Öykümüz 1968 yılında başlıyor. Amerika'da Baltimore’dan yola çıkan ve son durağı Rio De Janeiro’da olan müzik enstrümanları ile dolu bir gemi bir şekilde denizde kayboluyor ve kendini Cabo Verde'de buluyor. Tüm bu enstrümanların sergilenmesi gereken EMSE Fuarı’ndaki stant ise boş kalıyor.
Güney yarım kürede bu tür bir fuar ilk defa yapılıyordu ve enstrüman camiasındaki pek çok firma kendisini göstermek için buraya ürün yollamıştı. Özellikle zamanın elektronik müzik alanında etkin olan firmalar en son ürünlerini paketleyip yollamışlardı. Bunların arasında Moog, Farfisa, Hammond, Korg ve Rhodes da vardı. Amaçları, gelecek vaadeden Güney Amerika piyasasında ürünlerini görücüye çıkartmaktı.
20 Mart 1968 tarihinde seyir defterine geminin Baltimore’dan yola çıktığı notu girildi. havanın sakin, gökyüzünün açık olduğu o gün gemi ansızın radarda kayboldu. Geminin nerede olduğu bir türlü anlaşılmadı ve sonunda battığı kabullenildi.
Ama öykümüz asıl bu aşamadan sonra heyecanlanıyor.
Cabo Verde’nin Sao Nicolau adasında yer alan Cachaço köy sakinleri bir gün karşılarında gördükleri gemi ile hayrete düştüler. Kayboluşundan yaklaşık bir kaç ay sonra söz konusu gemi terk edilmiş bir şekilde bu adanın kıyısına vurmuştu. Kıyıdan yaklaşık 8 km uzaklıkta karaya oturan bu geminin yükü uzun bir istişare sonunda köylülerin büyükleri tarafından açıldı. En azından içinde ne olduğu merak konusuydu, ancak bu tür haberler ışık hızıyla yayıldığı için, köylülerden önce devlet devreye girdi.
Portekizliler bir kaç haftalık yoğun araştırma sonucunda geminin gökten indiğine karar verdiler. Bunu daha garip kurgular takip etti. Hatta bir tanesi o kadar garip ki yazarken bile hayrete düşüyor insan. Bu teoriye göre söz konusu gemi bir Rus yük uçağından düşmüştü Bu teori epey bir süre gündemde kaldı.
En sonunda cesur bir kaynakçı grubu görevlendirildi ve terk edilmiş gemiye çıkartma yaptı. Nefesler tutuldu, heyecan, merak, hatta korku bir anda şaşkınlığa yenik düştü. Konteynerlerin içerisinden hayatlarında görmedikleri ebat, biçim ve tasarımda farklı müzik enstrümanları, klavyeler çıktı. Nasıl yani? Elektrik yüzü bile görmemiş olan bu coğrafya için oldukça şaşılacak bir durumdu bu. Elbette başka beklentiler içerisinde olan köylüler hayal kırıklığı içinde gündelik yaşamlarına geri döndüler. Sonunda tüm enstrümanlar gemiden köyün kilisesine taşındı. Batıl inançları kuvvetli olan köy kadınları tarafından en kısa zamanda bu keşfe bir an evvel çözüm bulunması gerektiği dayatıldı. Ne olduğunu bilmedikleri bu enstrümanlar bazı olumsuz, korkutucu dedikodulara vesile oldu.
Sonuçta konu dönemin anti-kolonyal başkanı Amilcar Cabral’a kadar taşındı. O da tüm bu enstrümanların eşit bir şekilde, elektrik olan köylerdeki okullara dağıtılmasını emretti. Anlayacağınız bir gecede genç Cabo Verdeliler en son teknoloji ürünü enstrümanlara sahip oldu.
Müzikseverleri asıl ilgilendiren konu buradan itibaren başlıyor. Bu enstrümanların dağıtılması belki de olabilecek en iyi şey oldu. Bu enstrümanlar bakir bir coğrafyada meraklı çocukların ellerinde hayat buldu. Kullanıma hazır olan enstrümanlar zaten ritim unsurlarınun kuvvetli olduğu bir bölgede yeniden hayat buldu ve dünya müziğine yeni bir soluk getirdi. Bu enstrümanlar sayesinde Mornas, Coladeras ve dans dozu oldukça yüksek olan Funana -söz konusu müzik tarzı şehvet unsuru çok yüksek olduğundan dolayı 1975 yılına kadar Portekizli kolonyal yönetim tarafından yasaklanmıştı- gibi yerel ezgiler modernleşti.
Gemiden kurtarılan enstrümanların dağıtıldığı okul öğrencileri bu enstrümanları çalmak konusunda beklenmedik bir gelişim gösterdiler. Bunların arasından çıkan en önemlisi efsane isim Paulino Vieira oldu. Söz konusu sanatçı yetmişlerin sonuna doğru ülkenin en önemli müzik adamı olmuştu.
Frankfurt kaynaklı nadir eserler peşinde emek veren Analog Africa isimli müzik firması ise bu efsane öyküden yola çıkarak ülkenin elektronik müziği üzerine bir toplama albüm üretmeye karar verdi. Bu gizemli öykünün sonunda Cabo Verde’nin 1975 yılındaki özgürlük ilanıyla birlikte elektronik müzikte de bir patlama yaşandı. Her şey o gemideki enstrümanlara bağlı olarak kurgulanmıştı sanki. O gemi hedefine ulaşmış olsaydı ne olacaktı acaba?
27 Mayıs 2016 tarihinde raflarda yerini alan albümün adı “Space Echo - The Mystery Behind the Cosmic Sound of Cabo Verde Finally Revealed!”. Analog Africa, Cabo Verde’den çıkabilecek en kozmik synthesizer müziğini bu albüme taşımış.
Afrika kıtasının batı sahillerine yaklaşık 380 mil (yaklaşık 610 km) uzaklıkta olan Cabo Verde, bu tür bir müziğin çıkabileceğini aklınıza getirebileceğiniz en son yer.
“Space Echo - The Mystery Behind the Cosmic Sound of Cabo Verde Finally Revealed!” isimli çift plak şu ana kadar adayı hiç terk etmemiş olan on beş eseri bizlere taşıyor. Çalışmayla birlikte gelen kitapçık ise içerik olarak şu ana kadar karşımıza çıkan en detaylı ve bilgilendirici dokümanlardan biri. Toplam 15 eserden oluşan bu çalışmanın sekizi Paulino Vieira’nın başını çektiği Voz de Cabo Verde ekibi tarafından çalınmış. Sıcacık ve dinleyenin içine dokunan eserlerden oluşan bu albüm tam bir dehliz. Sizlere farklı müzikler ulaştırırken aynı zamanda bilgilendiriyor, öyküsü ile de büyülüyor.