"Çok yüksek oranda diplomalı genç işsiz"

Ufuk Turu
-
Aa
+
a
a
a

Ufuk Turu'nda Ahmet İnsel, Şeyh Hasina Vecid’in başbakanlıktan istifa etmesinin ardından Bangladeş'te yaşanan son gelişmeleri, Venezuela’da Nicolás Maduro’nun seçimleri kazanmasının ardından yaşananları, Bulgaristan’da okullarda LGBT+ propaganda ve tanıtımı yasaklayan yasa tasarısını ve Sırbistan’da Avrupa’nın en büyük lityum madeninin yeniden açılması kararını değerlendiriyor.

""
Ufuk Turu: 13 Ağustos 2024
 

Ufuk Turu: 13 Ağustos 2024

podcast servisi: iTunes / RSS

Ufuk Turu’na Bangladeş’teki protestolar karşısında başbakanın istifa ederek ülkeyi terk etmesinin ardından yaşanan gelişmelerle başlayan Ahmet İnsel, Temmuz ayından beri devam eden öğrencilerin başını çektiği gösteriler karşısında geçen Pazartesi günü 15 yıldan beri iktidarda olan başbakan Şeyh Hasina Vecid’in başbakanlıktan istifa ederek ülkeyi terk ettiğini aktardı. Göstericilerin başkanlık sarayını işgal ettiklerini ve Bangladeş ordusunun Şeyh Hasina Vecid’i korumayacağını belirterek bu işgale göz yumduğunu belirten İnsel, bir aydan bu yana göstericiler üzerinde ciddi bir polis baskısının sürdüğünü ve yaklaşık olarak 400’den fazla kişinin öldüğünün bilindiğini ifade etti. İsyanın kaynağında, seçimlerde muhaliflerini tutuklatan ve muhalefetin boykota gittiği seçimleri kazanan Şeyh Hasina Vecid’in Avami Birliği Partisi’nin giderek otoriterleşmesinin ve sert bir politika izlemesinin etkili olduğunu dile getiren İnsel, Şeyh Hasina Vecid’in 1970’lerde Bangladeş’in Pakistan’dan ayrılma mücadelesini veren Avami Birliği Partisi’nin lideri Mucibur Rahman’ın kızı olduğunu hatırlatarak, Mucibur Rahman’a olan darbe sırasında kendisi ve kız kardeşinin yurt dışında oldukları için aileden hayatta kalan iki kişi olduğunu hatırlattı. Bangladeş’e döndükten sonra Avami Birliği Partisi’nin başına geçen Şeyh Hasina Vecid’in Müslüman ve aynı zamanda katı bir laik olduğunu aktaran İnsel, Hindu yönetiminin özellikle Müslümanlara yönelik yaptığı ayrımcılık politikalarına ses çıkarmamakla suçlandığını belirtti. Kendisine yönelik protestoların patlak vermesinin tetikleyici nedeninin giderek ağırlaşan otoriter yönetim olduğunu ve 1970’lerde bağımsızlık mücadelesi vermiş olanların çocuklarına ve torunlarına ‘Özgürlük Mücadelesinin Selefleri’ adı altında bir kota ile iktidar partisi yandaşlarının kamu görevlerine girmelerine yönelik açık bir kota uygulaması olduğunu aktaran İnsel, kamu istihdamının %30’unu öngören kotanın protestolar karşısında Yüksek Mahkeme kararı ile %5’e indiğini ve ancak bu uygulamanın bardağı taşıran son damla olduğunun altını çizdi. Ömer Madra, her yıl 400 bin üniversite mezunu olduğunu ancak bunlardan sadece 3 bininin memur kadrosuna girdiği bilgisini aktarırken, İnsel, Bangladeş’de çok yüksek oranda diplomalı genç işsizliği olduğunu belirtti. Şeyh Hasina Vecid’in iktisat politikalarına veriler itibariyle bakıldığında büyümede ve yoksulluğun azaltılmasında çok kötü olmadığını ama giderek daha otoriter olmasının, muhalefet liderlerini hapsettirerek seçimlere girmelerini engelleme politikasının halkta tepkiye yol açtığını belirten İnsel, Şeyh Hasina Vecid’in ülkeyi terk ettiği 5 Ağustos’ta daha çok kırsal bölgelerde yaşayan Budist olan Hindu kökenli ailelerin evlerine baskın yapıldığını ve mallarına el konularak öldürüldüklerini aktardı. Hindulara yönelik bu tepkinin bir taraftan mallara el koyma amacı taşırken diğer taraftan Hinduların Müslümanlara taviz vermeyen katı bir laiklik politikası izleyen Avami Birliği Partisi’nin destekçisi olmakla suçlandıklarını ifade eden İnsel, geçtiğimiz Çarşamba günü askerlerin yurt dışından çağırdıkları 2006 Nobel Barış Ödülü sahibi mikro kredi politikalarının mimari Muhammed Yunus’un ülkeye döner dönmez geçici hükümetin başbakanı olmak üzere görev yeminini yaptıktan sonra verdiği ilk deklarasyonlardan birinde yer alan ‘Sorumluluğumuz yeni bir Bangladeş yaratmaktır. Dine göre farklı davranmayacağız, din farkı gözetmeyeceğiz’ açıklamasını aktardı. İnsel, Muhammed Yunus’un yoksulluk üzerine yoksulluğunun nedeni olarak yoksulların iş kurmak için gerekli kaynağa sahip olmamalarından hareketle yoksullara kredi veren bankalar kurmaya dayalı mikro kredi projesini desteklediğini hatırlatarak, bu projenin her ne kadar dünyada yankı uyandırmış olmakla birlikte yoksullukla mücadelede etkili bir politika olmadığı değerlendirmesinde bulundu.

