Avrupa yolsuzluk operasyonuyla çalkalandı

Nereye Doğru
-
Aa
+
a
a
a

Nereye Doğru? programında Avrupa’yı sarsan yolsuzluk operasyonunun ayrıntıları, Avrupa Birliği zirvesi, Ukrayna’ya yardım konferansının sonuçları ve AB’nin Rusya’ya uygulayacağı yaptırımlara yönelik yeni takip ve şikayet sitesi konuşuldu.

Fotoğraf: Getty Images

Ömer Madra: Günaydın Cengiz.

Cengiz Aktar: Günaydın. Geçen hafta Avrupa Birliği tarafında epey bir faaliyet vardı. Çek Cumhuriyeti’nin dönem başkanlığını bitiren olağan Avrupa Birliği zirvesi ve daha bir dolu toplantı yapıldı. Öte yandan Avrupa Parlamentosu'ndaki yolsuzluk dünya gündemine damgasını vurdu. Avrupa Parlamentosu'ndaki yolsuz meselesi, suç üstü yakalanan Yunanistanlı parlamenter Eva Kaili üzerinden yürüyor. Hem doğrudan seçilmiş Avrupa Parlamentosu parlamenterlerinin hem de Avrupa Konseyi'nin Parlamenterler Meclisi’nin, ki onlar ulusal parlamenterlerdir, benzer ilişkileri olması da muhtemel.

Mesela Strazburg'daki Parlamenterler Meclisi özellikle Azerbaycan'a çok teveccüh eder. Oradaki vekillerin bazıları hakkında “seyahatleri ve kol saatlerini kabul ettikleri” gibi iddiaların olduğu bilinir ve amaç her seferinde onların oylarını etkilemektir. Bu konuda Azerbaycan çok meşhurdur. Buna Azerbaycan'ın “havyar politikası” denir. Böyle bir adı bile var bu ilişkilerin. Anlaşılan o ki Katar ve Fas da bu işe teveccüh etmiş. Fas aslında eski bir müşteri, çoktandır bu tarz ilişkileri konuşulur. Ben Batı Sahra'da çalışırken yani 20 sene öncesinde de çok yaygındı. Burada ilginç olan yolsuzluğun ortaya çıkarılmış olması.

Dediğim gibi, bunlar biliniyor ve hissediliyordu. Yolsuzluklarla ilgili çalışan sivil toplum kuruluşları vardı. Ama her seferinde “havyarları” alanlar kurtuluyordu. Şimdi kurtulamayacaklar çünkü ulusal bir yargı devreye girdi. Belçika yargısı harekete geçmeseydi bu iş unutulur giderdi. Avrupa Birliği'nin OLAF (Avrupa Dolandırıcılıkla Mücadele Bürosu) diye bir kuruluşu var. Ona kalsaydı bu skandal ortaya çıkmazdı. Dolayısıyla Belçika yargısının nezaret etmiş olması çok önemli.

Özdeş Özbay: 14-15 yıl önce The Guardian gazetesinin iki muhabiri Çinli iş adamı kılığına girip Avrupa Birliği parlamenterleri ve komisyonerleriyle görüşüp Avrupa pazarına sokacakları yasaklı ürünler için yasal düzenleme yapılması amacıyla rüşvet vermişlerdi. Yani para verip, böyle bir yasanın geçmesi konusunda anlaşıp, bunu The Guardian'da faş etmişlerdi yani.

C.A.: Katar'ın yaptığı haklarını vermeden yabancı işçi çalıştırmak gibi biraz alaturka, şark usulü bir lobicilik faaliyeti var. Ayrıca Brüksel'de yeşil badana denilen, bir dolu kimyasalın yasaklanması sürecinde Avrupa Birliği kararını engellemek üzere çöreklenmiş dünya kadar lobi şirketi var. Oradaki lobi şirketlerinin faaliyetleriyle karşılaştıracak olursak Yunanistanlı parlamenterin aldığı para devede kulak sayılır.

