Avustralya'da 'okul kırma eylemi'ni Yaz Muraben anlattı: Gençliğin değiştirici gücüne daha çok güveniyorum

-
Aa
+
a
a
a

Avustralya’da iklim krizine kayıtsız kalan politikacılara karşı okul kırma eylemiyle konuklarımız yazar ve çevirmen Burçak Gürün Muraben’le 15 yaşındaki oğlu Yaz Muraben.

Fotoğraf: BBC

 

(3 Aralık'ta Açık Gazete'de yayımlanmıştır)

Ömer Madra: Açık Radyo, Açık Gazete, bendeniz Ömer Madra ve yakından takip etmeye çalıştığımız bir global olay var aslında, o da önce İsveç’te 15 yaşında bir genç kızın daha doğrusu bir çocuğun Greta Thunberg’in başlattığı ‘okul kırma eylemi’ daha sonra çeşitli ülkelere de yayılmaya başladı ve özellikle de Avustralya’da çok büyük bir öğrenci, gençlik hareket, çocuk hareketi olarak tabandan yükselen bir hale geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Avustralya’nın çeşitli kentlerinde, 5 ayrı bölgesinde ve kentinde bilebildiğimiz kadarıyla binlerce öğrencinin iklim için okul kırma eylemini yaptığını size duyurma ve bunun haberlerini yapma, mülakatlarını yansıtma fırsatımız olmuştu. Şimdi bunun devamını da getirmeye çalışıyoruz. Yazar ve çevirmen Burçak Gürün Muraben’le görüşeceğiz, bir de onun oğlu Yaz’la. Daha önce de mülakat gerçekleştirdiğimiz ama yayınlamadığımız Jean Hinshlif’le de, sınıf arkadaşı 9.sınıf öğrencisi, Yaz Muraben de 15 yaşında, birlikte drama da yapıyorlar. Yani bütün bu son derece ilginç, beklenmedik gelişen bir olayı takip etmeye çalışacağız. Önce Burçak hanımla görüşüyoruz.

 

ÖM: Merhabalar, günaydın Burçak hanım!

 

Burçak Gürün Muraben: Merhabalar Ömer bey, günaydın!

 

ÖM: Çok teşekkür ederiz bizimle mülakat yapmayı kabul ettiğiniz için. Biz epey önceden de tanışıyoruz galiba?

 

BGM: Evet evet, rica ederim, rica ederim.

 

ÖM: O zaman siz bir olup biteni özetler misiniz lütfen neler oluyor, bitiyor? Yakından takip etmeye çalışıyoruz.

 

BGM: Şöyle oldu, İsveç’te az önce sizin de bahsettiğiniz 15 yaşındaki çocuk her Cuma okulu kırıp parlamentonun önünde bekliyordu, böylelikle kendi hükümetinin bu küresel ısınmayla ilgili etkili politikalar üretememesini eleştiriyordu. Sonra bu internet yoluyla Avustralya’ya sıçradı, Melbourne’da bir öğrenci “Ben Melbourne’da bir şey organize edeceğim, biz de bunu yapalım 1 günlük yapalım” dedi. Sosyal medyada benim oğlumun gittiği okuldan bir öğrenci bunun görür görmez “Tamam o zaman ben de Sydney’dekini organize ederim” dedi. Çok fazla büyüklerden yardım almadan ama şöyle bir şey de söyleyeyim, genç insanların kurduğu Küresel Isınma İçin Gençlik Hareketi diye bir şey var burada, bir de Get Up diye bir aktivist organizasyon, bunların ikisinin daha çok tanıtım desteğiyle tamamen kendi imkanlarıyla, sosyal medyayı kullanarak bir gün belirlediler ve geçtiğimiz Cuma günü. Böylece Avustralya’daki çeşitli kentlerindeki ortaokul öğrencilerinin sadece o Cuma günü olmak üzere okul kırmaya ve kendi şehirlerindeki -bizim burada yerel parlamentolar da var- oralarda protesto yapmaya çağırdılar. Beklediklerinden çok daha büyük bir ivme kazandı bu hareket. Avustralya’da aşağı yukarı toplam 10 bin kişinin katıldığı düşünülüyor geçtiğimiz Cuma günü. Bu geçtiğimiz Cuma’dan birkaç gün önce haftanın başında başbakan parlamentoda “Oturun oturduğunuz yerde, okul kıracağınıza fen derslerini dinleyin!” gibi bir şey söyledi yani “böyle bir şey yapmayın!” dedi. Şimdi tabii bu ergen çocuklara söylenebilecek en kötü şey! Çünkü bu sefer daha çok çocuk hepsi birden “Başbakan yapma mı dedi, hepimiz oradayız!” diyerek yani ilk okul çocuklarına kadar, ben trenle gittim bir göreyim bakayım ne yapıyorlar diye, trende ana babalar, yanlarında ilk okul çocukları onlar onları çekiyor. Yani Sydney’in dört bir yanında bayağı merkeze 1-1,5 saat uzaklıktaki okullardan, özellikle devlet okullarından çok büyük bir katılım vardı. Herkes orada ve ilk defa ben Sydney’de ki çok protestoya gitmişliğim var burada ama bu kadar kapsayıcı, bu kadar ırk, renk, din, dil ayırımı gözetmeyen, bu kadar geniş katılımlı bir şey gördüm. Yani demokrasi herhalde böyle bir şey olmalı diye düşündüm çünkü diğer gittiğim protestolarda mesela İsrail’in Gazze’yi bombalaması kınanıyor diyelim, o zaman hep Arap kökenliler oluyor, 1-2 tane de Anglo Sakson kökenli insan oluyor, 1-2 sempatizan ama burada herkes vardı; baş örtülüsü, başı açık olanı, Hintlisi, Asyalısı, Anglo Sakson’u herkes bir aradaydı ve herkes çok açık bir şekilde ve yüksek sesle ama bir şekilde gösteri kurallarına da uyarak bir aradaydı. Yani bu protesto gösterilerine katılanlar olarak artık birbirimizi de birazcık tanıyoruz, biz kenara çekilip böyle burnumuzu çeke çeke ağladık açıkçası!

