İklim aktivistlerinin ortak motivasyon kaynağı: Hükûmetlerin eylemsizliği

-
Aa
+
a
a
a

İklim Kuşağı Konuşuyor'da Atlas Sarrafoğlu, gençlerin iklim aktivizmine ilişkin çağdaş akademik literatürdeki metodolojik eğilimlerini ve ana temalarını inceleyen araştırma hakkında bilgi veriyor.

""
İklim aktivistlerinin ortak motivasyon kaynağı: Hükûmetlerin eylemsizliği
 

İklim aktivistlerinin ortak motivasyon kaynağı: Hükûmetlerin eylemsizliği

podcast servisi: iTunes / RSS

İklim Kuşağı Konuşuyor programına hoş geldiniz. Bugün size aslında gençlerin iklim aktivizmi üzerine hazırlanan çalışmalarının analiz edildiği bir makaleden bahsetmek istiyordum ancak dehşete düşüren bir haber gündeme düştüğü için önce onu size iletmek istedim. Haber Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) verilerinin güncellenmesi ile ilgili.

Yeşil Gazete’den aldığım haberde, 1,5 °C’lik iklim hedefini kaçırmaya çok yakın olduğumuzu söyleyen çalışmaya göre, “Fosil yakıtlar bu hızla yakılmaya devam ederse ve azaltım hedeflerine hız verilmezse,  küresel ısınma seviyesini 1,5 °C’de sabit tutma hedefi, 2029'a kadar geri dönülemeyecek biçimde aşılabilir.” Elde edilen bulgular, beş yıldan biraz daha uzun bir süre içinde yani 2029’un başlarında, azaltım planları hayata geçirilmezse, dünyanın muhtemelen küresel ısınma için uluslararası kabul görmüş sıcaklık sınırının altında kalamayacağını gösteriyor.

Çalışma için,
Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindekiIPCC’nin daha önce yayımladığı rapordaki veriler yeniden incelendi. Bu kapsamda, IPCC’nin raporunda yalnızca 2020’ye kadar olan verilere ilaveten, son üç yıldaki tahmini karbon emisyonu ile ısınmayı etkileyen karbon dışı faktörlerin rolü de hesaba katılarak yeniden hesaplamalar yapıldı.Son araştırma, dünyanın bu kritik iklim eşiğine ulaşacağı tarihi üç yıl daha yaklaştırıyor.

Pazartesi günkü
Nature Climate Changedergisinde yayımlanan çalışmada, ‘karbon bütçesi’ olarak adlandırılan kalan miktar hesaplanıyor. Bu, dünyanın yakabileceği fosil yakıt miktarı. Yeni çalışmada karbon bütçesi 250 milyar metrik ton olarak belirlenmiş. Dünya, yılda 40 milyar tondan biraz daha fazlasını yakıyor ve bu rakam hala artıyor. Mevcut hızımızı sürdürürsek, dünyanın toplam karbon bütçesinde yalnızca altı yıl kalıyordu. Ancak son araştırmaya göre, bu altı yıl Ocak 2023’te başladı yani artık yalnızca beş yıl ve birkaç ay kaldı. Ancak çalışmada sanayi öncesi dönemden bu yana ısınmayı 2015 Paris Anlaşması’nın belirlediği eşik değer olan 1,5 °C ile sınırlamak için hala %50 şans olduğuna da dikkat çekiliyor.Şu anki rakamlarla son 10 yıl, 19. yüzyıldan ortalama 1,14 °C daha sıcak. Geçen yıl 1,26 °C daha sıcaktı ve bilim insanlarına göre bu yıl muhtemelen bu eşik de aşılacak.



IPCC’nin daha önceki raporundaki öngörülere göre, dünya muhtemelen mercan resiflerinin çoğunu kaybedecek. Ayrıca önemli bir buz tabakası geri dönüşü olmayan bir erimeye neden olabilir ve su kıtlığı, sıcak hava dalgaları ve aşırı hava koşullarından kaynaklanan ölümler önemli ölçüde artabilir.

