Küresel ısıtma sürecinde yaşayabileceklerimiz

-
Aa
+
a
a
a

Türkiye’den ve dünyadan iklim haberlerine kulak verirken, Mark Lynas tarafından yazılan "Our Final Warning: Six Degrees of Climate Emergency" adlı kitaptan da örneklendirmeler yapıyoruz.

""
Küresel ısıtma sürecinde yaşayabileceklerimiz
 

Küresel ısıtma sürecinde yaşayabileceklerimiz

podcast servisi: iTunes / RSS

İnsanlık için varoluşsal bir tehdit oluşturan bir iklim acil durumuyla karşı karşıyayız. Birleşmiş Milletler’in (BM) Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporu, krizin ‘toplumun tüm alanlarında hızlı, geniş kapsamlı ve benzeri görülmemiş değişimler’ gerektirdiğini söylüyor. Gezegenin sınırları dahilinde herkes için iyi yaşam koşulları sağlamak istiyorsak, iyi yaşamanın ne anlama geldiğini yeniden tanımlamalıyız ve büyümeye bağlı olmayan bir ekonomi yaratmalıyız. Başkalarının krizi çözmesini çok uzun zamandır bekliyoruz. Ancak toplumdaki tüm aktörlerin önümüzdeki geçişte oynayacakları önemli roller var. Bireyler ve kuruluşlar olarak hepimiz, sorunun bir parçası olduğumuzu anlamalı ve çözümün bir parçası olmak için şimdi cesurca hareket etmeliyiz.

Bilimin kaydettiği ilerlemeye rağmen, devrilme noktalarının ne zaman tetikleneceğini ve küresel ısıtmanın ne zaman durdurulamaz hale geleceğini kesin olarak bilmiyoruz. Olmasına hala izin verdiğimiz herhangi bir derecenin fraksiyonunda artarak yaşanan küresel ısıtma ve en kötü durumda hiçbirimizin hayatta kalamayacağı bir gelecek üzerine kumar oynuyoruz. Bu kumarın sonucunda kaybedersek neler yaşanacağını sizin için ödüllü gazeteci Mark Lynas tarafından yazılan ve 2020'de yayınlanan "Our Final Warning: Six Degrees of Climate Emergency" kitabını kaynak olarak kullanarak kısa bir özet çıkardım. Şu anda bu yüzyılın sonunda sanayi devrimi öncesi sıcaklıklara göre 3°C’lik bir ısıtma ile karşı karşıyayız gibi görünüyor. 6°C’lik bir ısıtmada ise gezegenin üzerinde bildiğimiz hayat kalmıyor. Bakın dinleyin. Sıcaklıklara göre küresel ısıtmada yaşayacaklarımızı şöyle özetledim, dinleyin lütfen. 

0°C yani sıfır noktası olarak kabul ettiğimiz sanayileşme öncesi, Dünya bu ısıya son buzul çağından itibaren yaklaşık 11 bin yıl içinde ulaştı. Buzların erimesi deniz seviyesinin 120 metre yükselmesine neden oldu. İstikrarlı ve ılıman iklim, insanların gıda yetiştirmesine ve yerleşimlerine izin verdi. Şehirler büyürken tüketim düşüktü ve yaşam biçimleri çoğunlukla sürdürülebilirdi. İnsanlar çevrelerini etkilemelerine rağmen dünyanın iklimini çok fazla etkilemiyorlardı.

Paris Anlaşmasının imzalandığı yıl olan 2015’de küresel ısıtma, sanayi öncesi seviyelerin 1°C üzerine çıktı. Sadece altı yıl sonra da 1,1°C'ye ulaştı. Kuzey Kutbu ve Antarktika eriyor. Gulf Stream zayıflıyor. Buzullar eriyerek tatlı su kaynaklarını etkiliyor. Kasırgalar, kuraklıklar, sıcak hava dalgaları ve büyük orman yangınları daha sık görülüyor. Alçak kıyı şeritleri sular altında kalıyor. Buzsuz deniz daha fazla ısıyı emiyor ve küresel ısıtmayı hızlandırıyor. Mercanlar beyazlıyor. Yaban hayatı düşüşte. Gıda üretimi etkilenmeye başlıyor.

