Göçmenler ve NATO genişlemesi

-
Aa
+
a
a
a

Bu hafta Cengiz Aktar’la Nereye Doğru? gündeminde Ukrayna savaşından, Venezuela’daki ekonomik krizden, açlıktan ve felaketlerden kaçan göçmenler yer aldı. Brezilya’da gerçekleşen seçimlere dair kısa bir değerlendirmenin ardından Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılımına onay vermeyen tek ülke Türkiye’nin durumu değerlendirildi.

Nereye Doğru: 2 Kasım 2022
 

Nereye Doğru: 2 Kasım 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

Ömer Madra: Günaydın Cengiz, merhabalar.

Cengiz Aktar: Günaydın. Evet, Ukrayna'dan kaçan mülteci rakamları açıklandı. Ukrayna'yı terk eden sadece yerinden olmuş Ukraynalılar değil. Bir de ülke içinde yer değiştirenler var. En son rakam 7 milyon 700 bin. 43 milyonluk bir nüfus üzerinden hesaplarsanız az değil bu rakam. Nüfusun altıda birine karşılık geliyor. Nüfusun altıda biri muazzam bir sayı ve bu nüfus içerisinde özellikle kadınlar ve çocuklar var. Tabii Rusya'nın işgal ettiği bölgelerden Rusya'nın içlerine deport ettiği Ukraynalılar birinci sırada. Sayıları 2 milyon 868 bin. Yani toplam nüfusun üçte birine yakını göç etmiş. Ondan sonra, ikinci en kalabalık Ukrayna mülteci nüfusunu barındıran ülke Polonya. Polonya’da 1milyon 500 bin Ukraynalı mülteci bulunuyor. Almanya’da da aynı sayıda mülteci var. Çek Cumhuriyeti’nde 400-500 bine yakın mülteci var. Slovakya ve Fransa'da da mülteci sayısı aşağı yukarı 100 bin. Türkiye'de 145 bin. İspanya'yla aşağı yukarı aynı sayıda mülteci barındırıyoruz. İtalya 170 bin mülteciye ev sahipliği yapıyor. Gürcistan'da ise 27 bin Ukraynalı var. İzlanda'daki Ukraynalıların sayısı ise 1.800.

Bir ilginç bilgi daha vereyim rapordan; Venezuela'nın nüfusu 28 milyon ve yeni bir istatistik yayımlandı. Yani 2022 sonu itibarıyla Venezuela'yı terk etmiş Venezuelalı sayısı 7 milyon. Nüfusun dörtte biri gitmiş. En çok Kolombiya'dalar. Ama dünyanın her yerine dağılmışlar hatta İspanya'da da ciddi bir Venezuelalı nüfus var. Mülteci bu insanlar ve ağırlıklı olarak civar ülkelerdeler, Ekvator gibi. İspanya'da 500 bin civarında Venezuelalı var.

Ö.M.: Öte yandan, göçmenlerle ilgili kazalar, facialar da devam ediyor. Ege Denizi'nde yine bir göçmen teknesi batmış. 60 kadar kayıp varmış. 9 göçmen kurtarıldı deniyor. Sığınmacı teknesi İzmir'den denize açılmış.

C.A.: İzmir'den ve Evya yani Erebos istikametinde gitmeye çalışmışlar. Tuhaf bir şekilde hava çok sakin. Hiç rüzgâr yok.

Ö.M.: Kafirea Boğazı’nda alabora olmuş tekne.

C.A.: Yani rüzgârın girip sıkıştığı bir boğaz da olabilir. Afganistan, İran ve Mısır’dan kurtarılanlar var. Kurtarılan Suriyeli ise yok. Hatırlatmakta fayda var: İklim meselesi gibi iltica meselesi de, mülteciler de, göçmenler de dünyanın kalıcı gündem maddesi.

Diğer bir konu: Brezilya’da Bolsonaro hâlâ yenilgiyi kabul etmedi ve bu konuda çok endişe verici haberler geliyor. Taraftarları kamyonlarla Rio'ya doğru harekete geçmiş.

Özdeş Özbay: “Hayallerimiz devam ediyor” diye bir açıklamada bulunmuş. Sandık sonuçları kesinleştiğine göre bu hayaller sandıkla ilgili değil belli ki.

C.A.: Değil tabii. Kaldı ki Lula’ya oy verilen bölgelerde insanların oy vermesi engellenmiş. Fakat Lula da seçimden önce Rusya ve Ukrayna'yla ilgili son derece talihsiz bir açıklama yapmış. “Herkes suçlu, Ukrayna'nın da payı var bu savaşın çıkmasında” gibi bir söz söylemiş. Bakalım, bir başa geçsin ne yapacağını göreceğiz.

