"Başka bir enerji mümkün" diyorsanız yarın Kadıköy'e

-
Aa
+
a
a
a

27 Nisan 2007Meral Tamer

Japonya, karbon emisyonlarını azaltmada dünya lideri. Ayrıca Uluslararası Enerji Ajansı'nın verilerine göre, GSYH'sına oranla en az enerji tüketen ülke. Japonya'da kişi başına milli gelir ABD ile hemen hemen aynı olduğu halde, kişi başına enerji tüketimi ABD'nin yarısı kadar.Dünyanın 2. büyük ekonomisi olan Japonya bunu nasıl başarıyor derseniz, mikrodan makroya geniş bir yelpazede çok bilinçli bir politika izlendiğine kuşku yok. Japon hükümeti sera gazı salınımını, % 20 olan 1990 değerlerinin altına düşürmek için ülke çapında etkili bir kampanya yürütüyor.Rasgele birkaç örnek verecek olursak:'Çubuğunu' kendin getir

Toyota ve Honda hibrid arabalar üretiyor, çünkü çevre dostu araçlardan satın alanlara yüksek vergi indirimleri var. İşyerlerinde düzenlenen ceket çıkarmama kampanyaları sayesinde, kışın ısıtma için daha az enerji harcanıyor. İnsanlar restoranlara giderken kendi yemek çubuklarını götürüyorlar. Böylece "kullan ve at" çubuklarla ortaya çıkan israf da önlenmiş oluyor. Konutlarda en az 10 ayrı atık kategorisi var. Küçük metal maddeler, büyük hacimli atıklar, kullanılmış giysiler... Yanlış kutuda yanlış çöpü gören bir komşu, hemen kaşlarını çatıyor. Dünyanın 5 büyük güneş paneli üreticisinden 4'ü Japon şirketi; Sanyo % 24'lük payla lider.Türkiye için de...Küresel ısınmanın neden olduğu iklim değişikliği, tüm dünyayla birlikte Türkiye'yi de tehdit ediyor. Ama bizde henüz enerjiyi verimli kullanma gibi bir bilinç yok. Kuzey yarıkürede bu kış, son 125 yıldır kaydedilen en yüksek sıcaklıklara ulaşıldı. Suçlunun, sanayileşmiş zengin ülkelerden atmosfere salınan yüksek miktardaki sera gazı olduğu da artık herkesin malumu. Fakat Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin, hızlı büyümelerine paralel olarak atmosfere saldıkları sera gazı miktarının yükseldiğine de kuşku yok.Küresel Eylem GrubuKüresel Eylem Grubu, "Başka bir enerji mümkün" sloganıyla yarın saat 12.00'de Haydarpaşa Numune Hastanesi'nin önünde bir miting düzenliyor. Çağrı metninde özetle şu 4 nokta üzerinde durulmuş:1) Türkiye'de enerjinin daha akıllıca ve verimli kullanılması sağlanmalıdır.2) Teknolojik olarak artık kendini kanıtlamış olan rüzgâr, güneş, su, jeotermal ve biyokütle gibi yenilenebilir kaynaklarla, yeni bir enerji sistemi inşa etmek mümkündür.3) AKP hükümeti, mevcut enerji sistemlerini sürdürmeye yönelik politikalarından vazgeçmelidir. 4) Türkiye de Kyoto Protokolü'ne imza atmalıdır. Hayatımız için bir söz söylemek ve dünyayı bu tehditten kurtarmak için ilk adım, Kyoto Protokolü'nü imzalamaktır.İlk 3 maddeye ben de aynen katılıyorum; ancak bu yöndeki ilk adımın Türkiye'nin Kyoto Protokolü'nü imzalamasından geçtiği kanısında değilim. Zaten Kyoto Protokolü'ne imza kampanyasına da katılmadım. Kyoto Protokolü, Türkiye için belki 5. adım falan olabilir, ama 1. adım asla değil. Bence ilk ve en ivedi adım, hükümetin yeni bir enerji politikası belirlemesi; yanı sıra enerjinin daha akıllıca ve verimli kullanması yönünde kamuoyunda bir bilinçlenme kampanyası başlatmasıdır. Görüşler farklı olabilir, ama amaç aynı. Başka bir enerji mümkün diyorsanız haydi yarın Kadıköy'e... [email protected]

http://www.milliyet.com.tr/2007/04/27/yazar/tamer.html