+2°C için uzun süreli afetler için bir reçete diyebiliriz. İklim bozulması hızlanır. Kuzey Kutbu’nda buzsuz yazlar yaşanır. Batı Antarktika Buz Sahanlığında geri dönüşü olmayan kayıplar yaşanır. Deniz seviyesinin yükselmesi nedeniyle 80 milyon kişi yerinden edilir. Ölümcül dang humması yaygın şekilde görülür. Yaklaşık yarım milyon kişi yetersiz beslenme sebebiyle hayatını kaybeder. Bitkilerde böcek istilası yaşanır. Yüz milyonlarca insan ölümcül ısıtmaya maruz kalır. Afrika'da su stresi artar. Toplu göçler artar. Buzulların kaybı tatlı su arzını etkiler. Aşırı seller görülür. Amazon yağmur ormanlarında yangın kontrol altına alınamaz. Birçok tür yok olma tehdidi altındadır. Resifleri oluşturan mercanların %99'u yok olur.

+3°C’de ise buz tabakaları ve buzullar kısmen çöker. Deniz seviyesi 14 metreye kadar yükselir. Gelgitlerde aşırı deniz yükselmeleri, seller, süper fırtınalar ve süper kasırgalar görülür. Yüz milyonlarca insan zorunlu olarak yerinden edilir. Dünya nüfusunun yarısı ölümcül sıcaklık dalgalarına maruz kalır. Gıda üretimi yarı yarıya azalır. Toplu kıtlık yaşanır. Amazon yağmur ormanları ölür. Yaban hayatı bozulur. Bitki örtüsünden ve topraktan karbon salımı küresel ısıtmayı hızlandırır, eriyen permafrosttan kaynaklanan metan emisyonları artar.

+4°C küresel nüfusun dörtte üçü günler boyu süren ölümcül sıcağa maruz kalır. Gezegenin önemli bir bölümü, insanlar için biyolojik olarak yaşanmaz hale gelir. İklim mülteci sayıları kontrol edilemez hale gelir. Dünyanın kara yüzeyinin yarısı 'kurak' hale gelir. Aşırı kuraklık ve seller yaşanır. Kategori 6’ya çıkan süper kasırgalar sıklıkla görülür. Başlıca dünya gıda mahsullerinde eş zamanlı çöküşler yaşanır. Potansiyel buzsuz gezegen durumuna geçilir. Kitlesel yok oluşlar yaşanır. Permafrost erimesi, küresel ısıtmanın tırmanışını durdurulamaz hale getirir.

+5°C’ye ulaştığımızda ise buz tabakası kalıcı olarak yok olur. İnsanlar artık dışarıda uzun süre hayatta kalamazlar. Gıda üretimi büyük ölçüde azalır. Karmaşık insan toplulukları çöker. Küresel kıtlık yaşanır. Hayatta kalan insanlar, hayvanlar gibi toprakta yaşamaya çalışır.

Ve son nokta niteliğindeki +6°C’de aşırı sera etkisi, dünyadaki yaşamın çoğunu yok eder. Sadece birkaç hayvan türü hayatta kalabilir. Ekosistemler ve besin ağları herhangi bir işlevsel anlamda var olmaktan çıkar. Artık bu noktada dünya üzerinde hayatta kalmayı başaranlar çürüyen organizmalardan beslenen detritivorlar, bakteriler ve mantarlar olur.

Ve son…. 

Daha geçenlerde yayınlanan Biological Reviews dergisindeki bir araştırmaya göre, insan kaynaklı altıncı bir kitlesel yok oluş olayı devam etmekte. Araştırmacılar, 71 binden fazla memeli, kuş, sürüngen, amfibi ve balık türü için Dünya Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği'nden gelen verileri incelediler. Türlerin %48'inin popülasyonunun azaldığını, türlerin %49'unun sabit kaldığını ve türlerin yalnızca %3'ünün arttığını belirlediler. Tüm hayvan türlerinin yaklaşık dörtte biri yok olma tehdidi altındadır. Bilim insanları, biyoçeşitlilikteki bu büyük dengesizliğin, kitlesel bir yok oluş olayına yol açtığını söylüyor. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre bu düşüşlerin birçoğuna ormansızlaşma, iklim değişikliği, arazi kullanımı gibi insan faaliyetleri sebep oluyor. 

