"Yaşasın dayanışma, yaşasın emek mücadelemiz, yaşasın İkizköy"

-
Aa
+
a
a
a

İklim Habercileri'nde Bulut Bagatır'ın konuğu Türkiye yerel seçimlerinde Akbelen direnişçisi, İkizköy'ün yeni muhtarı Nejla Işık oldu.

""

Bulut Bagatır: Biliyorsunuz, 31 Mart yerel seçimleri geride kaldı. Burada belediye başkanları seçildi, il genel meclisi için üyeler seçildi ve yine muhtarlar seçildi. İklim değişikliği açısından önemli bir haber geldi; Akbelen direnişçisi Nejla Işık, İkizköy'ün yeni muhtarı olarak seçildi. Kendisi uzun yıllardır Akbelen Ormanı'nı yaşam alanlarını, toprağını, suyunu koruyan, Akbelen Ormanı'nı kömür için feda ettirmemeye çalışan bir direnişçi ve şimdi de bu direnişini muhtar olarak sürdürecek. Kendisi şu an bizimle beraber programımızda. Nejla Hanım hoş geldiniz.

Nejla Işık: Hoş bulduk, merhabalar.

B.B.: Öncelikle tebrik ederek başlayalım sizi, muhtar olarak seçildiniz. Bu süreçte neler yaşadınız?
Muhtar adaylığınızı koyduktan sonra nasıl geçti? Ardından seçildiniz, nasıl tepkiler aldınız? Önce öyle başlayalım dilerseniz.

N.I.: Öncelikle hem davetiniz, hem de sevginiz için çok teşekkür ediyoruz. Buradaki adaylığımız Akbelen Mücadelesi’nin. Havama, suyuma, taşıma dokunma diyerek çıktığımız bu yolda türlü zorluklarla, şirketin baskılarına ve her türlü baskıya göğüs gerdik. Ancak ne yazık ki 24 Temmuz 2023 tarihinde ormanımızı katletmeye başladılar. Bu gelişen sıkıntılar içerisinde ve daha öncesinde şunu gördük; muhtarların buradaki mücadelede ne kadar önemli olduğunu bir faktör olduğunu fark ettik. Bu yüzden buradaki mücadele açısından ve vermiş olduğumuz emek açısından İkizköy komitesi, özellikle de mücadelenin önceliğini alan kadınlar dediler ki ‘Burada bu muhtar adaylığına biz seni görüyoruz, bizim adayımız sensin, çık ve artık bu şirketlere muhtar olarak, yanımızdan, bizden birisi olarak mücadele etmeye devam edelim’ dediler. Benim aklımda, hayalimde yoktu bu açıkçası. Onların tercihi açısından çıktım ve boynum kıldan incedir. Zaten beş yıldır yaptığımız iş, muhtar gibiydi.

Ankara'ya meclise gittiğimizde muhtarımız yanımızda olmadığı için bize ‘Muhtarınız nerede?’ diye sordular. Bunun çok büyük etkisini yaşadık, gördük. Şirket devamlı insanları satın almaya çalışırken muhtarı öne sürdü. Yani ‘şimdi satmazsan yarın devlet elinden alacak’ diyerek muhtar, burada şirkete çalıştığını ayan beyan açık etti. Bizim buradaki aslında normal bir muhtarlık seçimi değildi, çok rahatsız edici bir muhtarlık seçimi geçirdik. Seçim, şirket ile mücadele arasında geçen bir tarihte oldu ve çok da güzel oldu. Alnımızın akıyla da çıktık. Tabi bu süreçte neler gelişti bilirsiniz ama bir de bu süreçte neler gelişmedi?

Bu süreçte üzerime atılan türlü iftiralar veya ‘Kadından muhtar olmaz’, ‘Aklı kısa, saçı uzun’, ‘Ne işi var?’ gibi söylemlerle beni kirletmeye çalışarak, adımı kirletmeye çalışarak beni aşağıya çekmeye çalıştılar. Şirketin türlü oyunları oldu, muhtarın türlü oyunları oldu bu dönemde. Şirket, çok fazla baskı yaptı ve burada da çalışan köylülere, şirkette çalışan köylüleri toplayarak ‘Bu kadına seçimde oy vermeyeceksiniz yoksa hepinizi işten atarız’ diye teklifler getirildi. Ben bunları seçim sırasında açıklamadım, bir kazanalım ondan sonra her şeyin gereğini tutacağız zaten dedim. Şükürler olsun buradayız. Toprağı seçtik, aileyi seçtik, buradaki bilinci seçtik, emeği seçtik. Hepsine ben buradan bir kez daha teşekkür ediyorum bana inandıkları için, yanımda oldukları için.

