Karanlık yok oluş dönemi: Kuş türlerinin bilinmeyen kayıpları

-
Aa
+
a
a
a

Antroposen Sohbetler'de Utku Perktaş, Nature Communications dergisinde yayımlanan bir makaleden yola çıkarak kuş türlerinin bilinmeyen kayıpları üzerine konuşuyor.

""
Karanlık yok oluş dönemi: Kuş türlerinin bilinmeyen kayıpları
 

Karanlık yok oluş dönemi: Kuş türlerinin bilinmeyen kayıpları

podcast servisi: iTunes / RSS

Kuş türlerinin insan kaynaklı yok oluşu sanıldığından çok daha fazla.

Bilim insanları, son 120 bin yılda insan faaliyetleri sonucu kuşların yaklaşık %12'sinin yok olduğunu belirtiyor.


Geçtiğimiz hafta Dünya Sulak Alanlar Günü'nü kutladık. Küresel ısınma nedeniyle önümüzü göremiyoruz ve kurak alanlara dönen sulak alanlarımızla yok oluşları, dünya tarihinde hiç görmediğimiz bir hızla izlemeye edecek gibiyiz; üzgünüm! 

Peki bunun anlamı nedir? 

İnsan eliyle yarattığımız biyoçeşitlilik krizi… Önünü alamıyoruz ve insanın gezegendeki hemen her yere etkisi, bugün yaşadığımız yok oluşları maliyet olarak önümüze getirmiş durumda. Bu tür maliyetleri dünya tarihinde birçok defa gördük. İnsan faaliyetleri nedeniyle dünya tarihinde türlerin ortadan kalktığını biliyoruz.

Örneğin; 14. yüzyılda insan kaynaklı en büyük yok oluşlardan birini kuşlar yaşamış. Birazdan bu örneğin detaylarını vereceğim ama gelin isterseniz, önceki tahminlere biraz daha derin bir zaman diliminde bakalım - mesela geride bıraktığımız 120 bin yıla odaklanalım.

Önceki Tahminlerin Üzerine Çıkan Yeni Araştırma Bulguları

Yeni araştırmalar, dünyadaki kuş türlerinin yaklaşık %12'sinin insan faaliyetleri nedeniyle yok olduğunu ortaya koydu. Bu, önceki tahminlerin iki katıydı. Geride bıraktığımız yılın son günlerinde, Nature Communications'da yayınlanan bir çalışma - Rob Cooke ve Ferran Sayol, Tobias Andermann, Tim M. Blackburn, Manuel J. Steinbauer, Alexandre Antonelli & Søren Faurby, 2023 - yaklaşık 120 bin yıl önceye işaret ederek, Geç Pleistosen dönem olarak tanımlanan dönemden bu yana yaklaşık bin 430 kuş türünün yok olduğunu tahmin ediyor. Fosil veya diğer kayıtlar kullanılarak ortaya konan kuş yok oluşları, yaklaşık 640 türün ortadan kalktığını söylüyor. Yeni tahmin ise bu sayının çok ötesinde ve bilim insanları bunu karanlık yok oluş dönemi olarak tanımlıyor.

Dodo iskeleti - İnsan eliyle yok oluşlara en iyi örneklerden biri bu kuş türü

Nature Communications’da yayımlanan makalenin baş yazarı ve Birleşik Krallık Ekoloji ve Hidroloji Merkezi'nden ekolojik modellemeler yapan bilim insanı Dr. Rob Cooke, "Dodo gibi ikonik kuşları kaybettiğimizi biliyoruz. Gelgelelim bilmediğimiz kuşların yok oluşları hakkında daha iyi bir tahmin öne sürmemiz gerekiyor," diyor.



Adalardan yansıyan çığlık: Bilinmeyen kuş yok oluşları ve ekosistem kayıpları

Bilinmeyen yok oluşların sayısını hesaplamak için Dr. Rob Cooke ve ekibi, istatistiksel bir model kullanarak neslinin tükendiği bilinen 640 kuş türünden yola çıkarak tahminlerde bulundu. Model, ülkede bilinmeyen yok oluşların sayısının sıfır olduğu Yeni Zelanda'yı kuş türlerinin kaybı için temel olarak kullandı - yani Yeni Zelanda bir referans noktasıydı ve bulunan fosillere ve kuş gözlemlerine dayalı en eksiksiz kuş kaydına sahip yerdi.

Rob Cooke ve ekibi, Yeni Zelanda verilerini kullanarak bir adada kaç türün yaşamış olabileceğine dair bir tahmin oluşturdu ve sonrasında bilinen nesli tükenenlerin sayısı ile hayatta kalan kuşların sayısını ortaya çıkardılar, yaşadığı tahmin edilen türlerle bu sayıyı karşılaştırdılar. Sonuç; keşfedilmemiş yok oluşların sayısı olarak kendini gösterdi. Göçmen olmayan kuşların yaşadıkları coğrafyaya sadık kalması nedeniyle çalışma, adadaki kuş popülasyonlarına odaklanmıştı. Zira, adalar yok oluşları incelemek için en iyi yerlerden biri.

Yok oluşların %90'ı adalarda yaşanıyor ve ada kuşlarının bulundukları coğrafyalardan başka gidecek yeri yok. Günümüzde biyoçeşitlilik kayıplarını tetikleyen etkenler arasında, ormansızlaşma, aşırı avlanma, yangınlar ve istilacı türler yer almakta. Bu etkenlerin her biri, kuş türlerinin kaybının temel nedenleri arasında da yer alıyor. Kayıplar belki 2000’leri de bulabilir ancak bu çalışmada araştırmacılar, ihtiyatlı davranmak istemişler.

