Paul Allen'dan mektup var

-
Aa
+
a
a
a

25 Mart 2007Şelale Kadak

Bu yıl, kışın yaz gibi geçeceğini tahmin edemezdik. OğlumuzÖmer'indoğumu ocak ayına rastladığı için hazırlıklarımız tamdı oysa...Otomotiv camiasına o kadar yakın olmama ve önemini bilmeme rağmen bugüne kadar ihmal ettiğim kış lastiklerini aracımıza taktırmış, hatta doğum öncesi karda, buzda düşmemek için kendime çivili botlar bile satın almıştım(!) Kış lastikleri aracımıza takılırken; lastik uzmanı, "8 derecenin altında bu lastikler mükemmel performans gösteriyor" dediğinde, şehir dışındaki evimden acil durumlarda rahatlıkla istediğim yere ulaşabileceğimi düşünüp sevinmiştim.Gel gör ki, Ömerbudünyayagözleriniaçtığıgünlerde hava sıcaklığı 12 derecenin altına hiç inmedi! Beklenen kış ortalıkta görünmüyordu. Aslında kış hiç gelmedi.İşte bu yüzden, doğum izninde bir yandan oğlumla büyüleyici saatler geçiriyor ama bir yandan da onun büyüyeceği bu dünya için müthiş bir endişe duyuyordum. Oğlum büyüdüğünde dünyanın olası yaşayacağı doğa felaketlerini düşündükçe içimi bir sıkıntı kaplıyordu.Denen o ki bu kış 1895'ten bu yana yaşanan en sıcak kış. Fransa, Avusturya, İtalya ve Macaristan'a kadar uzanan Alp Dağları'nda son 1300 yılın en sıcak kışı gözleniyormuş. 2005'ten bu yana kuzey kutbundaki buzulların yüzde2.3'ününeridiğideanlatılanlararasında. Dünyayı hızla kirleten insanoğlu bir an önce bu konuda ciddi tedbirler almadığı takdirde gelecek nesillerin hayatının tehlike altında olduğu aşikar.İşte belki de bu nedenle, tanıştığım günlerde 22 milyar doları bulan servetiyle dünyanın en zengin beşinci adamı olarak lanse edilen Microsoft'un ortağı ve BillGates'incandostuPaulAllen'danaldığım ve bundan sonra daha çok global ısınmayı önleyici çalışmalarla ilgileneceğini anlattığı elektronik postası beni çok etkiledi.İki yıl kadar önce Octopus isimli o muhteşem yatıyla İstanbul'a geldiğinde Paul Allen'la tanışmış ve arkadaşlarımla birlikte davet ettiği yatında kendisinden muhteşem bir konser de dinlemiştik. Allen, adeta taptığı yatıyla hayallerini bir bir gerçekleştirmekle meşguldü o günlerde.Gönderdiği elektronik posta mesajına dönecek olursam, Allen, mektubunda yatıyla Antarktika'ya büyüleyici bir seyahat yaptığını söylüyordu. Ailesinden fertlerin yanı sıra ünlü doğa fotoğrafçılarını da davet ettiği seyahatinden nefis bir kaç fotoğrafı gönderen Paul Allen, gördükleri muhteşem penguenlerden söz etmiş ve aldıkları helikopter turuyla nefes kesici Antarktika manzarası karşısında büyülendiklerini anlatmıştı.2 bini bilim adamı toplamda 30 bin kişinin ziyaret ettiği Antarktika hakkında Paul Allen, "Söyleyebileceğim tek olumsuz şey, global ısınmanın bir sonucu olarak son on yıldır hızlanan buzullardaki erimenin gözle görülür şekilde büyüdüğüydü" diyordu.Paul Allen da bundan sonra en önem verilmesi gereken konulardan birinin global ısınma olduğu konusunda hemfikir. Enerji ihtiyacımızın dünyaya zarar vermeyecek kaynaklardan çözülmesi için çalışmak gerekiyor.'Ben' diyordu Paul Allen, 'Artıkbundansonrakişiselolarakdahaçokvaktimiglobalısınmakonusundaharcayağım.' Paul Allen keşke işe, Kyoto Anlaşması'na bir türlü yanaşmayan kendi ülkesi ABD'nin Başkanı Bush'u imzaya ikna etmekle başlasa işe. Atmosferdeki sera gazları Sanayi Devrimi'nden bu yana çok hızlı bir şekilde artıyor ve ne yazık ki ABD, gelişmiş ülke emisyonlarının yüzde 36'sını tek başına atmosfere bırakıyor.Neyse ki mektubu biterken Allen bir güzel haber vermeyi ihmal etmemiş. O da balina ve fokların sayısının artmaya başlamış olması.Bugüne kadar başta erozyonu önlemek için çalışan TEMA ve temiz deniz için çırpınan TURMEPA'nın çalışmalarını sık sık bu sütunlara taşıyarak biraz olsun kendi adıma düşeni yaşanabilir bir dünya için yapmaya çalıştım. Sanırım2007'denitibarenbukonuyudahaçokdilegetirmekveözellikledünyasındakifarkındalığıartırmaköncelikliişlerimdenbiriolacak.

http://www.sabah.com.tr/2007/03/25/yaz10-30-135.html