Dünyanın en sıcak günleri yaşanıyor!

-
Aa
+
a
a
a

Ümit Şahin ve Ömer Madra'nın gündeminde, üst üste gezegenin en sıcak günlerinin yaşanması ve iklim krizinin yıkıcı etkileri vardı.

Andrew Kelly/Reuters
Andrew Kelly/Reuters
Açık Yeşil: 05 Temmuz 2023
 

Açık Yeşil: 05 Temmuz 2023

podcast servisi: iTunes / RSS

(Bu bir transkripsiyondur. Metnin son hâli değildir.) 

Ümit Şahin: Bugün programımıza dünyanın en sıcak günü haberiyle başlayalım. Açık Gazete de bu haberle başladı, değil mi?

Ömer Madra: Evet. Bu tarihi günün ardından mecburen biz de dünyanın en sıcak günü haberiyle başladık. Gazetelerde de pek rastlanmıyor

Ü.Ş.: Ben, Yeşil Gazete özel haber yapmış. Ve de Guardian'ın haberi var. Nedir olay? Çok kısa söyleyelim. 3 Temmuz günü insanlık tarihinin en sıcak günü yaşandı. Yani küresel ortalama sıcaklık 17.01 derece ölçülmüş. Bu da insanlık tarihi boyunca yaşanmamış bir sıcaklıktı. Hatta Levent Kurnaz Twitter'dan “Bu şimdiye kadar yaşadığımız en sıcak gündü.  Tekrar edeyim: Dün tarihte insanın yaşadığı en sıcak gündü.” diye büyük harflerle yazmış. Fakat şimdi bunu bir adım ötesine götürelim. Yani bu bilgiyi nereden alıyoruz? Nereden biliyoruz? Bütün bu bilgileri hepimizin anlayabileceği dilde özetleyen bir web sitesi var. Bu web sitesi Noa'dan alıyor verileri. Yani Amerika Birleşik Devletleri'nin Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’nden alıyor büyük ölçüde verileri: Maine Üniversitesi‘nin İklim Değişikliği Enstitüsü‘ne bağlı Climate Reanalyzer platformu. Uzun yıllardır, günlük olarak iklim değişikliğini takip edebildiğimiz bir web sitesi. Bu ana sayfada üç tane başlık var. Bir tanesi hava tahmini içeriyor. Günlük hava durumu haritaları var burada ve çeşitli tahmin haritaları var. İkinci başlık iklim verisi. Ve üçüncü başlık da araştırma araçları. Burada da daha çok aylık analizler falan ama eğer buradan iklim verileri bölümüne girerseniz hemen en üstte günlük iki metredeki hava sıcaklığı diye bir bölüm var. Şimdi bu ne demek? Yerden iki metre yükseklikte ölçülen bizim zaten evrensel olarak hava sıcaklığı diye bildiğimiz şey. Hemen insan boyu hizasından ölçülüyor. Burada ölçülen bizim içinde yaşadığımız havanın sıcaklığı. Şimdi buraya girdiğiniz zaman enteresan bir şey görüyorsunuz. Bir grafik var. O grafikte zaten 2023 kopmuş gidiyor. 3 Temmuz'a bakıyorsunuz sıcaklık 17,01 derece. Zaten haber olan da buydu. Ama bundan daha ilginci var. Biz 3 Temmuz'u rekor sıcaklık diye duyurduk 4 Temmuz ondan da sıcak olmuş. 17,08 derece…
Bu haberi yapanlar, bunları takip ettikleri için haberini yapabiliyorlar. Siz de sıcaklık kaçmış diye bakabilirsiniz ve öyle enteresan şey ki yukarı doğru uçan bir eğri görüyorsunuz. Bugün de sıcaklık 17,19… 20. yüzyılın son 20 yılından daha sıcak bir günmüş. Küresel ortalama olduğu için bu çok uçuk bir şey. Yani herhangi bir kentin, herhangi bir yerin sıcaklığının bir derece daha sıcak olması çok ilginç olmayabilir ama küresel ortalamanın bir derece sıcak olması… Bütün dünyayı kapsıyor. Bu inanılmaz bir sıcaklık artışı. Bir derece daha sıcak bir yerde yaşıyoruz.
Biraz daha detayına girerseniz bir altta günlük deniz suyu sıcaklığı var. Ona bakıyoruz. O da 20,9 derece ile ortalamanın neredeyse bir derece civarında üstünde. Ya ortalama 20 derece civarında! Yani 0,8-0,9 derece sıcak. Ilıman ve tropik kuşaklardaki okyanusların, denizlerin ortalama sıcaklığı neredeyse bir dereceye yakın daha sıcak. İnanılmaz bir iklim değişikliğini günlük takip ediyoruz.

