Haftanın Kitabı'nda Ceyhan Usanmaz, Sıcak Kafa ve Kübra romanlarıyla adından sıkça bahsettiren Afşin Kum'un Kırk Üçteki Korkunç Traktör Yağmuru adlı yeni kitabı üzerine konuşuyor.
İlk romanı Sıcak Kafa'yla, dünyayı pençesine almış bir delilik salgınının ortasına atmıştı bizi Afşin Kum. Konuşma yoluyla –romandaki ifadeyle 'abuklama'yla– zihinden zihne bulaşarak yayılan bir hastalık çerçevesinde eski bir dil bilimci olan Murat Siyavuş'un hikâyesini okumuştuk. Üstelik, bilim kurgu takipçilerinin gözden kaçırmalarının mümkün olmadığı –harika– bir zamanlamayla yayımlanmıştı bu ilk roman; yönetmenliğini Denis Villeneuve'ün üstlendiği Arrival (Geliş) filminin, belki de beklentilerin de üzerinde ilgi topladığı günlerdi...Ted Chiang'ın bir öyküsünden uyarlanan filmde de yine bir dil bilimci başroldeydi; üniversitede antik diller üzerine ders veren dil bilimci Louise Banks'in uzaylılarla 'anlaşma' çabasını izlemiştik. Sonrasında, bir Netflix dizisi haline gelmesiyle Sıcak Kafa çok daha geniş bir kitle tarafından bilinir oldu; hak ettiği ilgiyi gördü de denebilir. (Bu arada dizi de, birçok kişi tarafından platformun en iyi yerli yapımlarından biri olarak değerlendirildi.) Sıcak Kafa'nın ikinci sezonu gelir mi, yoksa Afşin Kum'un ikinci romanı Kübra ile ilgili bir gelişme mi beklemeliyiz derken, yeni bir hikâye kitabı girdi araya!
Kırk Üçteki Korkunç Traktör Yağmuru kitabında, Afşin Kum'un öyküleri bir araya getirilmiş. Kitabın isminin tuhaflığı hakkında çok da merakta bırakmıyor bizi Afşin Kum; aynı adlı açılış öyküsüyle her şey aydınlanıyor. Ama genel olarak, çok da 'aydınlık' öyküler değil okuduklarımız! Günlük yaşamın sıradanlığına tanıklık ettiğimizi düşünürken bir anda tuhaf, tekinsiz bir durumla karşı karşıya kalabiliyor karakterler; biz okurlar için de tedirgin edici bir deneyimi ifade ediyor bu elbette. Transfer olan ruhlar, yavaş ölen bedenler, sistemin maymunları, mahallenin yamyamları, duvarlara toslayan arzular, çeneleri kıran gülleler ve gökten yağan traktörler arasında biraz soluklanıp düşünmek gerekiyor. Örneğin:
"Ölümsüzlük üzerine yapılan çalışmalarla ilgili bir video. Hücre içinde salgılanan ve yaşlandıkça salımı azalan bazı maddelerin eksikliğinin, yaşlanmanın ve ölümün baş nedeni olduğunu anlatıyor. Bu maddeler dışarıdan alındığında yaşlanmanın duracağı, insan ömrünün çok yakında 150, hatta 200 yıla çıkacağı, sonrasında daha da uzayabileceği anlatılıyor. Henüz çalışmalar başlangıç aşamasında ama hayvan deneylerindeki başarılı sonuçlar çarpıcı. İnsan vücudu 70-80 yıl yaşamaya programlanmış falan değil diyor.
Acaba insan zihni 70-80 yıla programlanmış olabilir mi diye düşündüm bunu izleyince. Vücudunuz sizi çok daha uzun süre hayatta tutsa da, o kadar süre boyunca size hâlâ ilginç gelen bir hayat yaşayabilecek misiniz? Aynı yemekleri ya da farklı farklı yemekleri yiyip aynı eski şarkıları ya da yeni çıkan şarkıları dinleyerek, aynı kişiyle ya da başka başka kişilerle sevişerek sıkılmadan geçireceğiniz kaç yılınız olabilir? Aynı ya da başka başka olması fark etmez çünkü aslında. Çünkü aslında hepsi birbirinin aynı zaten. Baştan beri biliyordunuz bunu, ama 70-80 yıl kendinizi kandırmayı becerebiliyorsunuz. 200 yıl kandırabilecek misiniz acaba?"
Afşin Kum
Kırk Üçteki Korkunç Traktör Yağmuru
April Yayıncılık, 2023, 206 s.
