6 Ekim 2010Referans Gazetesi
TÜİK'in haziran dönemi için verdiği bilgiler, işsizlik oranında geçen yıla oranla ciddi azalış olduğunu gösteriyor. Bu, iyi bir haber. Gerçi ulaştığımız işsizlik düzeyi hâlâ kriz önceki dönemden daha yüksek ama eğilim umut veriyor. İstihdamın nasıl arttığını merak ettim. İstatistikle uğraşanların tavsiyelerine uyup önce ham verilere göz atayım dedim.
2009 Haziran ayından bu yana toplam istihdam yüzde 7 artmış görünüyor. Her ay istihdam binde 5,7 artsa bu sağlanır. Oysa dönem boyu aylık istihdam artış oranlarının aritmetik ortalaması sadece binde 1,6. Bu, bazı aylarda istihdamda azalma olduğunu, diğer bazı aylarda ise ortalamanın epeyce üstünde istihdam artışı hızı sağlandığını gösteriyor. İstihdamın mevsimsel dalgalanma göstermesi nedeniyle bu da beklenmeyen bir sonuç değil. İlgimi asıl çeken son on iki aylık dönemde istihdamda görülen dalgalanmanın 2005 yılı başından bu yana olan dönemin bütününe oranla daha az olması. Serilerin standart sapmalarının ortalamalarına bölünmesiyle ulaşılan ‘değişim katsayısı', dönemin tümü için 6,86'yken son on iki aylık dönemde 5,74'e düşmüş. Bunun nedeniyse 2010 Mart-Haziran döneminde istihdamdaki aylık artış hızlarının, çok dar bir bantta, yüzde 1,03 ile 1,06 arasında oynaması. Bu, bana ilginç geldi. Art arda dört ay bu kadar muntazam istihdam artışı insanı şaşırtıyor. Bunun nereden kaynaklandığını anlayabilmek için TÜİK'in yayımladığı ‘İstihdam Edilenlerin Yıllar ve Cinsiyete Göre İktisadi Faaliyet Kolları; Nace Rev. 2' başlıklı tablodan yararlanarak ana üretim kesimleri (tarım, imalat sanayii, inşaat, hizmetler) itibariyle istihdam gelişmelerine baktım. İlginç bir biçimde bu dört ayda, her kesimde aylık istihdamdaki artış oranı yüzde 1 ile yüzde 1,25 arasına sıkışmış. Oysa geçmiş yıllara baktığımızda bu bant, aynı dönem için, yüzde -0,6 ile yüzde 14,1 arasında değişiyor. Arada muazzam fark var. Bir noktanın altını çizeyim: Dikkati çekmek istediğim sorun 2010 yılının söz konusu dört aylık dönemdeki ortalama istihdam artışı oranının, diğer yıllarla karşılaştırıldığında abartılı olduğu değil. Tam tersine, hizmetler kesimi dışındaki kesimlerde bu dört aylık dönemdeki istihdam artış oranı daha önceki yılların tümünden düşük. Hizmetlerde ise tam tersi olmuş.
Burada garip olan, aylık istihdam artışlarının, üst üste dört ay boyunca, yüzde birin biraz üzerinde bir oran etrafında istikrara kavuşmuş olması ve bu durumun her kesim için geçerli olması. Böyle bir muntazam hareket geçmişte görünmüyor. Bir ekonominin, kabaca, her sektöründe aynı oranda aylık istihdam artışı sağlayarak büyümesi, doğrusu, ders kitaplarındaki çok kesimli büyüme modellerinin aşırı basitleştirici varsayımlar dünyası dışında pek rastlanır bir durum değil. Ama yine de şu soruyu sormadan edemiyorum: Acaba istihdamdaki aylık oynamaların çok daha öngörülebilir bir düzeye inmesine yol açan bir davranış değişikliği dönemine mi girdik? Örneğin, 2010 yılının ikinci çeyreğinde olduğu gibi ekonomi hızlı bir biçimde büyüdüğü halde, şirketler istihdam artışı kararlarını çok daha ihtiyatlı bir biçimde mi almaya başladılar? Bunun sonucu olarak işgücü açıklarını birden doldurmak yerine, yeni eleman teminini zaman içine yayma yoluna mı gidiyorlar? Bu nedenle mi, ekonominin hızlı büyüdüğü bir dönemde bile aylık istihdam artış hızı, bir yandan yüksek çıkmazken öte yandan da bir aydan ötekisine de büyük oynama göstermiyor? Eğer öyleyse ilginç ve olumlu bir gelişme var demektir. Ama iki sorunun yanıtını bulamadım. Bunlardan ilki neden bu değişmenin birden bire Mart 2010'da ortaya çıktığı. İkincisi de nasıl olup da ana üretim kesimleri itibariyle aylık istihdam artış oranlarının birbirlerine bu kadar yakın çıktığı.
Yoksa, acaba bunları bir tarafa bırakıp "Bu bir tesadüf, istihdam serilerinde aslında olmayan bir özelliği düşlüyorum herhalde" diye mi düşünsem?