Ö.M.: Yani milyonlarca yıllık bir süreci günlük takip ediyoruz.

Ü.Ş.: Evet, evet. Yani çok saçma bir şey bu aslında. Yani şimdi düşünürseniz
iklim gibi bir şeyin değişimine ortalama 30 yıllık periyotlarla bakılır. Biz günlük olarak iklimin değiştiğini görmeye başladık ki bu hakikaten akıl durdurucu bir şey. Bir yanda da hava durumu tahminlerine bakıyoruz. Günlük haritalara iki metredeki sıcaklık anomalisi haritasına bakarsanız orada da dünyanın farklı bölgelerinde normalden daha yüksek sıcaklıklar olduğunu görüyorsunuz. Burada da akıl durdurucu bir şey var. Bugün itibariyle Antarktika’nın sıcaklığı normalden (yani 20. yüzyıl sonundan) 4,5 derece daha sıcak Antarktika şu an. İnanılır gibi değil. Antarktika'da neden buz oluşmadığı açık. Çünkü Antarktika'da kış şu anda aslında ve buz oluşmuyor. Yani erime değil o. Buz oluşmamasından kaynaklanan bir buz yüz ölçümü azalması var ve işte bütün dünyada 1 milyon kilometre kare kadar daha az artık deniz buzu.

Bir de inanılmaz bir şey var: Tüm bu yaşananlar El Nino’yla açıklanmaya çalışılıyor.nKendisi doğal bir fenomen olduğu için sanki doğal bir şey olduğu sanılıyor. Halbuki bunu şöyle bir perspektife oturtmak lazım: El Nino küresel ısınma üzerine eklendi. Yani küresel ısınma olmasaydı şu an bu kadar fark yaratması mümkün değildi.

Onun dışında, dünyanın çeşitli yerlerinden çok ciddi ekstrem hava durumu haberleri geliyor. Mesela Meksika'da, Amerika Birleşik Devletleri’nin eyaleti Teksas'ta özellikle inanılmaz sıcaklar var.

Ö.M.: Mesela Çin'in tarihinde hiç görmediği bir sıcaklık var. Birçok bölgede ve şehirde rekorlar kırılıyor.

Ü.Ş.: Zaten El Nino zamanlarında ağırlıklı olarak Amerika'da ve Asya'da sıcaklıklar artıyor. Ama şu anda Türkiye de normalden daha sıcak. Türkiye'ye özel bir veri yok ama haritada bir iki derece kadar daha sıcak görünüyor Türkiye de. Yani bizde de aşırı sıcaklar var. El Nino’nun iklim krizi üzerindeki etkisiyle alakalı haberler çıkmaya devam ediyor. Mesela çöllerden kalkan tozların normalden az olduğu söyleniyor. Pasifik'in ortasında bir ada oluştu Hunga Tonga Yanardağı’nın patlamasıyla. Tüm en büyük patlamalarından biriydi. Burada enteresan bir şey oldu: Denizin ortasında patladığı için normalde volkanik patlamalarda havaya kükürt dioksit yayılır. Yani karbondioksit de yayılır ama daha çok kükürt dioksit yayılır. Kükürt dioksitin de soğutucu etkisi var. Yani aslında soğuma etkisi yaratması lazım volkanik patlamanın. Ama bu seferki denizin ortasında patladığı için çok büyük miktarda su buharını atmosfere yayıyor. Su buharı da sera gazı olduğu için bu sefer tam tersi bir etki yaptığı iddia ediliyor. Bir küresel ısınma yaptığını söylüyorlar.

Bunun yanında başka etkenlerden de bahsedenler var. Mesela Amazon ormanlarındaki birtakım değişikliklerden falan da bahsedenler var. Sonuçta hepsi bir araya geliyor ama en önemlisi sera gazlarının salımı nedeniyle insan etkisiyle oluşan
ısınmanın üzerine eklenmiş olması. Mesela İngiltere'de de 140 yılın en sıcak Haziran ayı yaşandı.

Ö.M.: Ve iklimle de ilgili her türlü tedbirden vazgeçiyor. Şahane!

