PM 2.5 kirliliği trafik kazalarından 7 kat fazla can alıyor

-
Aa
+
a
a
a

Greenpeace Akdeniz “Türkiye’de Hava Kirliliği Yükü” raporunda PM 2.5 kirleticisinin neden olduğu erken ölüm riskini ortaya koyuyor.

Fotoğraf: Greenpeace
Gezegenin Geleceği: 17 Ocak 2023
 

Gezegenin Geleceği: 17 Ocak 2023

podcast servisi: iTunes / RSS

Greenpeace Akdeniz “Türkiye’de Hava Kirliliği Yükü” raporunda PM 2.5 kirleticisinin neden olduğu erken ölüm riskini ortaya koyuyor. PM havada bulunan 2.5 mikron büyüklükteki solunum yoluyla kana geçebilen partikülleri ifade ediyor. PM 2.5 kaynaklı hava kirliliğinden ölüm riski, trafik kazasında ölümlerden 7 kat fazla. Rapor, “sessiz katil” PM 2.5 kirleticisine uzun süreli maruz kalmanın yalnızca 2021 yılında 34 bin erken ölüme katkıda bulunduğunu ortaya koydu. Rapora dahil edilen şehirlerde her 100 bin erken ölümden 64’ünün havadaki PM 2.5 kirliliğine maruz kalmaktan kaynaklandığı tahmin ediliyor. PM 2.5 miktarı Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) limitlerini karşılıyor olsaydı, PM 2.5 kirliliğine atfedilen erken ölümlerin sayısı yüzde 75 oranında azaltılabilir, böylece her yıl tahminen 26 bin hayat kurtarılabilirdi. Bu nedenle Türkiye’de halk sağlığını korumak için acilen PM 2.5 azaltmak için harekete geçmek gerekiyor.

İstanbul'da betonlaşma vahim bir boyutta

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe, İstanbul'da betonlaşmanın geldiği boyutla ilgili çarpıcı verileri paylaştı. Buğra Gökçe, Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda "Bütün dünyada iklim kriziyle doğal alanların ve tarımsal arazilerin korunması gündemdeyken, ne yazık ki İstanbul'da tam 172 bin 880 futbol sahası büyüklüğünde doğal ve tarımsal arazimiz yok olma tehdidiyle karşı karşıya" uyarısında bulundu. Gökçe, "Önemli bir rapordan bazı verileri paylaşmak istiyorum" diyerek şu bilgilere yer verdi:

İBB İmar ve Şehircilik Dairemiz tarafından yürütülen çalışmalara göre İstanbul'da ruhsat izni verilen Madencilik sahaları nedeniyle 76.370 hektar orman alanı 9.784 hektar tarım alanı tehdit altında. Kuzey Ormanları'nın yüzde 32'si maden sahası olarak yok olabilir. İstanbul'da alınan yapılaşma kararlarıyla 2 milyon ağaçlık alan 15.960 hektar tarım alanı betonlaşarak yok olabilir. HES ve baraj projeleri ise 3.5 milyon ağaçlık orman varlığıyla 2.072 hektar tarım alanını tehdit ediyor. Kanal İstanbul projesiyle 15 bin 577 hektar tarım ve orman alanı kaybolacak. Toplamda İstanbul yüzölçümünün dörtte biri bu şekilde tehdit altında.

Marmara Bölgesi son 40 yılın en kurak sonbaharını geçirdi

Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, son 40 yılda en az yağış aldığı sonbaharın ardından kuraklığın sürdüğü Marmara Bölgesi başta olmak üzere ülke geneli için suyun etkili, yeterli ve verimli kullanılmasının önemine dikkati çekti. 2022'de sonbaharın hem sıcak hem de uzun süreli ortalamalara göre kurak geçtiğini, kışın başlamasının ardından Aralık ayının ilk yarısında yağış alındığını ve sıcaklıkların düştüğünü söyledi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün raporlarına göre, Türkiye geneli sonbahar mevsimi yağış normali (1991-2020 ortalaması) 132,7 milimetreyken 2021'de 105,6 milimetre, 2022'de ise 96,3 milimetre olarak gerçekleştiğini belirten Türkeş, sonbahar yağışlarının normale kıyasla yüzde 27, 2021'in aynı mevsimine kıyasla da yüzde 9 azaldığını vurguladı. Aralık ayının ikinci yarısından itibaren hava sıcaklıklarının yeniden uzun süreli ortalamaların üzerine çıktığını, kuraklığın da sürdüğünü dile getiren Türkeş, "Yaz kuraklığını da eklerseniz 6 aydan uzun bir süredir Türkiye'nin özellikle Kuzey Batısında, Batı Anadolu ve Marmara, Batı Karadeniz, Kuzey Ege dahil olmak üzere İç Ege ve İç Anadolu'nun Kuzey ve Batısında kuvvetli ve şiddetli kuraklık yaşıyoruz" dedi.

Lützerath köyü için mücadele devam ediyor

Yeşil Gazete’de yer alan habere göre, Almanya’nın Batısında yer alan Lützerath köyünün genişletilmek istenen dev kömür madeni nedeniyle yıkılmaması için haftalardır mücadele veren iklim aktivistlerine yönelik binden fazla polisin katıldığı bir operasyon gerçekleştirildi. Çok sayıda aktivist köyden zorla uzaklaştırılsa da hâlen ağaçlarda ve tünellerde eylemcilerin direnişi sürüyor. Enerji kriziyle boğuşan Almanya’da ülkede faaliyet gösteren enerji devi şirketin köy yakınındaki linyit ocağını genişletmek amacıyla köyün büyük bir kısmını satın alması üzerine iklim aktivistleri aylardır köyü işgal etmiş durumdaydı. Hükümetin ocağın genişletilmesine onay vermesi üzerine polisin girdiği köyde direniş, dört gündür devam ediyor. İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg’in de aralarında bulunduğu binlerce aktivist, köyün yok edilerek kömür madenine dönüştürülmesine karşı çıkmak üzere bölgeye akın etti. Protestocular, Fridays for Future hareketinin kurucusu Thunberg’in katılımıyla öğle saatlerinde büyük bir gösteri için toplandı. Burada yapılan açıklamada polisin köyün büyük bölümünde “yer üstündeki” eylemcileri tahliye ettiğini, ancak birçok kişinin hâlâ hem yer altındaki tünellerde hem de inşa ettikleri yüksek ağaç evlerde 15 yapıyı işgal ettiğini belirtti. Toplamda 470 eylemcinin köyden çıkarıldığını açıklayan polis ise yıkıma devam edilebilmesi için daha birçok yapıdan eylemcilerin çıkarılması gerektiğini ifade etti. Alman halkının yüzde 59’u ise linyit madeninin genişletilmesine karşı çıkıyor.