Avrupa Birliği zirvesi ve Ukrayna’ya yardım konferansı

Geçen hafta Avrupa Birliği zirvesi vardı. Ayrıca Paris’te Ukrayna'ya insani yardım konferansı vardı. Avrupa Birliği Konseyi, Ekim ayında yayımlanan Avrupa Komisyonu'nun aday ülkelerle ilgili ilerleme raporlarından yola çıkarak bazı kararlar aldı. En önemli kararlardan bir tanesi Bosna Hersek'e sonunda adaylık statüsü verilmesi. Kosova'ya verilmedi çünkü pek çok ülke tarafından tanınmıyor. Ukrayna’yla ilgili, adaylığından bu yana ilk defa “gösterdiği kayda değer çalışmaları ve çabaları takdirle karşılarız” denildi. Bu önemli bir gelişme çünkü perişan olmuş bir memleketten bahsediyoruz. Ama buna rağmen Ukrayna’nın AB üyeliği konusunda adım atmaya devam ettiği anlamına geliyor.

Türkiye'yle ilgili de pek çok karar var. Avrupa Komisyonu Dış İlişkiler Sözcüsü Peter Spano, Türkiye’nin Yunanistan'a yönelik saldırgan açıklamalarının ciddi endişe yarattığını ve Akdeniz'de gerilimi azaltmaya yönelik yapılması gerekenlerle tamamen zıt olduğunu vurguladı. “Bu tehditkâr retoriğin yerine yapıcı, dürüst diyalog istiyoruz” dedi. Avrupa Birliği metinlerinde Kıbrıs, Maraş konusu da var. Ankara'nın Ukrayna'daki savaş nedeniyle Rusya'ya yönelik AB yaptırımlarına uyması gerektiğinin altı çiziliyor, “Uluslararası Adalet Divanı’na gidin” deniyor. 

Ankara buna cevap verdi: “Avrupa Birliği'nin ortak çıkarlarının ve bazı üye devletlerin çıkarlarının feda edildiği bu tür kararlar ne Türkiye-AB ilişkisine katkı sağlar ne de yapıcı bir gündem oluşturur.” Ankara, “Bu yaklaşım Avrupa Birliği’nin uluslararası sistemdeki değişimi doğru okuyamadığını gösteriyor” diyor. Ayrıca Avrupa Birliği'nin Türkiye'deki demokrasi ve insan hakları durumuna ilişkin eleştirilerini reddedip “Kıbrıs sorunu ve Doğu Akdeniz'deki ihtilaflar konusunda Atina ve Lefkoşa tarafından manipüle edilmekten vazgeçin” diyor.

AB-Macaristan ilişkileri

Macaristan, Ukrayna'ya Avrupa Birliği'nin vereceği 18 milyar euro destek programını engelleyerek kendine konmuş sınırlamaları kaldırmaya veya en azından pazarlık etmeye yönelmişti. Şantaj politikası yapıyordu çünkü kendisiyle ilgili iki ekonomik paket engellenmişti. Bunlar Covid-19 kurtarma planındaki payı olan 5,8 milyar euro ve 7,5 milyarlık yapısal reform hibesi yani her yeni üyeye verilen hibelerdi. Covid-19 kurtarma planındaki desteği kurtardı ama 7,5 milyarı kurtaramadı. Çünkü hukukun üstünlüğü reformlarıyla ilgili verdiği taahhütleri yerine getiremedi.

Macaristan’ın 18 milyar euroluk vetosu ise baypas edildi. Yani geriye kalan 26 AB üyesi başka bir yol buldu. Macaristan’ın onayına gerek kalmadan Ukrayna için hazırladıkları paketi geçirdiler. Ayrıca bu pakete ilaveten Ukrayna'nın IMF'yle de anlaştığını hatırlatayım. IMF önce 40 milyar dolar, 2023 yılı için de 57 milyar kaynak yaratılıyor.

AB’nin yeni takip sitesi

Avrupa Birliği Komisyonu, “Rusya ve Belarus’a yönelik Avrupa Birliği yaptırımlarının ihlal edildiğinden haberdar mısınız? Eğer öyleyse kimliğiniz korunacak ve bu ihlalleri bize bildirebilirsiniz” dediği bir web sitesi açtı.

Bu, anonim bildirimde bulunmak için kurulan bir site. Hangi ülkelerin şirketleri hâlâ Rusya'ya para kazandırmaya devam ediyor, bunu gösteren çok sayıda uluslararası istatistik yayımlandı. Neredeyse bütün ülkeler var. Hâlâ ilişkisini kesmemiş olan, ticarete devam eden, hatta orada üretime devam edenler var. Ama şirket sayısına baktığımızda şampiyon Türkiye.