Doğamız bizim hayat sigortamız

Dünya Doğa Koruma Birliği tarafından dünyada nadir rastlanması ve neslinin tükenme tehlikesi nedeniyle koruma altına alınan 'kum zambağı (Pancratium maritimum)', Alanya'nın çeşitleri bölgelerindeki sahilleri süslemeye başladı. Koparmanın ve soğanlarının yurt dışına çıkarılmasının cezası 387 bin 141 lira olan kum zambakları, özellikle Yeşilöz Sahili'nde boy gösterdi. Yeşilöz Sahili'nde gün doğumu ile birlikte izlemesi keyif veren kum zambaklarının etrafına çevreciler tarafından taş ve çitler çevrilerek daha güvenli hale getirdi. Bölgede gönüllü olarak aralıksız nöbet tutan Güldane Şahin, kum zambaklarını korumak için mücadele ettiklerini söyledi. Şahin, “Burada yıllardır Caretta caretta ve kum zambaklarını korumaya çalışıyoruz. Şu anda kum zambakları çok güzel şekilde açtılar. Kızgın kumlar içinde gelin gibi duruyorlar. Bu sahili yaklaşık 18 yıldır korumaya çalışıyorum ama daha profesyonel korunması gerektiğini buradan bütün yetkililere iletiyorum. Ayrıca Alanya Doğa Koruma Şefliği, Caretta caretta için koruma kafesleri, kum zambakları için de şerit ve çıtalar veriyor. Biz bu verdikleri malzemelerle çitler yaparak kum zambaklarımızı korumaya çalışıyoruz. Doğamız bizim hayat sigortamız,” dedi.

Boris Fırtınası ölüm getirdi

Boris Fırtınası’nın getirdiği aşırı yağış ve selin etkisi altında olan Doğu ve Orta Avrupa’da en az 18 kişi hayatını kaybetti. Su baskınlarının hayatı durdurduğu Polonya’nın Nysa şehrinde tahliye kararı alındı. 44 bin kişinin yaşadığı şehrin Belediye Başkanı Kordian Kolbiarz, kent halkına yüksek yerlere gitme çağrısı yaptı. Kentin yakınındaki gölün taşabileceği endişesi dile getiriliyor. Şu ana kadar Romanya, Çek Cumhuriyeti, Polonya ve Avusturya'da ölümler kaydedildi.

Hatay’da yurttaşın zeytin ve narenciye bahçelerine el konulmasına tepkiler büyüyor

Hatay’ın Samandağ başta olmak üzere birçok ilçesinde TOKİ gerekçesiyle yurttaşın zeytin ve narenciye bahçelerine el konulmasına tepkiler büyüyor. CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, şirket talanına ve iktidarın politikalarına tepki göstererek, “Bu arazilerin hemen yakınında hazine ve vakıf arazileri aynı zamanda tapulu araziler de var. Yurttaşların endişelerine rağmen inşaat, dere yatağına ve yurttaşın arazilerine çok yakın yerde yükseliyor. Toprağın üzerinde ise nesiller süren emeğin ürünü, kanunla korunan zeytin ağaçları ve ürünleri, narenciye bahçeleri hiçe sayılarak yok ediliyor,” dedi. Yetkililere seslenen Nermin Kara, sorumluluk almaya çağırdı.

2024 yaz ayları, dünyada şimdiye kadar kaydedilen en sıcak yaz olarak tarihe geçti

2024 yaz ayları, dünyada şimdiye kadar kaydedilen en sıcak yaz olarak tarihe geçti; Türkiye’de de 2024 yılı Haziran ve Temmuz ayları son 53 yılın en sıcak Haziran ve Temmuz ayı olarak kayıtlara geçti. Özellikle Adana gibi güneydeki ve nem oranı fazla bölgelerde, hissedilen sıcaklıklar daha yüksek oluyor ve açık havada çalışanların sağlığını tehdit eden boyutlara ulaşıyor. 25 yıldır şantiyelerde çalışan bir inşaat işçisi, aşırı sıcaklarda inşaatta çalışmanın zorluklarını şöyle ifade ediyor, “Burada bol bol üzerinizi değiştiriyorsunuz; çift atlet, çift gömlekle geliyorsunuz. Yani günlük üç dört sefer ustalarımız elbise değiştiriyor. Tabii bu kadar sıcak olduğu zaman insanlar kendini yorgun, daha bitkin hissediyor. Çalışmaktan yorulmayan usta, en çok sıcaktan yoruluyor. Güneş altında kalan ustalarımız olduğu zaman bazen kalp çarpıntısı, mide bulantısı gibi rahatsızlıklar oluyor. Geçim derdi sıkıntı olunca mecburen herkes çalışmak zorunda.” ODTÜ öğrencisi Öykü Ardıç, change.org/AdanaSıcakları adresinde başlattığı kampanya ile yüksek nem nedeniyle hissedilen sıcaklıkların 52 dereceye kadar çıktığı Adana'daki aşırı sıcakların, dışarıda çalışanların üzerindeki olumsuz etkilerini vurguluyor ve belediye personeli için bu şartların iyileştirilmesine yönelik somut taleplerde bulunuyor. Adana’nın, iklim değişikliğinin etkilerini yoğun bir şekilde yaşayan bir şehir olduğunu vurgulayan kampanyacı, Adana Büyükşehir Belediyesi’nin, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamalarını örnek alarak çalışanlarının sağlığını ve güvenliğini ön planda tutarak bu talepleri değerlendirmesini talep ediyor; bu düzenlemelerin hem çalışan memnuniyetini artıracağını hem de iş gücü verimliliğini olumlu yönde etkileyeceğini vurguluyor.

COP29’a ev sahipliği yapacak Azerbaycan ikiyüzlülükle suçlanıyor

Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi COP29’a ev sahipliği yapacak Azerbaycan müzakereler boyunca tüm ülkelere yönelik bir ateşkes çağrısında bulunuyor. İnsan hakları savunucuları ise kendi ülkesinde muhalifleri tutuklamakla ve fosil yakıtlarla ilgili net bir tavır almamasına vurgu yaparak Azerbaycan’ı ikiyüzlü olmakla suçluyor. Bu yılki Birleşmiş Milletler iklim zirvesinin ev sahibi Azerbaycan, müzakerelerin yapılacağı dönemi kapsayacak küresel bir ateşkes çağrısı yaptı. Azerbaycan, 11 Kasım’da başkent Bakü’de başlayacak ve iki hafta sürecek olan COP29 zirvesinin başkanlığını yapıyor. Azerbaycan, çatışma halinde olan tüm ülkeleri silahlarını bırakmaya çağırıyor. Başkanlık ayrıca 15 Kasım’da özel bir ‘barış günü’ düzenleyecek ve İngiltere, Almanya, İtalya, Uganda ve diğerleriyle birlikte, en savunmasız ülkeleri desteklemek amacıyla bir ‘COP29 barış ve iklim girişimi’ organize edecek. Aktivistler ise Azerbaycan’ın insan hakları konusundaki siciline ve yakın zamanda Ermenistan ile yaptığı savaşa dikkat çekiyor. Azerbaycan’ın geçen Eylül ayında başlattığı saldırının ardından, ihtilaflı Dağlık Karabağ bölgesinde 100 binden fazla insan yerinden edilmişti. İnsan hakları savunucuları, geçen Aralık sonunda bir barış anlaşması imzalanmasına rağmen Azerbaycan’ın hâlâ yüzlerce siyasi tutuklu barındırdığına vurgu yapıyor.