Muhammed Yunus

Hindulara yönelik 5 - 6 Ağustos’taki pogrom girişimlerinin yatışmış gibi gözüktüğünü belirten Ahmet İnsel, 5 Ağustos’tan itibaren bir hafta boyunca Bangladeş’te polisin geçmiş dönemde baskı ve şiddet uygulamaları konusunda cezalandırılacakları endişesi ile greve gittiklerine dikkat çekti. Muhammed Yunus’un hükümetinde sadece iki kişinin ana muhalefet partisine yakın olan kişiler olduğunu, çoğunluğunun sivil toplumdan geldiğini belirten İnsel, kadro kontenjanına karşı ayaklanmayı başlatan iki gençlik liderinin hükümete bakan olarak girdiklerini de belirtti. Aynı zamanda hükümette, çevre politikaları savunucusu kadın bir avukatın yer aldığını da ifade eden İnsel, geçici hükümetin sonbahar sonuna kadar seçimleri yapmasının beklendiğini belirtti ve Bangladeş’teki bu beklenmedik gelişmelerin en çarpıcı yanının ordunun Şeyh Hasina Vecid’in yanında yer almaması olduğu değerlendirmesinde bulundu.

María Corina Machado ve Edmundo González Urrutia

Venezuela’da Nicolás Maduro’nun oyların %52’sini alarak yeniden başkan seçildiği son seçimlerin ardından yaşanan gelişmelere geçen Ahmet İnsel, gerçekleşen protestolarda iki kişi polis olmak üzere 25 kişinin öldüğünü, 192 yaralı olduğunu ve bin 200 civarında siyasi tutuklu olduğunu aktardı. Maduro’nun Pazartesi günkü konuşmasında yargıdan ve tüm devlet güçlerinden demir bir yumrukla hareket etmelerini, suç şebekelerine karşı sert, acımasız davranmalarını talep ettiğini belirten İnsel, muhalefetin üzerinde ciddi bir baskı olduğunu ve muhalefetin lideri konumunda olan ve şu an illegal koşullarda yaşayan María Corina Machado’nun geçtiğimiz hafta düzenlenecek olan gösterilere halkı çağırdığını aktardı. Muhalefetin adayı olan Edmundo González Urrutia’nın da yarı illegal koşulda olduğunu ve her an tutuklanma tehlikesi olduğunu ifade eden İnsel, diğer yandan Avrupa Birliği, ABD ve Venezuela’nın çevresindeki ilerici hükümetlerin sandık tutanaklarının açıklanmasını talep ettiğini ancak seçim komitesinin sandık tutanaklarını hala yayınlamadığına ve bunun nedeni olarak siber saldırılara maruz kaldıklarını söylediklerini aktardı. Muhalefetin kendi imkanları dahilinde topladığı ve yayınladığı yaklaşık olarak sandıkların %70’ine karşılık gelen tutanaklarda Maduro’nun oyların %30 - %35 civarında, Urritia’nın ise oyların %60’ını aldığının görüldüğünü belirten İnsel, Maduro’nun yoksul halk kesimlerinde desteğinin giderek azaldığını ve Maduro’ya karşı muhalefet cephesinde Venezuela Komünist Partisi’nin de yer aldığına dikkat çekti.

