Kadim Asur Medeniyeti başkenti Nimrud'un kaderinde 2015 yılında yok olmak varmış. 3,300 yıldır sayısız medeniyeti bağrında barındırmış kentin kalıntıları IŞİD tarafından önce yağmalandı, sonra matkaplarla delik deşik, en sonunda da buldozerlerle dümdüz edildi.
Ayın Sözü:
"Hangi tür kararı alırsa alsın, bir kulağımızdan girer, öbür kulağımızdan çıkar."
Cumhurbaşkanı Erdoğan 1915 olaylarıyla ilgili olarak Avrupa Parlamentosu'nun gündemindeki tasarı hakkında konuşuyor.
(El Cezire Türk)
***
İndirmek için: mp3, 13.7 Mb.
Kadim Asur Medeniyeti başkenti Nimrud'un kaderinde 2015 yılında yok olmak varmış. 3,300 yıldır sayısız medeniyeti bağrında barındırmış kentin kalıntıları IŞİD tarafından önce yağmalandı, sonra matkaplarla delik deşik, en sonunda da buldozerlerle dümdüz edildi.
Bu kanlı örgütle şiddetli çatışmalara girmiş bir diğer kanlı örgüt, El Nusra Cephesi ise, iç savaş öncesinde bile muhalif kimliği ile bilinen Filistinli mültecilerin Şam'daki Yermuk kampına saldırırken IŞİD ile işbirliği yapıyordu. Olan bitene işin başından beri seyirci kalan BM Güvenlik Konseyi, içeride silahlı militanların, havada Suriye uçaklarının hedefi olan, kriz öncesi 170 binlik nüfusu 18 bine inen Yermuk sakinlerinin trajedisini dindirmek için hazırladığı üç maddelik planda şunları istedi:
1) Yermuk'tan ayrılamayan ya da ayrılmak istemeyen sivillere yardım, geçici süreyle başka yere yerleştirilmek isteyenlere yardım, kampı halen terk etmiş olanlara da insani yardım;
2) Yermuk'ta sivillere karşı karadan ve havadan bombalamalar da dahil tüm saldırılara son verilmesi; 3) IŞİD, Nusra Cephesi ve BM’nin terörist listesinde bulunan tüm grupların kampı derhal terk etmesi.
Nisan’da Yemen'i konu alan haberlerde yer verilen zayiat sayıları yükseliyor, bombardıman tasvirlerine daha fazla yer veriliyor, barış ve ateşkes ise daha az konuşuluyordu.
Kararlılık Fırtınası operasyonunun kumanda odasında oturan Suudi General Asiri hava harekatı sırasında sivillerin hayatını kaybettiği iddialarını araştıracağını söylerken, bir yandan da karadaki birliklerine hazır olun emri veriyordu.
Uluslararası Kızılhaç Komitesi Başkanı Robert Ghosen, Yemen'deki savaşın liman kenti Aden'i "hayalet şehre" dönüştürdüğünü söyledi. Ülkede Nisan ayında 500'den fazla insan öldü, 1500'ün üzerinde insan yaralandı. BM Çocuk Örgütü UNICEF de, 100 bin kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığını söyledi. Siviller çatışmaların ortasında kala kalmıştı.
2 Nisan'da Kenya'da Eş Şebab militanlarının Garissa kasabasındaki üniversite kampüsünü basarak, saldırganlar dahil 152 kişinin ölümüyle sonuçlanan eylemin haberi, ne gariptir, yıl sonunda Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenecek kanlı saldırının ardından sosyal paylaşım sitelerinde paylaşılacaktı. Belki dikkatsiz okumadan, belki de aşırı duyarlılıktan ortaya çıkan bu durum, trajediyi akıllara kazıyıp ders çıkarmaya yetmedi. Çünkü, 2015, dünyanın dört bir tarafında gerçekleşen katliamlarla anılan bir yıl olacaktı zaten.
100 yıl önce yaşanan bir başka büyük trajedinin anılmasında bile büyük sıkıntı yaşanıyordu.
Katoliklerin ruhani lideri Papa Francesco, Ermeni Soykırımı’nda hayatını kaybedenler anısına düzenlenen ayinde Soykırım ifadesini kullandı. Kars Valisi'nin buna cevabı, "Rabbim Papa'ya hidayet nasip etsin..." oldu. Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın ilk yabancı konuğu olarak ağırlanan Papa, bu ziyaretinden kısa bir süre sonra evsahibi tarafından kınanacaktı.