Son çalışmada bu eşiğe, başlangıçta hesaplanandan daha kısa sürede ulaşılacağına çünkü dünyanın farklı türde bir hava kirliliğini -aerosol adı verilen küçük dumanlı parçacıklar- temizleme konusunda ilerleme kaydettiğine dikkat çekiliyor. Bu emisyonlar, orman yangınlarından , deniz tuzu spreyinden, volkanlardan ve yanan fosil yakıtlardan kaynaklanıyor.

Araştırmanın başyazarı, söz konusu aerosollerin gezegeni hafifçe soğuttuğunu ve kömür, petrol ve doğal gaz yakmanın etkilerini maskelediğini söylüyor. Başka bir deyişle, aerosol kirliliğini temizlemek iyi bir şey olsa da bu başarı, sıcaklıklarda biraz daha hızlı artış anlamına geliyor.



Peki
dünyanın karbon bütçesi biterse ne olur?

Araştırmanın başyazarı ve Londra Imperial College’
dan iklim bilimci Robin Lamboll, “Çalışmamızın sonuçları, iklim değişikliğine karşı mücadele altı yıl sonra kaybedilecek anlamına gelmiyor. Fakat halihazırda güçlü bir aşağı yönlü gidişat içinde olmaz isek 1,5 °C’lik sınır için mücadelede muhtemelen çok geç kalacağız,” dedi. Birçok IPCC yazarının geçen Haziran ayında yaptığı güncelleme de Lamboll’un ekibiyle aynı karbon bütçesini ortaya çıkardı. IPCC raporu eşbaşkanı ve iklim bilimcisi Valerie Masson-Delmotte,Lamboll’un analizinin daha ayrıntılı olduğunu söyledi. Karbon bütçesi 2029’un başlarında tükenecek gibi görünse de bu, dünyanın sanayi öncesi dönemlere göre hemen, anında 1,5 °C daha sıcak olacağı anlamına gelmiyor. Lamboll, gerçek sıcaklık değişiminin biraz daha erken veya 10 - 20 yıl sonra gerçekleşebileceğini ancak bunun bütçe bittiğinde gerçekleşeceğini belirtti.

Çalışmanın yazarları da ısınmayı 2 °C’nin altında tutma şansının hala %50 olduğuna dikkat çekerek, karbon bütçesinin
bin 220 milyar metrik ton olduğunu yani tükenmesi için yaklaşık 30 yıla ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Yazarlardan Leeds Üniversitesi’nden iklim bilimci Christopher Smith, “Bunun gezegeni kurtarmak için altı yıl olarak yorumlanmasını istemiyoruz. Eğer ısınmayı 1,6 °C, 1,65 °C veya 1,7 °C ile sınırlayabilirsek, bu, 2 °C’den çok daha iyidir. Hala derecenin her onda biri için savaşmamız gerekiyor,” diye konuştu.

Karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik ulusal çabaları izleyen
İklim Eylemi Takipçisi’nden iklim bilimci Bill Hare de1,5 °C sınırının aşılmasının bu noktada dünyayı uçuruma itmeyeceğini ancak bunun felaket niteliğinde değişiklik riskinin artmasında bir dönüm noktası olduğunu vurguladı. Araştırmanın bir parçası olmayan Norveç CICERO İklim Enstitüsü’nden iklim bilimci Glen Petersise, “1,5 °C karbon bütçesinin neredeyse anlamını yitirecek kadar küçük olduğu bir aşamaya geldik. Yüzünüz saatte 160 kilometre hızla duvara çarpmak üzere ise burnunuzun duvardan bir milimetre ya da iki milimetre uzakta olmasının hiçbir önemi yok. Saatte 160 kilometre hızla hala yanlış yöne gidiyoruz,” değerlendirmesini yaptı.


Size bu hafta gençlerin iklim aktivizmi konulu bir araştırmasından bahsetmek istiyorum. 2018, gençlerin iklim aktivizmi açısından bir dönüm noktasıydı. Bu makalede de gençlerin iklim aktivizmine ilişkin çağdaş akademik literatürdeki metodolojik eğilimlerini ve ana temaları incelemişler. Araştırmanın ön sözünde şöyle diyor, “Akademik literatürde, gençlere yönelik ankete dayalı araştırmaları ve medya röportajları gibi ikincil verilerin metinsel analizinin ilk dalgasının ardından, bu alanda ikinci bir niteliksel araştırma dalgası yaşanıyor ve araştırmalarda gençlerin sesi yeniden canlanıyor. Buna göre, gençlerin iklim aktivizminin bileşimi, uygulamaları ve sonuçları ile gençlerin iklim değişikliğini anlama ve harekete geçme yolları dahil olmak üzere temel temaların araştırılmasında mevcut literatürün güçlü yönlerini tespit ediyoruz.