Ü.Ş.: İki şey var orada İngiltere'yle ilgili. Oraya atlayalım o zaman. Bir tanesi bu İngiltere'de bağımsız bir komisyon vardır: Climate Change Community. Bu komisyon hükümetin politikalarının ya da İngiltere'deki gidişatın iklim hedeflerine uygun olup olmadığı denetliyor. Bu inanılmaz güzel bir şey. Türkiye'de böyle bir şeffaflığı hayal bile edemiyorum. İngiltere’nin Avrupa Birliği'nden daha güçlü hedefleri var. 2035’te yüzde 60-70 azaltım hedefi var. Son mevcut politikaların bunu bozduğunu ve hükümetinin bunu artık kaçırdığını açıklamış.

Bununla da kalmayıp, 11,6 milyar poundluk daha önce Boris Johnson hükümeti tarafından Glasgow'da açıklanan sübvansiyon taahhüdünden de vazgeçtiğini açıkladı. İklim aktivistleri de bunun korkunç bir şey olduğunu yazdı. Bu sadece gelişmekte olan ülkelerin hedeflerini yakalamasına engel olmakla kalmayıp dünya çapında aslında bir gerilemeye neden olacak bir karar.

Ö.M.: İngiltere bu konuda amiral gemisi görevi görüyordu. “Bunu taahhüt ediyoruz” demişti. Şimdi gizlice bundan vazgeçiyor. Yani akıl durdurucu bir şey.

Ü.Ş.: Uluslararası gemiciliğin azalmasıyla ilgili çok enteresan durum var. Bu gemicilikten kaynaklanan emisyonların azalmasının iklim değişikliğini arttırdığı gibi ironik bir şey ortaya çıkıyor.

İklim Masası’ndan daha önce bahsetmedik. Bir haber sitesi kuruldu. Açık Radyo’nun da programcılarından Selin Uğurtaş'ın kurduğu bir web sitesi bu. Çok özel bir iş yapıyorlar. Çok az yazı yayınlıyorlar ama bilimsel araştırmaları herkesin anlayacağı dile tercüme ederek araştırmacıların kendileri yazıyor. Mesela şu anda dört tane araştırmanın yer aldığını görüyoruz. Bunlardan bir tanesi benim de ekipte bulunduğum, “İstanbul'da 2014-2017 yılları arasında sıcak dalgalarına 4281 ekstra ölümün olduğuna” dair bir araştırmanın mesela şu anda detaylı bir açıklaması var. Bunun en güzel yanı, yurt dışında da örneklerini gördüğümüz, bilimsel makalelerin bilim insanı olmayan ya da o alanda uzman olmayanların anlayabileceği dilde herkese aktarılması. Ben pek çok yerde, ana akım medyada da alıntılandığını görüyorum. Bu çok önemli bir girişim. O yüzden onu bir tanıtmış olalım.

Bir de çok ilginç bir film var: Bir Boru Hattı Nasıl Patlatılır? Daniel Goldhaber yönetmiş. Başka Sinema kapsamında gösteriliyor. Çok enteresan bir film. Bu filmin çıkış noktası da çok enteresan. Yani benzeri kaç tane film vardır bilmiyorum. Andreas Malm’ın aynı isimli kitabından esinle çekiliyor. Bu bir roman değil, düşünce kitabı. Buradan yola çıkmış ve tam da bu soruyu cevaplamış. Amerika'da bir grup, bu işlerin şiddet dışında bir yolla çözülmeyeceğine karar veren aktivistin Teksas'taki bir boru hattını patlatmaya çalışmalarını anlatıyor. Özellikle iklim anksiyetesinin payını çok güzel anlatıyor. Bu işe giren insanların kendi hayatlarında iklim krizinden nasıl etkilendiklerini ve nasıl bu yola savrulduklarını falan çok iyi anlatan enteresan bir film.

Ö.M.: Gündemimizde yeryüzünde gezegenin en sıcak gününün kaydedildiği haberi vardı. Sen ertesi gün bir rekor daha kırıldığını da ekledin. Ama bu hiçbir gazetede televizyonda, radyoda konu olamıyor. Yeryüzünün en önemli türlerinin yok oluşunu da tetikleyecek bir hareket bu. Bunun sebebini bulduk biz de: Başka araştırmada, Amerika'da Kaliforniya eyaletindeki Doğa Tarihi Müzesi’nde 50 bin yıllık süreyi kapsayan iklim kayıtlarını ve insan kalıntılarını analize eden ediyorlar. Sonuç çok basit. Küresel ısınma insan beynini küçültüyormuş. “Beyin hacmindeki küçücük bir azalma bile fizyolojimizi bir şekilde etkileyebilir” diyor. Niye fark edip de harekete geçmediğimiz şimdi anlaşıldı işte.