Adalar'ın kara tarafı artık Özel Çevre Koruma Bölgesi değil!

-
Aa
+
a
a
a

Marmara Denizi ve Adalar’ı Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇKB) ilan eden Cumhurbaşkanlığı Kararı’na iptal istemiyle açılan dava sonuçlandı: Adalar’ın kara tarafı ÖÇKB’den çıkarıldı! Kültürel Miras ve Koruma'da Pervin Çelik'le davayı ve sonucu konuşuyoruz.

""
Adalar'ın kara tarafı artık Özel Çevre Koruma Bölgesi değil!
 

Adalar'ın kara tarafı artık Özel Çevre Koruma Bölgesi değil!

podcast servisi: iTunes / RSS

5 Kasım 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye’nin 18 Özel Çevre Koruma Bölgesine (ÖÇKB) bir yenisi, Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi, eklenmişti. Bu karar, Marmara Denizi’nde görülen müsilajın etkilerini en yoğun şekilde hissettirdiği dönemin sonunda alınmıştı. Kararda şaşırtıcı olan, ÖÇKB kapsamına İstanbul ili Adalar İlçesi (Prens Adaları) ile Balıkesir iline bağlı Erdek ve Marmara İlçelerinin de dahil edilmesiydi. ÖÇKB sınırları, Marmara Denizi’nin oluşturduğu kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kalan kısmını ve ayrıca Prens Adaları ile Erdek ve Marmara Adaları’nın kara kısımlarını da bu kapsama almaktaydı. Söz konusu adalar, arkeolojik, doğal ve kentsel sit gibi çeşitli koruma statüleri ile hali hazırda koruma altına alınmış önemli doğal ve kültürel miras yerleşimleridir. Denizi kirleten yerler değiller. Bu yerleşimlerin ÖÇKB kapsamına alınmasını gerektirecek bir durum yokken, neden böyle bir karar verildiğine ilişkin karar metninde açıklama yer almamaktaydı.

ÖÇKB kavramının ve uygulamasının nasıl geliştiğine bakacak olursak, 1976 yılında Barselona’da imzalanan ve Türkiye’nin de taraf olduğu “Akdeniz’in Kirlenmeye Karşı Korunmasına Ait Sözleşme”nin kurucu karar olduğunu görüyoruz; 1986 yılında da Türkiye, “Akdeniz’de Özel Koruma Alanlarına İlişkin Protokol”ü onaylamıştı. Buna göre, taraflardan “ekolojik öneme sahip, ancak sanayi, turizm ve yapılaşma gibi baskılar nedeniyle bozulma veya yok olma riski altında” olan alanları koruma altına almaları, bu tür özel koruma alanlarını arttırmaları beklenmekteydi.

Şimdiye kadar Türkiye tarafından ilan edilen 18 ÖÇKB’ye baktığımızda, bunların Ege ve Akdeniz kıyılarında, göl bölgelerinde, sulak alanlarda, biyoçeşitliliğin ve çevre değerlerinin korunmasına yönelik olarak ilan edildikleri görülmekte. Adalar ise gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, gerekse Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın doğal, kentsel ve arkeolojik sit kararları ile zaten korunmaktalar.

İstanbul adalarından bir grup ada sakini ve sivil toplum kuruluşu, “Marmara Denizi ve Adalar” Özel Çevre Koruma Bölgesi Kararı’ndaki idari tutarsızlıklara, bilimsel araştırma eksikliklerine ve ÖÇKB ilan edilen alanın sınırları ve kapsamının işlemin amacına uygun olarak belirlenmediğine, adaların kara kısımlarının da bu kapsama hangi nitelikleri nedeniyle dahil edildiklerinin açıklanmamış olmasına işaret ederek, kararın iptali istemiyle dava açmıştı. Dava gerekçesinde birçok başlık var; bu akşam davanın sonucunu konuşuyoruz ve odağımızda Adaların ÖÇKB kapsamına alınmış olmasına ilişkin Danıştay 4. Dairesi’nin kısmi iptal kararı var.

Davacıların temel başlıklarından biri, ÖÇKB kararının hali hazırda sit alanı olan adaları gerekçe göstermeden kapsam içine almasıydı. Bu noktada Cumhurbaşkanlığı Kararı’ndaki bir detaya dikkat çekmek gerekiyor: ÖÇKB ilan edilen kentsel ve arkeolojik sit alanı olan yerlerde, önceden belediyeler tarafından hazırlanan ve Koruma Kurulları tarafından onaylanan Koruma Amaçlı İmar Planları yapma yetkisi tümüyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığına geçiyor. Bu durumda, ÖÇKB, adalara ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın imar planı kararlarını merkezden üretmesinin aracı haline geliyor. Bu nedenle de kararın iptali istenmişti.