Literatürde, araştırma konularına orantısız bir odaklanmadan ve özellikle küresel Kuzey ile zengin ve beyaz topluluklardaki aktivizme orantısız bir odaklanmadan, kitlesel seferberliklere odaklanmadan ve bireysel aktivist Greta Thunberg’e yoğun bir ilgiden kaynaklanan çeşitli boşluklar tespit ediyoruz. Analizimiz, üç kavramsal zorluğa dayalı olarak gelecekteki araştırmalar için önerilere yol açmaktadır. Gelecekteki araştırmaların bu zorluklara yanıt vermesi gerektiğini savunuyoruz: Birincisi, bir kategori olarak ‘gençliğin’ sınırlı ve kısıtlayıcı toplumsal yapıları; ikincisi, özellikle rıza ilişkilerinde olmak üzere, gençlerle çalışmanın pratik zorlukları; ve üçüncüsü, araştırma uygulamalarında yetişkinliğe yanıt verme ve gençlerin aktivizmine gençlik merkezli yaklaşımlar geliştirme ihtiyacı. Bu araştırma, gençlerin iklim aktivizmi çalışmalarına yönelik teori ve yöntemlerde adım adım bir değişikliğe katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.


Gençlerin öncülüğünde ve gençlik merkezli iklim aktivizmi, son birkaç yılda ivme ve görünürlük kazandı. Bu aktivizm, iklim değişikliği siyasetinde bir ‘dönüm noktası’nın oluşmasında merkezi bir rol oynadı. Genç iklim aktivizmindeki ‘tarihsel kökler, gerilimler ve karmaşıklıklar’ hayati önem taşıyor ve özellikle beyaz olmayan topluluklar ve yerli toplulukların aktivizminde ‘bu köklerin en kalını, uzun bir geçmişi olan teorik bir yaklaşım olan çevresel adalettir.”

Bu, gençlerin iklim aktivizmine ilişkin yeni bir literatür ortaya çıkardı. Bu literatürün büyük çoğunluğu 2018'den başlayarak ve o tarihten bu yana ‘aktivizme’ odaklanıyor. Bu, küresel Fridays For Future hareketini ateşleyen genç iklim aktivisti Greta Thunberg'in eylemleriyle bağlantılı görünüyor. Bu hareket, gençleri iklim eylemi için organize okul grevlerine ve iklim grevlerine katılmaya teşvik etti. Buna karşılık, bu literatürün büyük bir kısmı bu seferberliklere odaklanmıştır. Ancak bu tür etkinliklere katılım, daha geniş bir gençlik iklim aktivizmi ağının yalnızca bir faaliyetini oluşturuyor.

2018 yılının, akademik literatürde ve küresel iklim politikalarında bir dönüm noktasını yansıttığı ve okul grevi hareketinin önemli olduğu konusunda hemfikir olsak da bu biraz sorunlu. Örneğin, önemli yılın 2016 olabileceği ve dönüm noktasının Standing Rock'taki Dakota Erişim Boru Hattı'na karşı duruş olduğu iddia edilebilir. Bu hareket, gençler tarafından başlatıldı ve ‘Kaplumbağa Adası’ndaki orman yangını gibi dünyaya yayıldı, milyonları ayağa kalkmaya, seslerini yükseltmeye ve harekete geçmeye teşvik etti.’ Literatürde 2018 yılına odaklanılması, Greta Thunberg'in grevlerine ve Birleşmiş Milletler gibi uluslararası örgütlerle yapılan çalışmalara odaklanılmasına da yol açmaktadır. Yine de genç aktivizminin doğası gereği çok daha heterojen, vizyon açısından daha geniş ve 2018'e göre daha derin köklere sahip olduğunun farkındayız.

