"Rusya yanlısı olmak milliyetçiliğinin milliyetçisi açısından çok da alışılmadık bir tavır"

Ufuk Turu
-
Aa
+
a
a
a

Ufuk Turu'nda Ahmet İnsel, Slovakya, Senegal ve Venezuela seçimlerine değiniyor.

""
Ufuk Turu: 26 Mart 2024
 

Ufuk Turu: 26 Mart 2024

podcast servisi: iTunes / RSS

Ahmet İnsel, bu hafta programına geçtiğimiz Cumartesi günü Slovakya’da gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile başladı. Slovakya’da Cumhurbaşkanın Türkiye’nin 1961 Anayasası’ndaki Cumhurbaşkanının yetkilerine haiz olduğuna ve hatta daha fazla yetkiye sahip gibi gözüktüğüne dikkat çeken İnsel, Slovakya’nın parlamenter bir rejim olmasına ve Cumhurbaşkanının yönetimin başında olmamasına rağmen, kanunları veto etme, dış politikayı yönlendirme ve özellikle de yüksek yargı üyelerini atama yetkisi olduğunu ifade etti. Şu an görevde olan, Avrupa Birliği yanlısı olarak bilinen ve Ukrayna’nın desteklenmesini savunan ilerici siyasi liberal olarak tanımlanan Zuzana Čaputová’nın kendisine yönelik milliyetçi, aşırı sağ çevrelerden gelen çok ciddi ölüm tehditleri aldığı için ikinci kez aday olmayı reddettiğini ifade etti. İnsel, 2018 yılında o sıralarda başbakan olan ve adı yolsuzluklarla anılan Robert Fico döneminde muhalif gazeteci Ján Kuciak ve nişanlısının öldürülmesinin ardından yapılan çok büyük gösteriler karşısında, Fico’nun başbakanlıktan istifa etmek zorunda kaldığını ve onun yerine başbakan olan Peter Pellegrini’nin bu sefer meclis başkanı olarak girdiği başkanlık seçimlerinde Fico ile kurduğu koalisyon hükümetinin karşısına Ukrayna ve Avrupa Birliği yanlısı olan Ivan Korčok’un çıktığını belirtti.

Ivan Korčok

Seçimlerin birinci turunda Ivan Korčok’un oyların %42,5’ini alarak birinci, Peter Pellegrini’nin oyların %32’sini alarak ikinci, milliyetçi ve aynı zamanda Rusya yanlısı olarak bilinen milliyetçi üçüncü adayın oylarının ise %12’sini aldığını ifade etti. Robert Fico’nun da açık desteğiyle Rusya yanlısı bir seçim kampanyası yürüten Pellegrini, Ukrayna’ya askeri destek yardımını sonlandırma kararı karşısında ciddi bir toplumsal muhalefetle karşılaşan Fico hükümeti ile paralel bir şekilde Slovakya’nın Ukrayna’ya bütün silah yardımlarını durdurması kararını savunduklarını belirtti ve, “Şu anda Slovakya toplumu, Ukrayna’yı destekleyenler ve Rusya’yı destekleyen %12 aşırı milliyetçi bir adayın temsil ettiği küçük bir grup var. Pellegrini ise açıkça sadece Rusya’yı haklıdır diye desteklemiyor ama Ukrayna ile Rusya arasında şimdiki durumda bir ateşkes ilan edilmesi ve gereğinin de Ukrayna’nın işgal edilmiş topraklardan vazgeçmesi olduğunun kaçınılmaz olduğunu savunuyor,” diye devam etti.

Rusya ile Ukrayna’yı desteklemeye son vermenin gerekçesi olarak da Slovakya’nın savaşa dahil olmaması, savaşa çekilmemesi yönündeki kampanyası dolayısıyla seçim kampanyasının bir savaş mı barış mı kampanyasına çevrilmiş durumda olduğunu ifade eden Ahmet İnsel, ‘barış derken de güçlünün empoze ettiği olgunun kabul edilmesine dayalı olduğuna’ dikkat çekti. Bu durumun muhalefette güçlüye teslimiyet olarak okunduğunu ve ileride Rusya’nın özellikle Baltık ülkeler olmak üzere başka ülkelerde benzer girişimlerine kapı açma endişesine yol açtığını belirtti. Ömer Madra, İnsel’in bahsettiği aşırı milliyetçi grupların Slovakya milliyetçisinden çok, Rus milliyetçisi gibi davranmalarının ilginçliğine dikkat çekerken, İnsel, Rusya yanlısı olmak milliyetçiliğinin milliyetçisi açısından çok da alışılmadık bir tavır olmadığını ifade etti.