14. yüzyılda insan kaynaklı en büyük yok oluş dalgası

Bu çalışmada, yakın tarihli yok oluş olaylarının en önemlisinin 14. yüzyılda meydana geldiği ve bugüne kadar bildirilen en büyük insan kaynaklı omurgalı yok oluş dalgası olduğunu da vurguluyorlar. Bu olay, Doğu Pasifik'te doğal yok oluş oranının neredeyse 100 katı bir etkiyle tür kaybına yol açmış.

Yok oluşlar, genellikle ormansızlaşmaya ve istilacı türlerin ortaya çıkmasına neden olan insan yerleşimlerinden kaynaklanıyor. Çalışmanın sonuçları, çok sayıda kuşun yok oluşunun, kuş türlerinin zenginliği, ekolojik çeşitlilik ve evrimsel tarih anlayışımız açısından önemli bir kayıp olduğunu söylüyor.

Bugün, Dünya sandığımızdan çok daha boş ve bu kayıp kuşlar hayal gücümüz için de önemli bir kayıp. Ayrıca, bu kuşların daha geniş çevrede oynayacağı önemli roller de boş kalmış durumda. Bu da kuşların bulunduğu ekosistemler için çok önemli bir eksik.

Seyşeller yeşil papağanı (Psittacula wardi) - Kaynak: birdsoftheworld.org

Kuşlar, tohumların yayılması, bitkilerin tozlaşması, leşlerin temizlenmesi ve dışkılarıyla mercan resiflerinin ve toprağın gübrelenmesine yardımcı olmak gibi Dünya ekosistemlerinde hayati rol oynayan canlılar. Bilinen kuş türlerinin kayıpları arasında, bitki örtüsünü, çeşitliliğini ve ekosistem dinamiklerini etkileyen Madagaskar'ın fil kuşları (Aepyornithidae) gibi soyu tükenmiş mega otçullar, Haast kartalı (Hieraaetus moorei) gibi soyu tükenmiş hava yırtıcıları ve soyu tükenmiş tohumcul kuşlar da yer alıyor. Örneğin; Seyşeller yeşil papağanı (Psittacula wardi) gibi bitki tohumlarının çevreye yayılmasını sağlayan türler...

Gelecekte de kuşlar tehlikede!

Çalışmayla ilgilenen biyoçeşitlilik uzmanları, bu çalışmanın kuşlara ilişkin yok oluşları yanlış ölçtüğümüze ilişkin ikna edici bir kanıt olduğunu kabul ediyorlar. Açık söylemem gerekirse, ben de ikna olanlar arasındayım.

Çoğu kuş türünün fosilleşmeyle iz bırakmadan yok olduğunu biliyoruz çünkü kuşların uzun kemiklerinin içi boş ve ayrıca kemikleri de çok ince - yani fosilleşmeye uygun değil. Tahmini kuş neslinin yok olma oranı yumuşakçaların neslinin tükenmesine benziyor. İz bırakmadan gitmiş birçok tür olabilir. Bunların ise hangi türler olduğunu bilmiyoruz.

Bu çalışmayı yürüten araştırmacıların öngörüsü, dünya normal seyrinde giderse gelecekte yok oluşlar devam edecek. Dünyanın önümüzdeki birkaç yüzyıl içinde 669 ila 738 kuş türünü kaybetme riski çok olası görünüyor. Bunun en temel nedeni ise azalan besin kaynakları ve ormansızlaşma nedeniyle artan insan baskısıyla karşı karşıya olmaları.

Bu noktada bugün için önemli kuş alanları başta olmak üzere, endemizmin yüksek olduğu yerlerde yaşayan topluluklarla iş birliği içinde olmak ve öncelikle türlerin yaşam alanlarını kaybetmesini önlemek kuş yok oluşlarının önüne geçmek için en önemli adımlardan biri olacak gibi görünüyor.

Charles Darwin’in Down House’daki portresi

12 Şubat, Charles Darwin'in doğum günüydü. Charles Darwin ve onun devrimci fikirleri, dünyanın her yerindeki uzmanlara kalemlerini kağıda dökme konusunda ilham verdi. Şüphesiz, Kopernik, Kepler, Galileo ve onların astronomi, fizik ve kimya alanındaki ardıllarının yöntemleri olmasaydı, Darwin organik bilimlerde çaresiz kalırdı.

Ancak Darwin'den önce bilimsel yöntemin yaşam, zihin ve politika üzerindeki etkisi neredeyse tamamen durdurulmuştu. Çünkü ideal veya ahlaki çıkarlar ile inorganik dünya arasına bitki ve hayvanları içeren alemin üyeleri müdahale ediyordu. Bu, dönem gereği kabul edilemezdi. Yaşam bahçesinin kapıları yeni fikirlere kapalıydı ve yalnızca bu bahçe aracılığıyla akla erişim mümkündü. Darwin'in felsefe üzerindeki etkisi, yaşamsal olayları ortaya koyarak yeni bir perspektifi akla, ahlaka ve hayata uygulanmak üzere serbest bırakmış olmasından kaynaklanmaktadır. Nice yaşlara Darwin!…


Kaynaklar:

R. Cooke, R., Sayol, F., Andermann, T. et al, Undiscovered bird extinctions obscure the true magnitude of human-driven extinction waves,  Nature Communications, 14, 8116, 2023 

* Bu metnin farklı bir versiyonu Yetkin Report sitesinde yayımlanmıştır