Bulgaristan’da 7 Ağustos’ta okullarda LGBT+ propaganda ve tanıtımı yasaklayan bir yasa tasarısını 159 evet, 13 çekimser oyla kabul edildiğini aktaran Ahmet İnsel, yasa önerisinin son seçimlerde beklenmedik bir başarı gösteren ve parlamentoya giren Aşırı Sağ Yeniden Doğuş partisinden geldiğini belirtti. Yasada, ‘Geleneksel olmayan bir cinsel yönelimi ve biyolojik olanlardan farklı olanlardan bir cinsel kimliği özendirmek yasa dışıdır’ ifadesinin yer aldığına dikkat çeken İnsel, gözlemcilerin Yeniden Doğuş Partisi’nin Paris’te Olimpiyatların açılışındaki gösterinin ardından ortaya çıkan polemikten doğan kültür savaşı ortamından istifade ettiğini belirttiklerini aktardı. İnsel, yasa tasarısına çoğunluğun oy vermesinin esas nedeninin önümüzdeki sonbaharda Bulgaristan’ın 2021’den beri yedinci kez seçime gidecek olmasının ve dolayısıyla sol partiler dahil hepsinin muhafazakar çevrelerinin oylarını çekmek istediklerini belirtirken, diğer yandan Avrupa Birliği Komisyonu’nun eğitimden sorumlu bakanının Bulgaristan’daki muhafazakar Avrupa Birliği yanlısı partisinden gelen bir komiser olduğuna da dikkat çekti.

Geçtiğimiz Pazar günü Sırbistan’da Avrupa’nın en büyük lityum madeninin yeniden açılması kararına karşı 30 binden fazla kişinin gerçekleştirdiği protesto gösterileri hakkında bilgi veren Ahmet İnsel, bu projenin 2022 yılında iptal edildiğini ancak Temmuz’da yeniden kabul edilerek lisans verildiğini aktardı. Avrupa Birliği’nin projeye lisans verilmesinin Sırbistan ve Avrupa Birliği için tarihi bir karar olarak olumlu bir şekilde yorumladığını belirten İnsel, Avrupa Birliği ve Sırbistan arasında sürdürülebilir ham madde, pil ve elektrikli araçlar konusunda stratejik ortaklık anlaşmasının imzalandığını hatırlattı. Bu projeye şiddetle karşı çıkan hareketin parçalarından biri olan Yeşil Sol hareketin projenin Sırbistan’ı giderek daha fazla bağımlı hale getireceğini ve Sırbistan’a bir katkısı olmayacağını savunduğunu dile getiren İnsel, diğer yandan başbakan Aleksandar Vučić’in ise protestoları kendisini devirmek amaçlı bulduğunu belirtti ve böylelikle bu haftaki Ufuk Turu’nu da noktaladı.