Bilim insanlarının gençlerin iklim grevlerini anlamlandırmaya çalıştığı en yaygın yollardan biri, metin analizleridir. Bu literatürdeki metin analizi üç kaynaktan birine odaklanıyor: Greta Thunberg'in yaptığı konuşmalar, grevlerle ilgili haberler veya iklim aktivistlerinin sosyal medya paylaşımları.

Bu bölümde araştırma kapsamındaki çeşitli bulgular incelenmektedir. Literatürde belirlediğimiz çeşitli temalara göre gruplandırılmıştır. Bu temalar şunlardır: iklim aktivizmine katılan gençlerin bileşimi; iklim aktivizmine giden yollar; gençlerin iklim aktivizminin sonuçları; ve gençlerin iklim değişikliğini nasıl anladıkları ve buna karşı nasıl hareket ettikleri….



İklim aktivizmine katılan gençlerin bileşimine bakacak olursak, pek çok bilim insanı, genç iklim aktivistlerinin demografik özelliklerini inceledi. Avrupa'da, Mart ve Eylül 2019'da Fridays For Future protestolarına katılan gençlerle ilgili iki büyük niceliksel araştırma verisi topladı. İki araştırmada da bulgular benzerdi; en geniş yaş grubu 14-19 yaş arasındaydı. Katılımcıların çoğunluğu kadın ve % 70’inden fazlası en az bir ebeveyninin üniversite diplomasına sahip olduğu, iyi eğitimli ailelerden gelmekteydi.

İlginç bir şekilde bu veriler, katılımcıların yaşlarında zaman içinde istikrarlı bir artış olduğunu gösteriyor. 2019 baharında ortalama yaş 18 idi. Ardından 2019 sonbaharında 25 ve 2020 baharında 32 oldu. Bu kısa zaman diliminde, yetişkinlerin liderliğindeki kuruluşlar giderek artan bir şekilde liderliği ele geçirdi. Ayrıca zaman içinde yaşlı katılımcılarda da bir artış olduğu gözlemlendi.

Araştırmacılar, gençlerin iklim aktivisti olma konusundaki temel motivasyonlarını da araştırdı. H
ükûmetin eylemsizliği ve politikacıların onları yüzüstü bıraktığı hissi, ortak bir motivasyon kaynağı olduğu gözlemlendi. Bu, Birleşik Krallık'taki genç iklim grevcileri arasında geçerli ve bir bütün olarak Fridays For Future hareketinin ortak söylemi idi. Çevresel tehditlerle ilgili endişenin, siyasete katılım ve siyaseti etkileme arzusunun temel motivasyon unsurları olduğu ortaya çıktı. Protesto katılımına yönelik diğer motivasyon unsurları arasında aileye ve gelecek nesillere duyulan ilgi; bir protesto hareketinin parçası olmak; dayanışma; anti-kapitalizm; güvenlik; kolektif suçluluk olarak tespit edildi.

Araştırmalar aynı zamanda pek çok genç iklim aktivistinin kendilerini aktivizme adamaya zorlayan bir tür dönüştürücü an yaşadığını keşfetti. Çoğu kişi için bu, çevresel yıkımın görüldüğü bir an oldu. Pek çok genç, aynı zamanda sosyal adalet ve doğa konusunda da endişe duyuyordu ve bu endişeler devam etti , dönüştürücü anlarına daha fazla anlam kazandırdı. H
er ne kadar belirli anlardan ilham alsalar da gençler, iklim aktivizmini sürekli olarak aktivizme yeniden bağlanmanın dinamik ve devam eden bir süreci olarak tanımlıyor. Zamanımız az kaldığından ve tamamını bugünkü programa sığdıramayacağım için, gelecek hafta bu çalışmanın geri kalanından bahsetmeye devam edeceğim. Gençlerin iklim aktivizminin sonuçları, iklim değişimini ne şekilde ele aldıkları, nasıl harekete geçtikleri gibi başlıklarla burada olacağım.

Bu haftaki
İklim Kuşağı Konuşuyor programıma son verirken, sizi Daft Punk’tan seçtiğim Instant Crush ile baş başa bırakıyorum. Haftaya Cuma 14:00’te görüşünceye dek kendinize, sevdiklerinize ve gezegenimize iyi bakın lütfen.