İlke ve gerçek!

-
Aa
+
a
a
a

25 Nisan 2006Milliyet Gazetesi

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas Ankara'da. Bu ziyaret ister istemez Hamas'ı yeniden Türkiye'nin gündemine taşıyor. Abbas, Hamas yüzünden Filistin'e yardımların kesilmesinin geri tepebileceğini, Filistin'de işsizlik ve açlıkla birlikte bir trajedinin yaşanabileceği uyarısını yapıyor.Haksız değil.Abbas'ın Ankara ziyareti aynı zamanda Filistin yönetiminde kendini belli eden iki başlılığa, Filistin'de El Fetih'le Hamas arasında uç vermeye başlayan 'iç çatışma'ya dikkat çekiyor. ABD ve AB'nin Filistin'e yardımı kesmesinin yol açacağı olumsuz sarsıntıları ilgi odağı yapıyor.Bütün bunlar öylesine gelişmeler ki, yakın dönemde Türkiye'yle birlikte bütün Ortadoğu'yu da derinden etkileyici sonuçlar doğurabilir. Seçimleri izlemek için geçen mart ayı sonunda İsrail'deydim. Tel Aviv'de bir tarihçiyle, Dayan Merkezi'nden Prof. Susser'le sohbet ederken sözü Hamas'ın rakiplerine getirmiş, Hamas'ı güç durumda bırakmak ve İsrail'le çatıştırmak için bu örgütlerin terör eylemi yapabileceklerini söylemişti. Bu örgütlerin başında da İran'a yakınlığıyla bilinen İslami Cihad'ı belirtmişti.Tarihçinin öngörüsü daha on beş yirmi gün geçmeden gerçekleşti. İslami Cihad üyesi bir intihar bombacısı Tel Aviv'de bir restorana girdi ve sekiz masum insanın ölümüne yolaçtı.Rezil bir terör eylemi.Hamas eylemi meşru ilan etti.Filistin Devlet Başkanı Abbas ise eylemi kınadı, Hamas'ı da eleştirdi.Ama Hamas'ın İslami Cihad'ı sahiplenmesi de şaşırtıcı değildi. Çünkü Hamas da bugüne kadar 55 tane buna benzer intihar eylemi yapmıştı İsrail'de...Evet, Hamas bu.Bir yanıyla terör örgütü...Ama aynı zamanda seçim kazandı, sandıktan çıkarak Filistin hükümetini kurdu. Bunun üzerine ABD, AB, İsrail -ve Türkiye de- Hamas'a dediler ki:İsrail'in varlığını tanı, şiddetten vazgeçtiğini açıkla!Hamas yanaşmadı.ABD ve AB de yardımı kesti.Bu çok önemli bir nokta. Örneğin, Filistin'deki 160 bin kamu çalışanı yardım kesildiği için mart ayı maaşlarını bile henüz alabilmiş değil. Filistin nüfusunun dörtte birini oluşturan 1 milyon kişi geçinebilmek için kamu çalışanlarının eline bakıyor.Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, CNN Türk'te Mithat Bereket'in sorularını yanıtlarken bu durumu şöyle açıklamış:"Yardımlar olmadan uzun süre ayakta duramayız. Amerika ve Avrupa'nın yardımları kesme kararını doğru bulmuyorum.Yakın bir gelecekte durumun tam bir trajediye dönüşmesinden endişeliyim. Filistin'de büyük bir açlık felaketi ile karşı karşıya kalabiliriz."Peki, trajedi kimi güçlendirir?Aş ve iş sorunlarının körükleyeceği tepkiler, Filistin'de kitleleri daha çok Hamas'a itmez mi? Hamas, yardım gerekçesiyle daha çok İran'ın yanına kaymaz mı?Kısacası:"Onları açlığa mahkum edelim de akılları başlarına gelsin!" diye özetlenecek bir politika geri teper mi?Bu sorularda gerçek payı var.Bin Ladin devreye girdi bile. Hamas'a yönelik mali ambargoyu, İslam'a karşı yeni bir Haçlı seferi olarak niteleyen bir açıklama yaptı.Evet, terörle bu kadar haşır neşir olmuş bir örgütün seçim sandığından çıkması, Hamas'ı kendiliğinden demokrasi oyununun bir parçası haline getirmiyor. İsrail'i devlet olarak tanıması ve şiddetten vazgeçmesi için Hamas'a bastırmak ilke olarak doğru bir tutum.Ancak gerekli özen gösterilmezse, bu ilkeli tutum bir feleketle de sonuçlanabilir.Çünkü demokratik olarak seçilmiş ama terörle haşır neşir bir örgütle nasıl başa çıkılacağı konusu ders kitaplarında yazılı değil.(*)Bıçak sırtı dengelerin üstünde yaşayan bölgemizde barış ve istikrarı iyi niyetle isteyen herkesin, aynı zamanda ilkelerle gerçekleri iyi değerlendirmesi, akıllıca yerli yerine oturtması gerekiyor.Özlemle gerçek her zaman uyuşmuyor çünkü...* Thomas L. Friedman, I. Herald Tribune, 13.04.06, s.9.[email protected]