Müzikli geçmişimize belgesel bir katkı

-
Aa
+
a
a
a

"Sadece Mesut İktu'nun özgeçmişi değil, onun tanıklık ve deneyimleriyle Türkiye ve diğer ülkelerde –opera temelinde– müzik ve sahne sanatları hakkında da bir yazılı ve sözlü tarih çalışması."

Mustafa İktu'nun Bas-Bariton (Kalan Müzik, 2004) albümüyle yolumun nasıl kesiştiğini tam hatırlayamıyorum. Bilinçli bir "arayış" neticesinde değildi muhtemelen ama o zaman için kendimce değerli bir "keşif" olarak nitelendirmiştim. Albümün kitapçığında Mustafa İktu'nun yaşamöyküsü, çeşitli yayınlarda hakkında çıkmış yazılar ve fotoğraflar yer alıyordu. 44 yıllık bu kısa –ama yoğun– yaşama dair kitapçıktaki son not ise, kardeşi Mesut İktu'ya aitti. Dolayısıyla, sonradan Mesut İktu'nun Bariton (Kalan Müzik, 2009) albümünü edinmem, daha "bilinçli" bir tercihti. Mesut İktu'nun sanatıyla dolaylı bir rastlaşma belki ama yanlış değilmiş en azından! Mesut İktu'nun da dediği gibi, "Tüm bunlara tabii ki hem ağabeyim hem de idolüm olan Mustafa İktu'nun, ben konservatuvara girdiğimde operada solist olması neden oldu. Onun ve annem Güneş İktu'nun desteğini unutamam." 

Yukarıdaki alıntı, Mesut İktu'nun 50. sanat yılı için hazırlanan kitaptan; Mesut İktu: Cumhuriyet'in 50 Yıllık Sesi. Mesut İktu'nun, müzikolog Seyit Yöre ile yaptığı nehir söyleşiyi okuduğumuz kitapta çok sayıda görsel malzeme de kullanılmış. Ayrıca kitabın son sayfalarında Mesut İktu'nun kronolojik özgeçmişine, repertuvarlarına, diskografyasına dair ekler de var. Kitabı yayına hazırlayan Seyit Töre'nin de altını çizdiği gibi, "müzikli geçmişimize ve müzik tarihimize belgesel bir katkı" niteliğindeki bu kitap, "sadece Mesut İktu'nun özgeçmişi değil, onun tanıklık ve deneyimleriyle Türkiye ve diğer ülkelerde –opera temelinde– müzik ve sahne sanatları hakkında da bir yazılı ve sözlü tarih çalışması."

MESUT İKTU: CUMHURİYET'İN 50 YILLIK SESİ

haz. Seyit Yöre

h2o Kitap, 2020, 200 s.

 

NOT: h2o Kitap'tan, Mesut İktu kitabıyla eşzamanlı olarak, doğumunun 250. yılı dolayısıyla bir Beethoven biyografisi de yayımladı. Fırat Kutluk imzalı kitapta, bir anlamda, Beethoven gerçeğinin izi sürülmüş. "Besteciyi efsanelerden, uydurulmuş öykülerden, ters yüz edilmiş anılardan arındırarak karşımıza getiriyor," Fırat Kutluk, "Beethoven’ı yaşadığı dönemin gündelik hayatı ile kültürel, siyasal, toplumsal çalkantılar ve dönüşümleri eşliğinde ele alıyor. 9. Senfoni ise ayrı bir bölümde inceleniyor. Ancak bununla yetinilmiyor, 9. Senfoni’yi defalarca yönetmiş şef İbrahim Yazıcı ile söyleşisinde bu eseri bir orkestra şefinin hissettikleri, düşündükleri, yorumları üzerinden anlamamızı sağlıyor."