 

ÖM: Çok önemli iki noktaya temas ettiniz; bir tanesi bunun her kesimi aynı anda içine alması ve rahatlıkla söyleyebiliriz ki özellikle de çocukların inisiyatifiyle baştan sona gerçekleşiyor olması ve 10 bin gibi bir rakamı da ilk defa duydum ben şimdi. Yani sadece Melbourne’da 3000 – 3500 kişi olduğunu duymuştuk ama Avustralya çapında bu 10 bin rakamı gerçekten çok etkileyici ve tarihte ilk defa olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz belki. Peki sizin oğlunuz Yaz da bu işin içinde, örgütleyicilerden biri galiba? Biraz da onunla konuşabilir miyiz?

 

BGM: Tabii tabii, ben veriyorum ona ama İngilizce’ye geçmek gerekecek Yaz’la konuşmak için ya da ben de çevirebilirim. Nasıl isterseniz?

 

ÖM: Bir başlayalım bakalım, siz de çevirirseniz iyi olabilir tabii, beni rahatlatmış olursunuz. Hello Yaz!

 

Yaz Muraben: How are you?

 

ÖM: Fine and you? How do you feel? What is your evaluation of weak and rights?

 

BGM: Katılımcı sayısından çok memnun olduğunu söylüyor, hiç bu kadar çok insanın geleceğini tahmin etmemiştik, tahminimizin çok üzerinde çocuk katıldı, o da çok sevindirdi bizi diyor.

 

ÖM: 14 yaşındaki Jean Hinchclif’in arkadaşı olduğunu ve Sydney’deki örgütlenmeden sorumlu olduğunu söyledim ve arkadaşlarına, öğrencilerine de bu protestonun daha henüz şimdi başladığını, bu daha başlangıç dediğini, bu bizim ilk grevimiz dediğini, ilk eylemimiz dediğini ve başlangıç olduğunu ve bunu bir şey yapılana kadar sürdüreceğiz dediğinizi söyledim.

 

YM: Gerçekten bu kısım çok önemli, bir sonuç alana kadar, yetkililerden bir cevap alana kadar bu eylemleri devam ettirmek gerçekten çok önemli.

 

ÖM: Bu Jean Hinchclif adlı öğrencinin aynı zamanda başbakanın seçim bürosunu aradığını ve öğrencileri de hergün, önümüzdeki hafta yani bugünden başlayarak hergün başbakanlık bürosunu araması gerektiğini söylüyor. Ne düşünüyorsun?

 

YM: Başbakan Scott Morrison ve bu içinde bulunduğumuz durumu değiştirme yetkisi olan insanlardan bir tepki alana, onlara bir olumlu bir adım attırana kadar protestoları çeşitlendirerek devam ettirmek gerçekten çok önemli.

 

ÖM: Bu son derece çarpıcı bir mülakat şimdiye kadar Açık Radyo’da da yaptığımız en ilginç olaylardan bir tanesini olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Belki şimdilik son bir soruyla kapatabiliriz, COP konferansı başladı, dünyanın en kirli fosil yakıtı olan kömürün merkezinde Polonya’da Katoviçe’de başladı, orada Avustralya da tabii temsil ediliyor. Bu konuda bir bilginiz var mı ve ne yapmayı düşünüyor musunuz? Çünkü bu 14’üne kadar sürecek olan oldukça önemli bir toplantı, bir sonuç bekliyor musun yoksa asıl gücüyle mi yapmak istiyorsun?

 

YM: Gençliğin gücüne, değiştirici gücüne daha çok güveniyorum ve umudun eylemlere devam etmede ve politikacıların daha etkin politikalar üretmeye zorlanmasında olduğunu düşünüyorum.

 

ÖM: O zaman okullar da tekrar açıldı, şimdi devam ediyorlar ama eylemler de devam edecek, öyle anlıyorum. Yani sürekli bağlantıda kalmamızda yarar var eğer sizin için bir sakıncası yoksa bunu dünyanın öbür ucundan çok temel bir mesele olarak takip etmeye çalışacağız. Bize bu fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederiz Burçak Gürün ve Yaz Muraben.

 

BGM: Rica ederiz, biz teşekkür ederiz.

 

YM: Teşekkürler.