Charles Aznavour 100 yaşında

-
Aa
+
a
a
a

Bu haftaki programımızda; 2018’de aramızdan ayrılan Charles Aznavour’u doğumunun yüzüncü yıldönümünde, kariyerinin farklı dönemlerine ait parçalar eşliğinde andık.

Charles Aznavour

Programın açılışını, Belçikalı viyolonsel sanatçısını Camille Thomas ile Ermeni Devlet Senfoni Orkestrasının Aznavour'un yüzüncü yaş günü onuruna bir araya gelerek onun en güzel şarkılarını yorumladığı "Aznavouriana" adlı albümün açılışında yer alan Hier encore ile yaptık. Her ikisi de Ermeni asıllı olan Gürcistan göçmeni bir baba ve Türkiye göçmeni bir annenin çocuğu olarak Paris’te hayata gözlerini açan Shahnour Vaghenag Aznavourian'ın çocukluğu, sanatçılar arasında geçmişti. Küçük yaştan itibaren ablası Aïda ile birlikte başkentte düzenlenen balolarda boy göstermeye başlayan Charles'ın 1941 yılında, bestecilik ve yorumculuk yapan Pierre Roche ile tanışması sayesinde Roche & Aznavour ikilisi doğacaktı. 1944’te, Raoul Breton yapım şirketi ile sözleşme imzalayan ikili, dönemin popüler isimlerinden Edith Piaf’la tanıştırılıp onun 1947-48 yılları arasında Les Compagnons de la Chanson ile birlikte çıktığı turneye dâhil olsa da izleyicilerden pek fazla ilgi görmedi. Aznavour bu dönemde Piaf’ın önce şoförlüğünü, daha sonra sekreterliğini ve nihayet asistanlığını yapacak ancak “Kaldırım Serçesi” ona ilk başlarda söz yazarı gözüyle bakmayacaktı. 1950’de Pierre Roche’la yollarını ayırmak zorunda kalan Aznavour, bu dönemde Patachou, Philippe Clay, Eddie Constantine, Gilbert Bécaud, Juliette Gréco ve nihayet Edith Piaf gibi isimler için şarkılar yazdı.

Söz yazarı olarak aldığı tüm övgülere karşın Charles'ın asıl tutkusu şarkı söylemekti fakat bu amaçla çıktığı sahneden her seferinde ıslıklanarak inmek zorunda kalıyordu. Çelimsiz fiziği, kısa boyu ve titreyen sesi, halk arasında onu aşağılayan çeşitli takma isimlerle anılmasına neden olmaya başlamıştı. Charles Trenet, Yves Montand ve Edith Piaf gibi isimlerin tüm başarısına karşın, Luis Mariano, Tino Rossi ya da André Dassary gibi “kadife sesli” şarkıcıların egzotik nakaratlarla dolu şarkılar seslendirdiği bir çağda, iç karartıcı konuları anlatan şarkılar söyleyen boğuk sesli bir adam dinleyicileri hiç de cezbetmiyordu açıkçası. Amacına ulaşabilmek için işine dört elle sarılan Aznavour’un şansı, ellilerin ikinci yarısından itibaren yavaş yavaş dönmeye başladı. 1960’ın Aralık ayında Alhambra salonunda, başarıyı bir türlü yakalayamayan bir şarkıcının hikâyesini anlattığı Je m’voyais déjà’yı seslendirmesinin ardından onu konser boyunca soğuk bakışlarla izleyenler tarafından ayakta alkışlanması, şeytanın bacağını nihayet kırmış olması anlamına geliyordu aynı zamanda. Söz konusu parça, Ömer Madra'nın favori Aznavour şarkıları arasında da yer alıyor. Ömer Bey parçayla ilgili: “Olağanüstü incelikteki mizah duygusuyla kendisiyle bir yanda fena halde dalga geçerken aynı zamanda melankolinin derinliklerinde dolaşmayı nasıl beceriyor, bu muammayı 70 yıl önce ilk dinlediğimden bu yana hâlâ çözebilmiş değilim” ifadelerini kullanıyor. 

Charles Aznavour’un yüzüncü yaş günü sebebiyle çeşitli derleme albümleri de yayınlandı. Bunlardan biri; “100 ans, 100 chansons” adını taşıyor. 5 CD’den oluşan bu albümde sanatçının en sevilen parçalarının stüdyo kayıtlarının yanı sıra, canlı performans kayıtlarından seçmeler ve bazı şarkıların İngilizce versiyonları da bulunuyor. Bu albümde de yer alan Je t’attends adlı parçanın sözleri Charles Aznavour, müziği ise Gilbert Bécaud imzasını taşıyor. Şarkıyı 1963’te hem Bécaud hem de Aznavour kaydetmiş fakat parça ilerleyen yıllarda daha çok Aznavour yorumuyla hafızalarda yer etmişti. Altmışlı yıllardaki çoğu Aznavour şarkısı gibi umutsuzca aşkı bekleyen bir adamı konu alan şarkıda: “Seni bekliyorum, gel gecikme, nereden gelirsen gel, kim olursan ol, haydi, vaktimiz dar, seni bekliyorum, bilinmeyen rüyam, adın ne, amacın ne? Benimki aşk” diyor Aznavour. 

