Sivil çözüm kavgası

-
Aa
+
a
a
a

5 Mart 2008

RADİKAL - Erdoğan, askere eleştirileri 'Siyasi muhatap biziz' diye göğüsledi. Büyükanıt'ın açıklamasına karşın Baykal ve Bahçeli 'ABD istedi, harekat bitti' ısrarını sürdürünce asker ağır yanıt verdi. DTP'li Ayna ise Erdoğan'a yüklendi.ANKARA - Sınır ötesi operasyonun sona ermesinin ardından başlayan Kürt sorununa sivil çözüm tartışmaları dün siyasi parti liderlerinin TBMM'deki konuşmalarına da damgasını vurdu. Başbakan Tayyip Erdoğan, yaklaşık beş yıldır dile getirdiği "Önümüzdeki dönem ekonomik, siyasi, sosyal boyutlarda önemli adımlar atmaya devam edeceğiz" ifadesini tekrarlarken, MHP lideri Devlet Bahçeli 'sivil çözüm' söyleminin bir 'ihanet projesi' olduğunu savundu. DTP ise, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın 'PKK'nın söylemi' diye nitelediği görüşlerini tekrarladı. Erdoğan, dün partisinin grup toplantısında PKK'ya yönelik askeri operasyon hakkında bilgi verdikten sonra şunları söyledi: "Terörle mücadele sadece askeri güç veya güvenlik güçlerini kullanarak yapılmaz. Terörle mücadelenin birçok boyutu var. Bunun yanında diplomatik, ekonomik, siyasi, sosyal boyutu var. Önümüzdeki dönem bu alanda önemli adımlar atmaya devam edeceğiz. Bu konuda önümüzde devam eden projelerimiz var. KÖYDES, BELDES bunun en önemli adımlarıydı. Beş yıllık bir süreç içinde GAP'ı bitirmeyi de hedefliyoruz."

'AKP, PKK yandaşlarıyla nikâh tazeledi' MHP lideri Devlet Bahçeli, 'sivil çözüm' tartışmasına yüksek perdeden katılırken, AKP'nin "PKK'nın siyasi gündemine dayanan siyasi açılım sürecini kademeli olarak hayata geçirmeye hazırlananlarla" nikâh tazelediğini savundu. Bahçeli şöyle devam etti: "Türk milleti ve milli kimlik kavramlarının yeniden tanımlanarak farklı etnik kimliklerin kurucu kimlikler olarak Anayasa teminatı altına alınması; Kürtçe'nin eğitim ve siyasi iletişim dili olarak resmen kabulü ve Türkiye'nin üniter yapısının 'özerk bölge-eyalet sistemi' temelinde yıkımının altyapısının hazırlanması, bu ihanet projesinin temel ayakları olarak belirlenmiştir. Bu şablon, Türkiye'deki Brüksel ve Erbil lobilerinin, İmralı canisinin, PKK'nın ve TBMM'deki maşalarının Türkiye'ye dayatmak istedikleri siyasi çözüm reçetesidir. Sayın Başbakan, sık sık tekrarladığınız 'terörle mücadelenin siyasi boyutundan' ne anladığınızı açık ve dürüst olarak ortaya koyun ve Türk milletinin karşısına çıkarak PKK'nın ve etnik bölücülerin bu taleplerine karşı olduğunuzu ve bu emellere hiçbir şart altında geçit verilmeyeceğini açıkça ilan edin."

DTP'li Ayna: Başbakan beni inkâr ediyor DTP Eşbaşkanı Emine Ayna, Erdoğan'ın son konuşmalarında 'tek millet, tek dilden' bahsettiğine dikkat çekerek, şöyle devam etti: "Ben Kürdüm. Sayın Başbakan beni inkâr ediyor. Sorun işte bu. İnkâr ve imha çözüm değildir. Orada (dağda) kimine göre 5 bin, kimine göre 10 bin insan var. Bu insanların ne olacağının çözümünü ortaya koymadan Kürt sorununu çözemiyoruz. Kilit ve düğüm noktalarından biridir. Bu gençlerin topluma kazandırılması, sosyal ve siyasal yaşama dahil edilmesinin projesi olmalı. Bu, teslimiyet doğurarak olmaz. Onlar her şeyi göze alarak silahlarını almışlar, çıkmışlar. '221. madde ile gelin pişman olun' demekle olmuyor. Kürt sorunununun parçası olan PKK sorunun çözümü askeri yöntemlerde aranmamalı. Türkiye'nin demokratikleşmesi için, Türkiye'nin önünün açılması için en önemli adımlardan biri olacaktır. Bu konuda da sivil çözümler tartışılmalıdır."

'Üniter yapı korunmalı' Yeni Anayasa'nın kesinlikle Türkiye'nin çok kültürlülüğünü, çok kimlikliliğini içermesi gerektiğini savunan Ayna şunları savundu: "Bir insanın ölümü, ister Kürt, ister Türk, ister asker, ister gerilla, her bir insanın ölümü, arkasında onlarca ölmeye hazır ruh hali taşımasına neden oluyor. Her bir insanın ölümü Kürtlerle, Türkler arasındaki mesafeyi açıyor. Bunu yapmayın. Çözme konusunda samimi olun. Kimliği kimlik yapan anadildir. Anadilde eğitim olmalı. Türkiye'de yaşayan tüm kimliklerin kendi dillerinde eğitim yapabilmesinin önü açılmalı. Kürtler için en önemli samimiyet ve güven gösterilerinden biri. Türkiye'nin üniter yapısı korunarak, sınırları içerisinde yerel yönetimlerin inisiyatiflerini artıracak olan demokratik özerk bir yapıya kavuşturulması projesi yürümelidir."