Corporate Accountability tarafından hazırlanan bir başka rapor ise, tüm bu içinde yaşadığımız iklim krizine karşı Chevron'un ciddi bir yeşil badana yaptığını ortaya çıkardı. Petrol şirketinin kendi emisyonlarını telafi etmek için satın aldığı karbon denkleştirmelerinin %90'ından fazlasının hiç bir olumlu etkisi olduğu kanıtlanmadı ve raporda bunların aksi kanıtlanana kadar değersiz bir ‘çöp’ oldukları belirtildi.

Ek olarak, Chevron'un net sıfır emisyon planının bir parçası olarak uygulamaya koyduğu düşük karbonlu teknolojilerin çoğu, şirketin vadettiği karbonun yalnızca %50'sini yakalıyor. Chevron'un yatırım yaptığı net sıfır projelerinin birçoğunun Küresel Güney'de topluluklara zarar verdiği ve çevresel bozulma ile bağlantılı olduğu ve hatta bazen daha fazla emisyona neden olduğu bildiriliyor.

Chevron, 2022'de 36,5 milyar dolar kar elde etti. Rapora göre, çevre düzenlemelerinin zayıflatılmasını ve işlerin her zamanki gibi devam edebilmesini sağlamak için yalnızca ABD'de siyasi lobi faaliyetlerine milyonlarca dolar harcadı.

Ben programın başında sizinle paylaştığım küresel ısıtma senaryolarının endişesi ile her sabah yatağımdan uyanırken, fosil yakıt şirketlerinin bu endişelerimizi körüklemelerini büyük bir kötülük olarak görmekten başka bir şey diyemiyorum.

Belki sadece 16 yaşında olabilirim ama 11 yaşından bu yana İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi İçin Bölümler Konferansları’na (COP) da katıldım. Ayrıca yapılan müzakereleri de çok yakından takip ettim ve şu anda bu imzaların, konuşmaların, el sıkışmaların kendi adıma hiç bir çözüme götürdüğüne inanmadığımı söyleyebilirim. Bir sonraki haberimi dinlediğinizde neden böyle söylediğimi daha iyi anlayacaksınız belki de…

COP28 başkanı Sultan Al Jaber, ekibinin Abu Dabi Ulusal Petrol Şirketi'nin (ADNOC) CEO'su rolünü vurgulayan Wikipedia sayfalarında imajını ‘yeşile badana’ ile düzenlediği ortaya çıktı. Al Jaber'in ekibinin kendisinin ve iklim zirvesinin Wikipedia girişlerindeki çalışmaları arasında, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) sanayi ve ileri teknoloji bakanı Al Jaber'in ‘tam olarak iklim hareketinin ihtiyaç duyduğu türden bir müttefik’ olduğunu söyleyen bir yazıdan alıntı eklenmesi yer alıyor. Ayrıca, İklim Raporlama Merkezi ve The Guardian'ın ortaya çıkardığı üzere, editörlerin 2019'da imzaladığı milyarlarca dolarlık bir petrol boru hattı anlaşmasına yapılan atfın kaldırılmasını önerdiler.

Yeşiller Partisi milletvekili Caroline Lucas, "Petrol şirketleri ve CEO'ları, küresel iklim konferanslarının kontrolünü ele geçirerek ve ardından kendi çalışanlarının Wikipedia'daki bariz ikiyüzlülüklerine yönelik eleştirileri ortadan kaldırmalarını sağlayarak yeşil badanayı yepyeni bir düzeye taşıyor," dedi.

Dünya petrol rezervlerinin yaklaşık %6'sını kontrol eden BAE hükümeti, Kasım ayında Dubai'de yapılacak olan COP28'in başına bir fosil yakıt patronu atadığı için eleştirilmişti. Geçen hafta 130 ABD ve Avrupa Birliği (AB) milletvekili, Al Jaber'i zirvenin başkanlığı görevinden istifaya davet etti.