Je t'attends'da, sabırsızca aşkı bekleyen bir adamdan bahseden Aznavour, 1966 tarihli Qui?'de bu kez aşkı bulmasına rağmen bu kez de kıskançlığın pençesine düşen birinin kimliğine bürünüyor. Parça, kendinden yaşça küçük sevgilisiyle mutlu bir yaşam süren bir adamın, kendisi öldükten sonra sevdiği kadının başka erkeklerle yakınlaşarak kendisini unutacağını düşünüp girdiği kıskançlık krizlerini konu alıyor. Şarkıda: “Kim sen itiraz etmeden, yapacak sadece bize ait hareketleri?, Seni öptüğümde, sana sarıldığımda, Kim alacak benim yerimi?, Boynunun etrafında, Kim? Kimse söyleyemez bunu, Kim? Hiçbir fikrimiz yok, Ve kalbim yırtılıyor düşününce, Birinin gelip; “Seni seviyorum” diyerek seni alacağını, Şimdiden biliyorum ki Ve bu “Seni seviyorum”la, Önce alacak dudaklarını, Sonra da yatağını, Ve gömecek beni, bir kez daha” sözleriyle ifade ediyor sanatçı bu duyguları. 

Tıpkı Qui'de olduğu gibi Aznavour’un repertuarında yer alan hemen hemen tüm parçalarda, şarkı sözlerinin ve kafiyelerin önemli bir yeri var. Aznavour’un şarkı yazarken bir kafiye sözlüğü kullandığı biliniyor. Hatta bu sözlüğü yaşamının son yıllarında Fransızcayı son derece ustalıkla kullandığını düşündüğü Serge Lama’ya hediye etmiş. 2017’de ölmeden önce verdiği son röportajda Le Figaro gazetesine: “Fransız dilini korumak benim için bir görev. Benim gözümde şarkı sözleri her zaman önceliklidir, Fransızca her şeyden önce bir metindir” sözleriyle ifade etmişti sanatçı bu konudaki görüşlerini. Sanatçının kaleme aldığı en güzel eserlerden biri de 1963 yılında piyasaya çıkan Bon anniversaire. Parça, evlilik yıldönümlerini kutlamak üzere dışarı çıkmaya hazırlanan bir çifti konu alıyor. Adam yepyeni takım elbisesini, ayağını sıkan ayakkabılarını giymiş, eşinin hazırlanmasını bekliyor. Kadınsa biraz telaşlı hatta asabi, kuru temizlikçiye verdiği elbise hala gelmemiş. Adam: "Böyle giderse tiyatroya geç kalacağız" diye düşünürken elbise geliyor, kadın rahatlıyor fakat bu kez de giymeye çalışırken elbisenin fermuarı sıkışıyor, adam ona yardım ediyor, beraber çekiyorlar, zorluyorlar ve aniden elbise yırtılıyor. Kadın gözyaşlarına boğuluyor, adam onu teselli etmeye çalışıyor, gece on bire doğru kadın artık hazır ama ne var ki tiyatro çoktan kapanmış. Adam: "Gel baş başa yemek yiyelim" diyor, kadın eve dönmek istiyor, caddede sessizce yürüyorlar, akşamları mahvolmuş ama yine de şanslı olduklarını düşünüyorlar, çünkü birbirlerini seviyorlar.

Aznavour’un yüzüncü yaş gün günü anısına yayınlanan bir başka albüm de, yazının başında bahsettiğimiz, Belçikalı viyolonsel sanatçısı Camille Thomas’nın, Ermeni Devlet Senfoni orkestrası eşliğinde Aznavour’un eserlerini enstrümantal olarak kaydettiği “Aznavouriana”. La bohème, Emmenez-moi, Comme ils disent ve Mourir d’aimer gibi Aznavour klasiklerinin bu etkileyici yorumlarının düzenlemeleri ise Mathieu Herzog ve Martin Ulikhanyan’a ait. Albümde Aznavour'un, Ramón Cabrera Argotes'in enstrümantal şarkısından aynı adla Fransızcaya uyarladığı Esperanza da bulunuyor. Bu albümde enstrümantal versiyonu yer alan La Mamma ise, Ömer Madra'nın bir başka favori şarkısı. Madra parçayla ilgili: "La Mamma’da ise artık hüzün iyice hâkim ama orada da Jean Cocteau’nun dediği durum geçerli: “Aznavour’dan önce gam-kasavet popüler değildi” sözlerini kullanıyor. Buna karşın aynı zamanda France Gall’in babası olan söz yazarı Robert Gall’in, yeni kaybettiği annesinin anısına kaleme aldığı ve ölüm döşeğindeki annelerine veda etmeye hazırlanan bir İtalyan ailesini tasvir ettiği şarkı, ilk başta Charles Aznavour’a bile fazlasıyla hüzünlü gelmiş ve sanatçı parçayı kaydetmek istememiş. Bu yüzden ilk olarak Les Compagnons de la Chanson kaydetmiş La Mamma’yı. Bunun ardındansa, bu yıl 101. Yaşını kutlayan ablası Aïda’nın ısrarları sonucu Aznavour da yorumlamaya karar vermiş ve parça, repertuarının klasiklerinden birine dönüşmüş.  

