenin altında bir çöken olabilir! Bunlar aslında haber, manşet dahi olabilir! Olamaz mı?