NATO’nun genişlemesine gelirsek, NATO ülkelerinin Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliğini parlamentolarında veya yetkili kurumlarda onaylatmaları gerekiyor biliyorsunuz. 30 ülkenin 28’i onayladı. İki ülke kaldı. Türkiye ve Macaristan. Macaristan Aralık ortasında onaylayacağını duyurdu. Geriye bir tek Türkiye kalıyor. Cuma günü Ankara'ya Türkiye'yle çok iyi ilişkileri olan Norveçli NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg geliyor, Cumhurbaşkanıyla görüşecek. Ardından 8 Kasım'da yeni İsveç Başbakanı Ulf Kristersson geliyor. Kristersson, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 14 maddelik bir mektup yazmış.

Türkiye'nin her iki ülkeden de bir dizi talebi var. Özellikle İsveç’e Kürt siyasi hareketine ve Gülen Cemaati'ne mensup kişilerin listesinin verildiği söylendi. 30 küsur kişinin ismi verilmiş ama anladığımız kadarıyla bunların içerisinde cemaatle ve Kürt siyasi hareketiyle bağlantısı olmayanlar var. Yanılmıyorsam ismi verilenler arasında rahmetli Ayşe Nur Zarakolu'yla birlikte Belge Yayınları’nın sahibi Ragıp Zarakolu da var. İsveç'in yasaları böyle bir talebi karşılamak için yeterli değil. Çünkü orada kimin sınırdışı edileceğine yasalar karar veriyor. Kaldı ki aralarında İsveç vatandaşı olanlar var. İşler iyice karışmış vaziyette. Medyada Türkiye'ye taviz verilmemesi gerektiği yer alıyor.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg NATO’yu sadece bir askerî örgüt olarak gördüğüne dair açıklamalar yapıyor ama bu işin bir de siyasi boyutu var. Stoltenberg’in Türkiye'de olup bitene bakarken nasıl kör, sağır ve dilsiz olduğunu söyleyen bir rapor bu. Türkiye'de cezaevi nüfusu, Ağustos ayı istatistiklerine göre 320 bini aşmış bulunuyor. Mahkûmlar kalabalıktan üst üste yatıyor. En son baktığımda cezaevi sayısı 374’tü, şimdi artık 400’e yaklaşmıştır. Türkiye cezaevi nüfusu olarak yani hapishanedeki brüt nüfus açısından dünya altıncısı. Dünyada bu konuda birinci Çin, ikinci Amerika Birleşik Devletleri, üçüncü Brezilya. Mesela İran’da tutuklu sayısı Türkiye'den daha düşük. Ne var ki Türkiye’deki sayı nüfusa oranla Brezilya'yla beraber toplam nüfusun yüzde 0,25’ine tekabül ediyor. Türkiye dünya birincisi. ABD’de nüfus 332 milyon, cezaevi nüfusu ise 1 milyon 600 bin. Çok düşük Türkiye’ye göre. Çin'de de sayılar yakın markajda. Çin 1 milyar kadar nüfusa sahip olmasına rağmen orada da 1 milyon kadar mahpus var.

Bu bağlamda tekrar Finlandiya-İsveç meselesine dönecek olursak, Türkiye'ye hükümlülerin iadesi meselesi çok zor çözüme kavuşacak gibi görünüyor. Ortaya Türkiye'nin Finlandiya'yı onaylayacağı, İsveç'i onaylamayacağı yönünde bir kurnazlık daha çıktı. Çünkü hem AKP'den hem de hükümetten İsveç'e karşı çok sert açıklamalar yapılıyor. Jens Stoltenberg de o yüzden geliyor. Geçen hafta yeni İsveç Başbakanı'yla Finlandiya Başbakanı Sanna Marin bir açıklama yaptılar ve “biz Finlandiya'nın tek başına kabul edilmesini ve İsveç'ten ayrı tutulmasını kabul etmiyoruz” dediler.

Son olarak güzel haberi vereyim: Britanya’da İşçi Partisi’nden (Avrupa Birliği eski bakanı ve şu anda vekil olan) Denis MacShane ilginç bir tweet attı. Avrupa Birliği vatandaşı olan Avam Kamarası ve Lordlar Kamarası mensuplarıyla ilgili bir istatistik paylaştı. 2016’da sadece 47 Britanyalı vekil veya lord İrlanda pasaportu taşıyormuş. 2021’de bu rakam 227’ye çıkmış. 2022’de yani bu sene ise 321’e çıkmış. Yani Britanyalı vekiller ufak ufak tüyüyor. Bu da ilginç bir haber.

Ö.Ö.: Botlarla Fransa'ya geçmeye çalışırken görmeyelim İngiliz vekillerini?

C.A.: Komedi yani.

Ö.M.: Peki Cengiz, çok teşekkürler. Görüşmek üzere.