ANKARA - Irak'taki kara harekâtının ABD Savunma Bakanı Robert Gates'in ziyaretinin ardından bitmesiyle çıkan tartışma sertleşti. Genelkurmay, Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın "ABD etkisini ispat etsinler, üniformamı çıkarırım" sözlerinden ikna olmayıp eleştirilerini sürdüren siyasilere ağır bir dille yanıt verdi: "Bu saldırılar, TSK'nın terörle mücadele azmine hainlerden daha fazla zarar vermektedir." Sınır ötesi harekât tartışması, Türkiye'nin siyasal ezberini bozmuş durumda. Daha öncekilerin aksine MHP lideri Devlet Bahçeli ve CHP lideri Deniz Baykal, Genelkurmay'ı eleştirirken Erdoğan bu kez diğer safta yer aldı. Bahçeli partisinin Meclis Grubu taplantısında Gates'in ziyaretine dikkat çekti. Yaşananları 'izahı ve anlaşılması zor bir kargaşa' diye niteleyen Bahçeli, Türk milletinin derin bir hayal kırıklığı içinde olduğunu söyledi. Bahçeli, hükümeti sorumlu tutsa da, harekâtın Büyükanıt'ın söylediğinin aksine ABD'nin baskısı ile kısa tutulduğunu ifade etti. Bahçeli, Genelkurmay açıklamalarındaki dili de eleştirdi: "Yapılan basın açıklamalarında PKK terör örgütünün gerilla statüsüne sokulduğu çağrışımını yapacak ve uluslararası savaş hukukunda bu yönde karşılığı olan terim ve sıfatlara yer verildiği görülmektedir. Bu çerçevede, 'komuta merkezi', 'muhabere ve lojistik tesisi' ve 'mürettebatı olan uçaksavar mevzii' gibi terimlerin teröristlere savaş hukuku kapsamında 'savaşan taraf' statüsü atfedecek nitelikte olduğunu düşünmekteyiz. Bu nitelendirme ve atıfların, terör örgütünün hak etmediği bir imaj ve prestij kazanmasına ve kendisine büyük bir güç vehmedilmesine hizmet edebileceğinin hatırda tutulması da yerinde olacaktır."

Baykal: Elbette konuşurum CHP Meclis Grubu'nda konuşan Baykal ise "Görevi siz mi verip denetliyorsunuz?" diyerek kendisini eleştiren Büyükanıt'a yanıt verdi. "Elbette konuşacağım. Ben milletin vekiliyim, tezkerede milletin iradesi var" diyen Baykal, şöyle devam etti: "Harekâtın noktalanması sürpriz olmuştur. ABD Savunma Bakanı ta Avustralya'dan demeç vermeye başladı, sonra Yeni Delhi'den açıklama yaptı. Sonra buraya geldi, niçin? Ne yaptı, kaç saat kaldı? Dört görüşme yaptı. Perşembe günü görüşmeler oldu, cuma harekât 04.00'te bitti. Zebari'den öğrendi dünya. Cuma 04.00'te bitirmek üzere planlamıştık?' Ne zaman planlamıştınız?" AKP Grubu'nda Baykal'a, "Orada kalınması gerektiği kadar kalınır. Sayın Baykal, hatta sizi susturmak için bile daha fazla kalınmaz" sözleriyle karşılık veren Erdoğan, hükümeti ve Genelkurmay'ı şu sözlerle savundu: "Kara harekâtından beklenen ve planlanan amaç hasıl oldu. Sayın Baykal, her şey, parti siyasetinden ibaret değildir. Oy hesaplarının da üzerinde değerler vardır. 'Hükümete muhalefet edelim' diye, şehitlerimize saygısızlık yapmayın. Siyasi muhalefet, sakın Silahlı Kuvvetlerimizi polemik içine çekmeye çalışmasın. Siyasi muhatabı biziz.

Genelkurmay: Şehit veren kuruma saldırı Genelkurmay ise akşam saatlerinde şu açıklamayı yaptı: "1. TSK'nın 03 Mart 2008 günü düzenlediği basın toplantısında, Genelkurmay Başkanı tarafından, basın temsilcilerine detaylı bilgiler verilmiş ve kamuoyunda tartışma konusu edilen bazı noktalara açıklık getirilmiştir. 2.Genelkurmay Başkanı ve diğer komutanlar açıklamalarını, en anlaşılır ve yalın bir dille yapmışlardır. 3.Tüm bu iyi niyet ve şeffaflığa rağmen, 04 Mart 2008 günü basın dışından TSK'yı hedef alan söylemler, ülke adına terörle mücadele eden ve şehitler veren bir kuruma haksız ve seviyesiz saldırılar olarak değerlendirilmektedir. 4.Siyasi kişi ve kurumlarla hiçbir zaman polemiğe girmek istemeyen TSK, 24 yıldan bu yana devam eden terörle mücadele sürecinde, ilk defa bu tür anlamsız saldırılara hedef yapılmak istenmektedir. Bu saldırılar, TSK'nın terörle mücadele azmine, hainlerden daha fazla zarar vermektedir. 5. Bu tür saldırıların değerlendirilmesini Türk milletinin engin sağduyusuna havale ediyoruz."

Bahçeli açıklamayla ilgili sorulara "Grup konuşmaları dikkate alındığında yapılan açıklama normaldir. Siyasi açıklamanın muhattabı siyasi iktidarlardır" dedi.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=249261