Charles Aznavour’un yüzüncü yaş günü nedeniyle yayınlanan bir diğer albüm ise, sanatçının kariyeri boyunca farklı meslektaşlarıyla yaptığı düetlerden oluşan: “100 ans, 100 duos”. 2008’de bir düetler albümü yayınlamıştı Aznavour, bu yeni derlemede de hem bu albümde yer alan şarkıların birçoğu hem de sanatçının neredeyse yetmiş yıla yayılan kariyeri boyunca, Nana Mouskouri’den Céline Dion’a, Frank Sinatra’dan Zaz’a dünyaca ünlü onlarca farklı isimle ortaklaşa yaptığı çalışmalardan kesitler yer alıyor. Bazı canlı performans kayıtları da mevcut albümde. Bunlardan biri de 1980 tarihli "Autobigoraphie" adlı albümde yer alan Mon émouvant amour. Parçayı aynı yıl Olympia’da verdiği konserde, Cherbourg Şemsiyeleri filmindeki şarkılarda Catherine Deneuve’ün dublajını yapan Danielle Licari ile birlikte seslendirmişti Aznavour. 

Bu parçanın da yer aldığı albümün isim parçası "Autobiographie"de, Aznavour o ana kadarki yaşamının kısa bir özetini çıkarıyordu. Hayata, Paris’teki Monsieur le Prince sokağında, Rusça ve Ermenice konuşan sanatçı ve şarkıcılarla dolu bir ortamda gözlerini açtığını belirtiyor ve “Kadınlar ağlar ve erkekler sabaha kadar ölümün, aşkın ve şarabın yaşadığı uzak bir folklorun derinliklerinden gelen nakaratları söylerdi” sözleriyle anavatanı Ermenistan’a atıfta bulunuyordu. Kariyeri boyunca zaman zaman Ermenice şarkılar da seslendirdi Aznavour. Örneğin kızı Seda’nın 1988’de geleneksel Ermeni şarkılarını yorumladığı albümde, onunla birlikte 1712-1795 yılları arasında yaşayan Ermeni şair ve müzisyen Sayat Nova’nın Yes Kou Rimet'n Tchim Kidi ya da Fransızca adıyla Je ne connais pas les mérites adlı eserini kaydetmişti sanatçı.

Charles Aznavour kariyeri boyunca, dünyaca ünlü bir başka usta isim olan Nana Mouskouri’yle de düetler yapmıştı. İkili arasında altmış yıla dayanan bir dostluk vardı ve Aznavour aynı zamanda Yunan meslektaşının repertuarına da katkıda bulunmuştu. Nana Mouskouri, onun ölümünün ardından: “Özgün ve aşkla dolu şarkı sözleriyle çok büyük bir sanatçıydı. Hayatı son derece şiirsel bir dil kullanarak, her yönüyle anlattı. O şarkı söylediğinde, damarlarımızın içinden geçerdi” sözleriyle anmıştı Aznavour’u. İkili, Türkçeye de uyarlanan bir Nana Mouskouri klasiği olan Milise Mou’yu, Charles Aznavour imzalı Fransızca sözlerle Si tu m’aimes adıyla seslendirmişti.

Şarkıcı / YorumcuParça AdıAlbüm AdıSüre
Camille Thomas Hier encore Aznavouriana 2:50
Camélia Jordana Parce que Aznavour, Sa Jeunesse 2:26
Charles Aznavour Je m'voyais déjà Palais Des Congrès 97-98 4:30
Charles Aznavour L'amour c'est comme un jour Il Faut Savoir 3:46
Charles Aznavour Je t'attends La Mamma 3:07
Charles Aznavour Qui? Qui? 3:36
Charles Aznavour Bon anniversaire Palais Des Congrès 2000 3:38
Camille Thomas Esperanza Aznavouriana 2:35
Charles Aznavour La Mamma La Mamma 3:44
Charles Aznavour & Danielle Licari Mon émouvant amour Olympia 80 3:15
Charles Aznavour & Seda Aznavour Yes Kou Rimet'n Tchim Kidi (Je Ne Connais Pas Les Mérites) Chants Traditionnels Armeniens 4:12
Charles Aznavour & Nana Mouskouri Si tu m'aimes Bon anniversaire Charles! 3:12