Robert Fico

Ahmet İnsel, Pellegrini’nin seçilmesi halinde Başbakan Fico’nun çevresinde yolsuzluk nedeniyle ceza almış kişilerin Cumhurbaşkanı tarafından affedileceği yönünde bir endişenin olduğunu belirtti. Aralık ayında yolsuzlukla mücadele ceza yasasının reformunu meclise sunan Fico’nun muhalefetin ve toplumun ciddi tepkisi ile karşılaştığını belirten İnsel, “Muhalif daha doğrusu birinci turda birinci gelen Ivan Korčok seçilirse bu tür yasaları veto etme imkanına sahip olacak. Diğer taraftan da Cumhurbaşkanlığı affı gerekçesiyle Fico ve çevresinde yolsuzluklara bulaşmış ve haklarında soruşturma açılmış ya da ceza verilmiş kişilerin affedilmesinin kapısı da kapanmış olacak. Robert Fico’nun kendisinin bu yolsuzluklara bulaşmış olduğunu soruşturan gazeteci öldürülmüştü hatırlarsanız, altını çizmek lazım,” diye ifade etti.

Ousmane Sonko ve Diome Faye

Ardından Pazar günü Senegal’de gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçimlerine geçen Ahmet İnsel, Afrika’da beklenmedik diktatöryel eğilimleri teşhir etmekle yorulmuş bir durumdayken son gelişmelerin çok ilginç ve olumlu olduğunu belirtti. Senegal’de birkaç hafta önce başkan Macky Sall’ın son anda seçimleri iptal ettiğine ve seçimlerin bir yıl ertelenmesi kararının Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin ardından geçtiğimiz Pazar günü yapılan ve Maksimal’in üçüncü kez aday olamayacağı için aday olmadığı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, birkaç aydır hapiste olan ve seçimlerden on gün önce serbest bırakılan muhalif siyasilerden Bassirou Diomaye Faye’nın aday olduğunu ve birinci turda Cumhurbaşkanı seçildiğinin rakipleri tarafından da kabul ettiğini ifade etti. Resmi sonuçlar gelmemiş olsa da gayri resmi sonuçların ışığında Faye’nin rakibi ve aynı zamanda başbakan olan Amadau Ba ve Macky Sall’ın Faye’nin birinci turda seçilmiş olduğunu kabul ederek kendisini tebrik ettiklerini belirtti. İnsel, 2023’de yasaklanan partisinin ikinci başkanı olan Faye’nin 14 Nisan 2023’de yargının sefilleşmesini eleştirdiği Facebook mesajı nedeniyle devletin güvenliğine saldırı suçundan tutuklandığını ve o tarihten on gün öncesine kadar hapiste olduğunu ifade ederek, “Tabii partinin lideri, esas popüler olan Ousmane Sonko. Bundan iki yıl önce bir cinsel taciz iddiasıyla hakkında soruşturma açılmış ve hapis cezasına çarptırılmış. Dolayısıyla seçilemeyecek durumdaydı Ousmane Sonko. On gün öncesinde serbest bırakıldı ama seçilme hakkı olmadığı için onun yerine partinin ikinci başkanı aday oldu.”

Diome Faye

Seçim sırasında ‘Diomaye Faye Sonko’dur, Sonko Diome Faye’dır’ sloganının kullanıldığına dikkat çeken Ahmet İnsel, “Diğer taraftan şöyle ilginç bir şey var; iktidarın adayı olan Başbakan Amadau Ba 2010 yılında vergi idaresi başkanıyken hem Sonko hem de vergi idaresinde yüksek seviyede çalışanlarmış. Dolayısıyla hepsi vergi idaresinden gelen siyasetçiler. Bu ilginç geldi çünkü Senegal Vergi İdaresi devletin en önemli kurumuymuş Senegal’de,” diye eklerken, Sonko’nun ve şimdi seçilen Diome Faye’ın lağvedilerek yasaklanan partisinin Senegal elitlerini yolsuzlukla suçlayan, kötü yönetimi eleştiren, Senegal elitlerinin ve siyasi yöneticilerinin Senegal’ın zenginliklerine el koyduğunu ve başta Fransa olmak üzere Batılı güçlere Senegal’i teslim ettiğini iddia eden bir tür Panafrikan sol eğilimi temsil ettiğine; diğer yandan, Diome Faye’nin iki karısı olan çok dindar bir Müslüman olduğuna dikkat çekti. Faye’nin dindarlığının Senegal’in laikliği üzerinde nasıl bir etkisi olacağına yönelik tartışmaların varlığına işaret ederek, Faye’nin seçim konuşmasında birkaç kez, ‘Benim dini inancım Senegal'in laikliği ile çelişkili değildir; daha doğrusu, Senegal’in laikliği her şeyden önemlidir’ dediğini belirtti.

