Ünye Doğa Koruma Platformu Düzenleme Kurulu üyelerine beraat

-
Aa
+
a
a
a

Fatsa Ünye Doğa Koruma Platformu adına oluşturulan Düzenleme Kurulu üyeleri hakkında beraat kararı verildi.

Gezegenin Geleceği: 16 Mart 2022
 

Gezegenin Geleceği: 16 Mart 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

Fatsa'da Altıntepe Madencilik'in siyanür kullanarak gerçekleştireceği altın madenciliği faaliyetlerine karşı yürüyüş gerçekleştiren Fatsa Ünye Doğa Koruma Platformu adına oluşturulan Düzenleme Kurulu üyeleri hakkında verilen ceza bozularak beraat kararı verildi. 2013 yılında Ordu’nun Fatsa ilçesinde ÇED süreciyle başlayan siyanürle altın işletmeciliğine karşı yurttaşlar, eylem ve etkinliklerle yaşam alanlarına sahip çıkmıştı. 25 Ocak 2015'te gerçekleştirilen yürüyüşe katılan Fatsa Ünye Doğa Koruma Platformu adına Düzenleme Kurulu oluşturan Ali Demirci, Güven Atabay, İsmet Atar, Şenel Yorulmaz, Kadir Özyurt, Yunus Ertopçu hakkında 2911 sayılı toplantı ve yürüyüş yasasına aykırılıktan soruşturma açıldı. Düzenleme Kurulu üyeleri, verdikleri ifadede izinli yürüyüş yaptıkları, kitlenin miting sonrası yürüyüşü gerçekleştirdikleri belirtilse de 5 ay hapis ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararı verildi. Yapılan itiraz sonrası Anayasa Mahkemesi kararı bozdu. Fatsa 3. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada ise beraat kararı verildi. Üyelerin avukatı Emrah Duman dava hakkında, "Fatsa’da siyanürle altın işletmeciliğine karşı Düzenleme Kurulu oluşturan müvekkillerim bir yürüyüş gerçekleştirdiler. Cumhuriyet Savcılığı tarafından kamu davası açıldı. 2911 sayılı gösteri ve toplantı yasası gereği açılan davada müvekkillerime ceza verildi. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı kullanıldı. Anayasa Mahkemesi herhangi bir zarar olmaması nedeniyle itirazı kabul etti. Yeniden görülen davada beraat kararı verildi. Bu karar başka zamanlarda kullanılabilecek emsal bir karar özelliği de taşıyor" bilgisini verdi.

Greenpeace Türkiye, “Havanı Koru” diyerek yetkilileri hava kirliliğini Dünya Sağlık Örgütü’nün insan sağlığı için olması gereken limit değerin altına çekmeye ve hava kirliliği olan ilçeleri koruma bölgesi ilan etmeye çağırıyor. Tespit edilen rakamlar durumun ne kadar acil olduğunu ortaya koyuyor. Greenpeace Türkiye, temiz bir nefes almak isteyen herkesi havanikoru.org sitesinden kampanyaya katılarak imza atmaya davet ediyor. Dünyada yaşayan insanların yüzde 99'u hava kirliliğinin ciddi sağlık riskleri oluşturduğu bölgelerde yaşıyor. Enerji, ulaşım ve ısınma politikalarının yarattığı sessiz katil ortalama yaşam ömrünü kısaltıyor. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre hava kirliliği her yıl 7 milyon kişinin hayatını kaybetmesine neden oluyor. Oysa hava kirliliğine bağlı erken ölümleri engelleyebiliriz. Havayı kirleten en büyük tehlikelerden biri Dünya Sağlık Örgütü'nün kanserojen madde ilan ettiği "Partikül Madde 2.5". Türkiye'de henüz ‘Partikül Madde 2.5’ kirliliği ile mücadele etmek için belirlenmiş yasal bir limit değer bulunmuyor. Geçtiğimiz yıl 91.000 kişi ‘partikül maddeler havada kalmasın limitler belirlensin’ talebiyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nı harekete geçmeye davet etti. Bakanlık bu çağrıya hazırladığı taslak yönetmelikte PM 2.5 limit değerine yer vererek cevap verdi. Greenpeace Türkiye, bu kez yetkilileri hava kirliliği ölçümlerinin düzenli yapılması ve hava kirliliğinin insan sağlığı için olması gereken limit değerlere düşürülmesi için harekete geçmeye davet ediyor. Çünkü Türkiye’deki temiz hava eylem planları bunun için yeterli değil. Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Proje Sorumlusu Gökhan Ersoy kampanyayla ilgili, “Fosil yakıtlara dayalı ulaşım, ısınma yöntemlerimiz ve enerji üretim biçimlerimiz gezegeni her geçen gün yok oluşa bir adım daha yaklaştırırken, temiz hava hakkımızı da gasp ediyor. Türkiye’nin onlarca il ve ilçesinde kirli hava ile yaşamaya mahkum edilmiş milyonlarca insan var. Temiz hava eylem planları ise bu durumu değiştirmeye yetmiyor. Bunu değiştirmek için yönetmelikte bölgesel kirlilikle mücadele edecek etkili mekanizmaları hemen devreye sokmalıyız. Kamu görevlileri, düzenli limit aşımlarının olduğu ilçelerde koruma bölgesi ilan etmeli ve havamızı kirleten faaliyetleri durdurma konusunda tereddüt etmemeli. Havasını korumak isteyen herkesi, bu talebi yaşadıkları şehirlerdeki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlükleri’ne iletmeye ve Greenpeace Türkiye’nin kampanyasına imza atarak destek olmaya davet ediyoruz.” diye konuştu. Havanikoru.org sitesi üzerinden kampanyaya katılıp imza vermek mümkün.

İstanbul‘da hafta sonu yaşanan yoğun kar yağışının etkisiyle barajlardaki doluluk oranı son bir yılın en yüksek seviyesine çıktı. Karların erimesiyle birlikte oranın artacağı tahmin ediliyor. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre, İstanbul’daki 10 barajdan 9’unda doluluk oranı yüzde 70’in üzerine çıkarken, en düşük su seviyesi Sazlıdere Barajı‘nda yüzde 57.75 olarak kaydedildi. Kazandere ve Istrancalar‘da doluluğun yüzde yüze ulaştığını belirten İSKİ, açıklamasında Ömerli, Büyükçekmece, Darlık, Pabuçdere, Elmalı ve Alibeyköy barajlarının maksimum seviyeye ulaşmasının beklendiğini söyleyerek, dere ve baraj havzalarında yaşanması muhtemel taşkınlara karşı vatandaşların dere yataklarından uzak durması uyarısını yaptı. 

Yeşil Gazete’de yer alan habere göre, Kanal İstanbul’un yapılmaması için vatandaşlar “Ya Kanal ya İstanbul” diyerek Kadıköy Rıhtım‘da bir eylem gerçekleştirecek. Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu tarafından duyurulan eylem 19 Mart’ta saat 17.00’da Beşiktaş İskelesi önünde gerçekleştirilecek. Koordinasyon tarafından yapılan açıklamada “Kararlıyız! Kanalı yaptırmayacağız” ifadelerine yer verildi. İstanbul 10. İdare Mahkemesi tarafından Şubat’ta verilen keşif ve bilirkişi incelemesi kararı öncesi eylem çağrısında bulunan Koordinasyon tarafından yapılan açıklamada “Kanal ÇED davası keşif ve bilirkişi incelemesinden önce sokaktayız” denildi.