Bu arada Al Jaber, Emirliğin yeşil enerjiye yaptığı yatırımın savunucusu olarak yaptığı çalışmaları desteklemek için büyük danışmanlık firmaları ve halkla ilişkiler ajanslarıyla çalışıyor. COP28 başkanı olarak atanması, ABD'nin özel başkanlık iklim elçisi John Kerry ve uluslararası iklim diplomasisindeki diğer önemli figürler tarafından memnuniyetle karşılandı. COP28'in bir sözcüsü, Al Jaber'in son on yılda iklim meseleleri üzerine yaptığı çalışmalara işaret ederek, "Başkanlık ve liderliği hakkında halka açık tüm bilgi kaynaklarının gerçeklere dayalı olarak doğru ve güncel kalmasını sağlamaya devam edeceğiz," dedi.

Al Jaber'in hem ADNOC CEO'su hem de COP28 başkanı olarak rolü, tartışmanın merkezinde yer alıyor. Uluslararası Enerji Ajansı, Dünya 2050’e kadar net sıfır karbon emisyonuna ulaşacaksa yeni petrol ve gaz projeleri olmaması gerektiğini söylemesine rağmen şirket, BAE'nin fosil yakıt üretiminde büyük bir genişleme sağlıyor. 

Kimliği bilinmeyen ancak kendisine ADNOC tarafından ödeme yapıldığını açıklayan bir Wikipedia kullanıcısı, editörlere Al Jaber'in 2019'da ABD yatırım devleri BlackRock ve KKR ile petrol boru hattı altyapısının geliştirilmesi için imzaladığı 4 milyar dolarlık anlaşmaya yapılan atıfın kaldırılmasını önerdi. Kullanıcı, ‘çok fazla ayrıntı’ olduğunu söyledi ve sayfanın Al Jaber'in ADNOC'ta sadece ‘uluslararası yatırımı’ çektiğini söylemesini önerdi.

Kullanıcı, ayrıca editörlere Al Jaber'in BEA’nin iklim patronu olarak rolü ile ADNOC'un fosil yakıt genişlemesini yönlendirmesi arasındaki uyumsuzluğu vurgulayan Financial Times'tan bir alıntıyı silmelerini tavsiye etti. Bunun yerine, sayfa notunun şirketin bu artan petrol çıkışından elde ettiği geliri, ‘karbon yakalama ve yeşil yakıt teknolojilerine yatırım yapmak’ için kullandığının vurgulanmasını talep etti.
Sonuç olarak, önerdikleri değişikliklerin yalnızca bir kısmı Al Jaber'in Wikipedia sayfasına eklenmiş.
ADNOC sözcüsü şunları söyledi, "Küresel bir enerji lideri olarak Dr. Sultan'ın başarılarından gurur duyuyoruz ve doğruluğu sağlamak için içeriği düzenli olarak gözden geçiriyoruz. 2022 ilkbahar ve yazında Wikipedia'ya tamamen şeffaf ve Wikipedia kurallarına uygun güncelleme talepleri gönderildi." 

Gördüğünüz üzere dünyanın iklim krizi her geçen gün büyürken, karar vericiler, büyük şirketler ve gücü elinde bulunduranlar bu krizin durdurulması konusunda aslında çok da umursamaz davranıyorlar. Dünyayı bu krizden çıkarmak için biz gençler başta olmak üzere sorumluluk bizde olmasa bile hayatlarımızdan, zamanımız ve enerjimizden bile fedakarlık ederken, paradan başka öncelikleri olmayanların vurdum duymaz davranışlarını adaletsiz görüyorum. Bu krize sebep olan fosil yakıt şirketlerinin iklim krizine çözüm için yapılan toplantılarda işi ne? Bir fosil yakıt başkanı nasıl olur da iklim krizi için yapılan toplantılara başkanlık yapabilir? Bir soru ile programımı kapatmak istiyorum. Diyelim ki bir sıtma kongresi düzenleyeceksiniz… Siz olsanız sivrisinekleri davet eder miydiniz?