Maria Corina Machado ve Corina Yoris

Son olarak Venezuela seçimlerini ele alan Ahmet İnsel, Venezuela’da çok ilginç bir gelişme olduğunu belirterek bundan iki buçuk - üç ay önce muhalefetin ortak adayının ön seçiminde ön seçime katılanların %90’ının oyunu alan Maria Corina Machado’nun etten püften gerekçelerle 15 yıl seçilememe cezasına çarptırıldığını ve ancak adaylıklarının kapandığı 25 Mart akşamına kadar seçimden çekilmeyi reddettiği veya reddeder gibi yaparak son anda hiçbir siyasi geçmişi olmayan, çok saygın, bir üniversite hocası olan 80 yaşındaki profesör Corina Yoris’in kendisi yerine aday gösterdiğini belirtti. Bunun beklenmedik bir gelişme olduğuna dikkat çeken İnsel, Corina Machado’nun yerine potansiyel aday olabilecek kişiler olan danışmanlarının son 15 günde tek tek tutuklanıp hemen hemen hepsinin hükümete karşı komplo kurmak suçlamasıyla tutuklanmaya başladığını ve dolayısıyla otomatik olarak aday olmalarının düşürüldüğünü ifade etti. İnsel, Corina Yoris’in aday gösterilmesiyle Maduro iktidarının kontrpiyede kaldığını belirterek, 28 Temmuz'da gerçekleşecek seçimlere aşırı liberal, aşırı sağ yanlısı ve daha demokrat, merkez demokrat sol partilerin de içinde yer aldığı muhalefetin Demokratik Birleşik Platform adı altında birleşmiş durumda katıldığını ifade etti. 25 Mart gece yarısına kadar adayların internet üzerinden adaylıklarını gerçekleştirmiş olmaları gerektiğine dikkat çeken İnsel, Corina Yoris’in aday olabilmesi için kendisine seçim organizasyonu tarafından verilen şifrenin bir türlü çalışmadığı için adaylığının gerçekleşip gerçekleşmediğini bilmediğini belirtti.

Nicolas Maduro

Kamuoyu yoklamalarına bakıldığında muhalefetin oylarının %90’ını alan aşırı liberal, aşırı ABD yanlısı, aşırı radikal siyasetçi olan esas aday Machado’nun seçimlere katılması halinde Maduro karşısında oyların % 60 - 70’ini alma ihtimalinde bahsedildiğine dikkat çeken Ahmet İnsel, hiçbir siyasi tecrübesi olmayan Yoris’in son anda adaylığını kaydettirmesi halinde muhalefetin etrafında birleşmesinin mümkün olup olmadığının bilinememekle birlikte, diğer taraftan herkesin saygı duyduğu bir felsefeci, tarihçi ve aynı zamanda dil akademisi üyesi olan Yoris’in bu çatışma ortamını yatıştırıcı bir pozisyonu olabileceği yönünde bir düşüncenin olduğunu belirtti. Özdeş Özbay, Venezuela’daki Birleşmiş Sosyalist Parti’den Iris Varela’nın Independent Türkçe’de yer alan haberdeki açıklamasına dikkat çekerek, hem Venezuela, hem de Uruguay pasaportuna sahip olması nedeniyle Yoris’in seçimlere katılmasına izin verilmeyeceği yönündeki ifadesini aktarırken; İnsel, iddialara göre Yoris’in 2002 yılında Hugo Chavez’e karşı yapılan başarısız olan bir darbe girişimi sırasında yazdığı bir tweette bu darbeyi desteklemiş olması nedeniyle adaylığının otomatik olarak iptal edileceğinin konuşulduğunu ifade etti. Diğer yandan Özbay, Twitter’in 2006 yılından bu yana var olduğu düşünüldüğünde durumun çelişkili olduğunu ifade ederken, yeni yüzyılın sosyalizmini kurma hedefi ile yola çıkan Venezuela’nın geldiği son aşamada, yaklaşık 25 milyon nüfusa sahip Venezuela'da yaşayan yedi milyon Venezuelalının Venezuela'dan kaçmış olduğuna dikkat çeken İnsel, bu durumun insanlık açısından bir utanç vesilesi olduğunu ifade ederek programını bitirdi.
 

* Program özetini hazırlayan gönüllümüz Mina Çarpınlıoğlu‘ya teşekkür ederiz.