“İklim konusu birkaç sene öncesine oranla daha fazla dillere düşmüş bir konu"

Nereye Doğru
-
Aa
+
a
a
a

Nereye Doğru’nun bu haftaki bölümünde Cengiz Aktar, Glasgow İklim Zirvesi ve Libya konulu Paris Konferansı’na değindi.

Peter Summers / Getty Images
Nereye Doğru: 3 Kasım 2021
 

Nereye Doğru: 3 Kasım 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Aktar, İskoçya'da yapılan 26. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP26) hakkında, “Uluslararası toplantılardan bir çözüm beklememek gerektiğini 1945’ten beri biliriz fakat iklim, göç ve salgın meselelerinin ne kadar acil meseleler olduğunu biliyoruz ve ona rağmen hiçbir şey olmuyor.” dedi. Aktar, Birleşik Krallık Parlamentosu üyesi, COP26 Başkanı, Margaret Thatcher hayranlığı ile bilinen, neoliberal politikacı Alok Sharma’ya göre, İngiltere adına Net Sıfır karbon salınımı hedefinin 2050’de gerçekleşeceğini bildirdi. Hindistan’ın hedefinin ise 2070 olduğunu belirten Aktar, “İklim konusu her şeye rağmen yine de birkaç sene öncesine oranla daha fazla dillere düşmüş bir konu. Özellikle gençler bir şeylerin yanlış gittiğinin daha fazla farkında. Konu hakkındaki bilimsel araştırmalar gençlerin mevcut iklim sorunu ile alakalı anksiyeteler geliştirdiğini gösteriyor.” dedi. Aktar ayrıca, Türkiye’nin dünyanın en çok kirleten ülkelerinden biri olması dolayısıyla birebir taraf olduğu COP26’da temsil edilmeyecek oluşuna dair, “Ekrem İmamoğlu’nun toplantıda olması hiçbir şeyi değiştirmez. Kendisi devlet hakkında konuşamaz. Yalnızca İstanbul adına konuşabilir.” yorumunu getirdi. 

Türkiye, İklim Zirvesi'nde olduğu gibi Libya toplantısında da temsil edilmeyecek

Aktar Libya’ya dair, 12 Kasım tarihinde Berlin Konferansı’nın devamı olarak Fransa inisiyatifinde gerçekleşecek olan Paris Konferansı’nı, “Türkiye Cumhuriyeti tıpkı İklim Zirvesi’nde olduğu gibi açıkça taraf olmasına rağmen bölgedeki en sıcak noktalardan biri olan Libya toplantısında da temsil edilmeyecek. Bölgede bulundurduğu paralı ve TSK mensubu askerlerin geri çekilmesine ilişkin geri adım atmak istemediği gibi aynı zamanda muhatap dahi olmak istemiyor. Konu uluslararası ilişkiler açısından çok vahim olmakla birlikte bu biraz Kuzey Koreleşme sürecidir.” şeklinde değerlendirdi. 

 

(Program özetini hazırlayan Seyhan Karasu’ya teşekkür ederiz.)