Ruhunu ve inancını kaybetmiş bir iktidar

-
Aa
+
a
a
a

Türkiye üzerine içerden ve dışarıdan öyle bir yük binmiş durumda ki,  o yük artık AKP’yi derinden etkiliyor, ruh onun için kaybolmuş görünüyor. Dünkü görüntüler bunun kanıtı.

Kaynak: T24 (25 Mayıs 2018)

“Şöyle bir ayağa kalkın bakalım ya...”
Olmuyor, beğenmiyor, aslında beğenmemekte haklı ve bu kez:
“Yorgun musunuz ya...”
Olmuyor, beğenmiyor, aslında beğenmemekte haklı ve bu kez:
“Olmadı, sesiniz zayıf çıktı, yeniden başlıyoruz....”
Dün AKP’nin seçim bildirgesi açıklanıyor. Tayyip Erdoğantarafından.
Bu cümleler dünkü o toplantıda Tayyip Erdoğan’a ait.
Salon hınca hınç AKP’lilerle dolu. Normal çünkü seçim bildirgesi açıklanıyor.
Dolu da, salona sanki ölü toprağı serilmiş, oradaki topluluğun ruhu kaybolmuş.
Erdoğan kendi örgütünü, milletvekili adaylarını, oradaki tabanını, kendi ekibini harekete geçirmek, heyecan aşılamak amacıyla yırtınıyor, ama nafile.
On altı yıllık metal yorgunluğu, iktidar bıkkınlığı kendini dün olanca çıplaklığı ile gösteriyor.
Erdoğan’ın ateşleme çabaları yetmiyor, çünkü AKP bir bütün olarak iktidar olmak inancını artık kaybetmiş görünüyor.
Heyecanı yok, ruhu yok, güveni yok.
Belli ve görevlendirilmiş küçük bir grubun bağrış çağrışı da, salona hareketlendirmeye yetmiyor.
On altı yıllık iktidar açısından hazin ve artık beklenebilir bir durum.

Sanki muhalefet bildirgesi

Üstelik, Erdoğan’ın dün açıkladığı seçim bildirgesi tam bir hayal kırıklığı. Daha da öte, sanki muhalefet partisinin bildirgesi gibi.
“Yapacağıııız, edeceğiiiiz, düzenleyeceğiiiiz...”
Sen on altı yıldır tek başına iktidardasın. Hiç bir konuda on altı yıldır elini tutan yok. Ağzından çıkan her söz, hele de son bir kaç yıldır “yasa hükmünde”.
Hatta, kendi deyiminle, bir 23 Nisan törenininde, daha o tarihte Başbakan olmasına rağmen, bırakın Cumhurbaşkanlığını, Başbakanlıkta bile, Başbakanlık koltuğuna oturan çocuğa söylediğin gibi:
“Astığın astık, kestiğin kestik...”
O zaman, günümüzde yaşanan geçim sıkıntısının, bozuk gelir dağılımının, adaletsizliğin, hukuksuzluğun, işsizliğin, yüzlerce sorunun, v.s., v.s., sorumlusu kim?
Bu durumda adaletten sağlığa, eğitimden çevreye, kentlerden ulaştırmaya, sanayiden turizme kadar akla gelebilicek her alanda “yapacağız, edeceğiz” sözleri, tam 300 sayfa tutuyor.
300 sayfa var, ama üç kuruşluk inanç ve güven yok. Daha kendi örgütünde yok.
Bunların üstüne hala “OHAL” ve ille de “OHAL ile devam” kararı.
Kim inanır ve kim güvenir artık bu iktidara?
Çünkü, hiç bir sözünde durmuyor. En basit örnek, OHAL. İlan edildiği gün, “en çok altı ay, belki de üç ay devam eder” diyor, OHAL uygulaması iki yıla yaklaşıyor.
Öyle yaklaşıyor ki, seçimler bile OHAL altında.

Gözlemci gelmiyor

İşte, bu duruma en ciddi tepkilerden biri Avrupa Parlamentosu'ndan geliyor.
Avrupa Parlamentosunun bir grubu var, “Seçim İzleme Grubu”.
Bu grup AB ülkeleri ile AB ile ilişkisi olan ve üye olmasa bile, AB ile görüşmeleri devam eden ülkelerdeki seçimleri izlemek üzere bir heyet gönderiyor.
“Seçimler dürüst mü, demokratik mi, evrensel hukuka uygun mu, eşit mi, seçme ve seçilme hakları yerinde mi, adil mi” gibi ölçülerle hareket eden bu heyet, seçim günü o ülkeye gidiyor ve pek çok yerde gözlemde bulunuyor.
Aynı grup daha önceki seçimlerde her zaman Türkiye’ye geliyor.
Ancak, bu kez gelmiyor.

Çok acı gerekçe

Gerekçesi Türkiye açısından, AKP açısından çok acı:
“OHAL altında yapılan bir seçim seçim olmaktan çıkmıştır. Ayrıca, seçimlerde eşitlik yoktur. Cumhurbaşkanı adaylarından birinin hapiste olduğu bir seçimde, adalet aramak boşunadır. Seçimde gizli oy, açık tasnif olsa bile, seçimin meşruiyeti bu şartlarda kaybolmuştur”.
Çok ama, çok ağır gerekçe.
Türkiye üzerine içerden ve dışarıdan öyle bir yük binmiş durumda ki,  o yük artık AKP’yi derinden etkiliyor, ruh onun için kaybolmuş görünüyor.
Dünkü görüntüler bunun kanıtı.