Her şeye karşı şunu söyledik; burada durmak istiyorsak, bu kültürün yaşamasını istiyorsak, bu muhtarlık bizim için çok önemli. Burada bir tercih yapmak istiyoruz, tercihin arkasını kimse görmez. Burada olacağız dedik ve yaptık. Allah'ın izniyle başardık. Bundan sonra daha uzun, daha çetin olacağını biliyoruz, farkındayız. Ama her ne olursa olsun Akbelen'i, İkizköy'ü ve diğer köyleri kesinlikle madenden kurtarmak için elimden ne geliyorsa elimden gelenin fazlasını yapmaya hazırım.

Öncelikle köyümü kurtarmak için çıktığım bu yolda köyümüzün birçok eksik noktası var. Yani duraklarımız yok mesela, bizim diğer köylere yeni duraklar gelmiş ama bizim köyümüz gözden çıkarılmış sanki, nasıl olsa madene gidecek diye duraklar getirilmemiş. Sularımız zaten sorunlu, madenler su kaynaklarımızı yok etmiş. Yollarımızda sorunlar var. Yani o kadar teşhisimiz var ki aslında burada ama bir yerden bakacağız, yola devam edeceğiz. Dediğim gibi, bizim için çok önemli bir şey. Beş sene boyunca verdiğimiz emeğin bir kazanımıdır bu.



B.B.: Çok teşekkür ederiz Nejla Hanım programa katıldığınız için.

N.I.: Ben çok teşekkür ediyorum bu güzel davetiniz için. Şimdi bir şey geldi aklıma; bağırmaktan, ağlamaktan seslerim kısıldı, yeni yeni geliyor. O kadar güzel tebrik mesajları alıyoruz ki anlatamam. Hollanda'dan, Kıbrıs'tan, dünyanın dört bir yanındaki köylerden, civar köylerden gerek arayan, gerek Instagram'dan mesaj atan, X’ten mesaj atan o kadar çok insan var ki... Herkesin gözü buradaydı. Türkiye kazandı. O kadar mutluyum ki mesajlara cevap veremedim, telefonlara cevap veremedim, dönemedim. Hepsine canıgönülden teşekkür ediyorum, iyi ki varsınız. Buradaki bu başarılar hepimizin başarısıdır, doğanın başarısıdır. Akbelenimizi kaybettirdiler gözümüzün içine baka baka ama biliyoruz ki Akbelen bütün günlerde, tüm gönüllerde, farklı yerlerde, farklı topraklarda. Bazen bir dikişin üstüne adını vermişler, bazı yerde küçük küçük fidanlar dikmişler adını Akbelen koymuşlar. Akbelen her yerde. Akbelen için gerçekten bunu gerçekleştirmişiz. İnanılmaz mutluyuz, inanılmaz huzurluyuz, inanılmaz sevinçliyiz. Allah'ın akıyla, gözümüzün akıyla çıktık, bu başarı hepimizin. Ben kazanmadım burada, köyümüz kazandı, emek kazandı, mücadelemiz kazandı. Yaşasın dayanışma, yaşasın emek mücadelemiz, yaşasın İkizköy. Tekrar teşekkür ediyorum.

B.B.: Biz de sizi tekrar tebrik ediyoruz. Umarız söylediklerinizi desteklerle beraber hayata geçirme şansı, tüm Türkiye'nin destekleriyle beraber, hep beraber başarılacaktır.

N.I.: Kesinlikle. Umuttan, umut etmekten, inat etmekten hiç vazgeçmememiz lazım. Her ne olursa olsun inadına koşmak, inat etmek lazım ve birleşmek lazım.

B.B.: Çok teşekkür ederiz.