Avrupa Parlamentosu’nun 'Ermeni soykırımı' tasarısını kabul etmesi, Başbakan Yardımcısı Akdoğan tarafından "goygoyculuk" olarak nitelendirilirken, AB Bakanı Bozkır tarafından da “yok hükmünde” sayıldı, Dışişleri bakanlığı ise “ciddiye almıyoruz” cevabını verdi.
Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin'in 1915 olaylarını "soykırım" olarak ifade etmesi, ileride kanlı bıçaklı olacağı stratejik ortağı Başbakan Davutoğlu tarafından “gerekli diplomatik adımların atılacağı” şeklinde cevaplandırıldı.
24 Nisan 1915'te bundan 100 yıl önce İstanbul’daki Ermeni cemaatinin önde gelenleri, aydınları tutuklanıp, Çankırı ve Ayaş’a tehcir edilmişti. Bu ilk kafileyi, Anadolu'da yaşayan yüzbinlerce Ermeni’nin, çoluk çocuk, genç yaşlı demeden yollara sürülmesi izleyecekti.
Soykırım başta Erivan olmak üzere, İstanbul'un da arasında bulunduğu pek çok şehirde dünyanın dört bir tarafında anıldı.
Beklenen "özür" ise Sırbistan Cumhurbaşkanı Tomislav Nikoliç'ten geldi. Sırbistan Başbakanı, Sırp milislerin Srebrenitsa’da yaptıkları katliamdan ötürü özür diledi, fakat buna rağmen, Temmuz ayında Srebrenitsa'da soykırım anmasına gittiğinde taş ve pet şişelere hedef olmaktan kurtulamadı.
Nisan’da KKTC Cumhurbaşkanlığı'na seçilen Mustafa Akıncı'dan, "Yavru vatan değil, kardeş ülkeyiz" sözlerine "Ağzından çıkanı kulağı duymalı" diyerek sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a Akıncı'nın cevabı ise şöyle oldu: "Hep yavru vatan mı kalalım, büyümeyelim mi?"
İstanbul Adalet Sarayı'nda Mart ayının son günü meydana gelen saldırının sonrasında avukatların detektörlerle aranması uygulaması yapılıyor, avukatlar da buna tepki gösteriyordu. Adalet sarayı içinde çevik kuvvet polisi avukatlara müdahale etti. Müdahalede yaralanarak baygınlık geçiren avukat Refika Korkmaz ambulansla hastaneye kaldırılırken bazı avukatlar da gözaltına alınıyordu.
Savcı Kiraz'ı öldüren militanlardan Şafak Yayla'nın cenazesinin memleketi Giresun’a getirilmesinde de büyük olaylar yaşandı. Yayla'nın cenaze evini taşlayan ve ateş eden komşularının korkusundan ailesi, çocuklarını yeni gömdükleri mezarın üstüne beton döktürdü.
Fenerbahçe futbol kafilesi, 5-1'lik galibiyetin ardından Rize'den Trabzon'a dönerken, takım otobüsüne Sürmene'de silahlı saldırı düzenlendi. Doğrudan hedef alınan otobüs şoförü ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Birkaç kişi gözaltına alındı ve ardından serbest bırakıldı.
Takımın resmî sitesinden yayınlanan açıklamada, "Düşüncemiz bu karanlık eylem aydınlatılana ve Fenerbahçe kamuoyu vicdanı tatmin edilene kadar liglerin ertelenmesinin kaçınılmaz olduğudur" denildi. Ezeli rakip Galatasaray da bu talebe destek verdi. Bir türlü ikna edilemeyen İçişleri Bakanı ise "Bence Türkiye'de güvenlik bakımından ertelenmeyi veya iptali gerektirecek bir durum yoktur" yolunda açıklama yaptı. Süper Lig ve Kupa maçları 1 hafta ertelendi. Saldırıyı gerçekleştiren kişi ya da kişilerse 2015 yılında ortaya çıkarılamadı.
Nisan’da göçmen faciaları doludizgindi. Sadece 13 Nisan Salı günü, Libya’dan Avrupa’ya bata çıka ulaşmaya çalışan 12 ayrı göçmen gemisinde yaklaşık 400 göçmen boğularak öldü. Çoğunluğu yanında anne-babası olmayan çocuk ve gençler oluşturuyordu
Doğal facialar da öyle. Nepal'de 25 Nisan'da meydana gelen depremde 8 binden fazla insan hayatını kaybetti. Bu, 2015'in en büyük deprem felaketi olarak tarihe geçecekti.
