Latmos’da taş ocakları sayısı her geçen gün artıyor

-
Aa
+
a
a
a

"Beşparmak-Latmos Dağları maden sahası değil, milli park olmalı"

Fotoğraf: Change.org
Gezegenin Geleceği: 24 Mayıs 2024
 

Gezegenin Geleceği: 24 Mayıs 2024

podcast servisi: iTunes / RSS

Sekiz çevre örgütü adına Metin Aydın’ın change.org/LatmosaDokunma adresinde yürüttüğü kampanyada sevindiren bir gelişme yaşandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Latmos Dağı’nda taş ocakları için verilen kapasite artış kararını iptal etti. Aydın ve Muğla sınırları içerisinde kalan, antik çağdaki adı Latmos olan Beşparmak Dağı’ndaki taş ocakları sayısı her geçen gün artıyor. Özel bir madencilik şirketi, geçtiğimiz yıl feldispat, kuvars ve kuvarsit taş ocağının kapasite artışı için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu kararı almıştı. Bu kararla birlikte üç yeni ocak sahası için daha izin alan şirkete karşı, Latmos Platformu da yargıya başvurarak kararın iptalini istemişti. Dosyayı inceleyen İdare Mahkemesi, projenin zeytinlik alanları, tarım arazilerini, çevreyi, toprak ve su kaynaklarını olumsuz etkileyeceği belirterek ÇED Olumlu kararını iptal etti. Karar hakkında kampanyacı Metin Aydın, “Kararla birlikte kapasite artışı ikinci kez reddedilmiş oldu. Fakat Latmos Dağları'nda maden tahribi ve tehdidi devam ediyor. Mevcut madenler çalışmaya devam ederken, bir yandan da kapasite artışları gerçekleşiyor. Bu eşsiz coğrafya yıkımla karşı karşıya. Bir an önce harekete geçilmeli ve bölgenin korunması için önlemler alınmalı, milli park ilan edilmeli.” Kampanya, change.org/LatmosaDokunma adresinde.

E-5, hava kirliliği konusunda rekorlar kırıyor

Remzi Çelik, change.org/KadıköydeZehirSoluyoruz adresinde ‘Göztepe ve D-100 (E-5) Hava Kirliliği Konusunda Rekorlar Kırıyor’ başlıklı bir imza kampanyası başlattı. Kampanyacı, “D100 karayolu üzerinde yerleşik olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait hava kalitesi izleme istasyonu yıllardır alarm vermekte. Erken ölümlere ve kanser dahil pek çok sağlık sorununa neden olan ince partikül maddeler (PM2.5, PM10), karbondioksit oranları Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği limitlerin çok üzerine çıkmakta, ülke sıralamasında Göztepe ilk sıralara girmekte. Son dönemde bunun ana nedeni, Avrasya tünelinden çoğu fosil yakıtlı 40 bin araçlık, bazen 90 bin araçlık araç trafiğinin neden olduğu kirlenme, emisyonların getirdiği hava kirliliğidir,” açıklamasında bulundu. “Kirli hava sınır tanımaz, bıçakla kesilmiş gibi hareket etmez. Göztepe ve D-100 üzerindeki hava kirliliği, rüzgârla Kadıköy’e dağılıyor. Zehirlenme, tüm Kadıköy'ün sorunudur,” diyerek bölgedeki hava kirliliğe dair acil bir şekilde eylem planı yapılmasını talep eden Çelik, “Bostancı'dan Avrasya'ya kadar olan kirlilik şeffaf bir şekilde ölçülmeli, mobil istasyonlarla tarama yapılmalı ve günün her saatinde olan bu hava kirlilik indeks değeri halkla paylaşılmalı,” diyor change.org/KadıköydeZehirSoluyoruz adresinde.

‘İzmir’de üniversitelerde bisiklet istasyonları açılsın’

“İzmir’de yaşayan insanlar ve özellikle İzmir’de okuyan öğrenciler için çok daha fazla bisiklet istasyonuna ihtiyacımız var. Çünkü bisiklet hem daha sağlıklı hem ekonomik hem de iklim dostu,” diyen Ramazan Cenk Akgül, change.org/bisikletkentiizmir adresinde ‘İzmir’de Karbonsuz Ulaşım Ağı: Üniversitelerde bisiklet istasyonları açılsın!’ başlıklı imza kampanyasına devam ediyor. Kampanyacı, bisiklet kullanımının daha ulaşılabilir ve sürdürülebilir hale gelmesi için İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden isteklerini şu şekilde belirtti; “BİSİM (İzmir Akıllı Bisiklet Kiralama) istasyon sayıları artırılsın; BİSİM istasyonlarının konumu sadece sahil kenarıyla sınırla kalmasın, şehrin iç kısımlarına da yayılsın; Ege, Dokuz Eylül, Katip Çelebi, Demokrasi, Bakırçay, İYTE, Ekonomi ve Yaşar Üniversitelerine yakın yerlerde ve kampüslerde BİSİM istasyonları açılsın.” Türkiye’de ulaşım kaynaklı sera gazı emisyonlarının, ülkenin toplam emisyonlarının %16,1’i olduğunu ve bunun %93’ünün karayolu taşımacılığından kaynaklandığını belirten Ramazan Cenk Akgül’ün kampanyası change.org/bisikletkentiizmir adresinde devam ediyor.

‘İzmir Tire Çayırlı Köyü’nün bol oksijenli ormanlarının maden Sahası yapılmasına karşı durun’

Derviş Savran, change.org/tiremadenistemiyor adresinde ‘İzmir Tire Çayırlı Köyünün Bol Oksijenli Ormanlarının Maden Sahası Yapılmasına Karşı Durun’ başlıklı bir imza kampanyası başlattı. Türkiye'deki madencilik faaliyetlerinin genellikle çevresel tahribatla sonuçlandığını, Türkiye Tabiatını Koruma Derneği tarafından yapılan bir çalışmaya göre, madencilik faaliyetlerinin Türkiye'nin biyoçeşitliliğine ciddi zarar verdiği söyleyen Savran, “Ben bir Çayırlı, Tire/İzmir sakini olarak, doğanın dengesinin bozulmasının oradaki insanların ve diğer tüm canlıların yaşamının bitmesi anlamına geleceğini biliyorum. Eşsiz güzellikteki ormanlarımızın yok edilip maden sahası yapılması düşüncesi bile korkutucu. Bu durum, yerel ekosistem üzerinde kalıcı ve geri dönüşü olmayan etkiler yaratacak,” açıklamasında bulundu. Kampanyacı, “Bu eşsiz doğal mirasın korunması için harekete geçme sorumluluğunu taşıyoruz. Bu nedenle sizden ricamız; İzmir Tire Çayırlı Mahallesi'ndeki ormanların korunmasına yardım etmeniz ve bu maden sahasının oluşumuna karşı çıkmanızdır,” diyerek change.org/tiremadenistemiyor adresindeki kampanyanın imzalanmasını istiyor.