Dış politikanın ipleri kimin elinde?

-
Aa
+
a
a
a

The Washington Post14 Mayıs 2002  

Başkan Bush, amansız hasımlar arasındaki kan davası içinde her geçen gün biraz daha batıyor.

 

Bir tarafta, bir zamanlar baba Bush’un ulusal güvenlik danışmanlığını yaptıktan sonra, şimdilerde Cumhuriyetçilerin kurumsal fikriyatının dış politika mümessillerinde Brent Scowcroft, diğer tarafta da hasımları tarafından “Karanlıklar Prensi” diye adlandırılan geçmiş Reagan yönetimin Pentagon görevlisi, şimdinin dış politakadaki uzlaşmaz/şahin yeni-muhazafakâr (neo-conservative) hareketin entelektüel gurusu Richard Perle.

 

Uzun zamandır, Washington’da güvercin Colin L. Powell ve şahin Donald H. Rumsfeld arasındaki kanlı cephe içi kör dövüşü hakkında son derece yoğun gevezelikler yapılıyor. Aslında, bu adamlar, sadece on yıllardır Perle ve Scowcroft arasında devam eden eski küresel bir satrancın basit birer piyonları. İlk kez 1970’lerde, Perle’ün Senatör Henry “Scoop” Jackson’ın “emirber”i iken ve Scowcroft’un ise eski başkanlardan Gerald Frod’un ulusal güvenlik danışmanı olduğu dönemde start alan bir oyun...

 

Scowcroft ve Perle, şu andaki Bush yönetiminde göreceli olarak ikincil, danışmanlık desteği veren figürler olarak gözüküyorlar. Lâkin, birbirleri ile rekabet halinde ikilinin Bush politikaları, görevlileri, başkanın can damarları ve ulusal güvenlik danışmanı Condoleeza Rice üzerinde son derece derin etkileri var.

 

Geçenlerde Perle, gülerek, “Elbette, bütün ipleri ben elimde tutuyorum” dedi ve ekledi “Bunu yıllardır yapıyorum”.

 

Perle gerçekte Scowcroft ile çok iyi bir ilişkisinin olduğunu söylüyor. Ve yönetimde  kendi düşüncelerini paylaşanların emirberleri olduğu savını yalanlıyor.“ İçerdeki, “sözde piyonlarım” benden daha sempatikler" diyerek bu ithamlara tepki gösteriyor.

 

Piyonları veya basitçe yakın takipçileri, aslen Bush yönetimi içinde Ortadoğu, Irak, Çin ve nükleer silahlar üzerine yapılan politikalar konusunda uzun erimli ideolojik zıtlıkları olan iki geleneği temsil ediyorlar.

 

Scowcroft, cumhuriyetçi dış politikada, uluslararası politikaları ve Amerikan endüstrisinin çıkarlarını gözeten daha ılımlı ve reel politik çizgiyi temsil ederken, Perle ve müttefikleri, dış politikada çok daha sert ve Amerikanın tek başına hareket etmesi gerektiği yönünde bir eğilimi temsil ediyorlar.

 

Geçenlerde, Bush’un Rusya ile, yeni silah denetim antlaşmasını deklare eden iki ulus olarak, yeni ve dost bir çağa girdiklerini ifşa etmesiyle, Kremlinolojinin soğuk savaş oyunu artık çok daha az ilgi çeker hale gelmişti. Çok şükür ki, Bush’un dış politika aygıtları Kremlinolojistleri için yeni imkânlar sağlıyor.

 

Başkan yardımcısı Cheney’den başlayarak Perle’e yakın çevrenin sahneye çıkışı etkileyici oldu. Başkan yardımcısı, bazen oldukça sakin ve doğal görünüyor, fakat hiç şüphe yok ki tüm sempatisi Perle’in ahalisiyle beraber. Cheney’in yardımcıları Lewis "Scooter" Libby ve Eric EdelmanUlusal Güvenlik Konseyinde (NSC), Rice’a sürekli yeni-muhafazakâr fikirleri aktarmaktalar. NSC’de kendilerine hayli sempatik bakan izleyicileri de var üstelik: Elliott Abrams, Robert Joseph, Wayne Downing and Zalmay Halilzad gibi.

 

Pentagon’a gelince; Perle’in müttefikleri sadece Rumsfeld’le sınırlı değil, safkan bir yeni muhafazakâr olan akademisyen savunma bakanı yardımcısı Paul D.Wolfovitz, ve Politika Müsteşarı Douglas Feith.  Bununla beraber, Perle’in Powell’ın bakanlığında da adamı var; Müsteşar John Bolton,  American Enterprise Institute’un sabık üyelerinden. Avrupalı müttefiklerin sürekli canını sıkan Bolton, herkesin hatılayacağı üzere, Uluslarası Ceza Mahkemesi konusunda Amerikan vetosunu dillendiren kişi.

 

Scowcroft’a gelince. Onun sahne alışı daha az derinlikli ve gösterişsiz. Powell’a ek olarak, onun ekibi Powell’ın politika planlama direktörlerinden, ve Brookings Institution adlı düşünce kuruluşunun (think tank) babalarından Richard Haas ile başlıyor. Diğeri de bazen yeni muhafazakâr eğilime yakınlık duyduğundan şüphelenilse de, patronuna oldukça sağdık olan Powell’ın yardımcılarından Richard Armitage,. Ve Marc Grossman, dış politikanın belirlenmesinde gösterdiği etkiyle, hükümetin 3 numaralı adamı.

 

CIA’nın başkanı, -- Clinton yönetiminden artakalan -- George J.Tenet Scowcroftkanadı içinde rahatlıkla gösterilebilir. Birleşmiş Milletler temsilcisi John D. Negroponte’ nin de kurulu düzenle (establishment) önemli bağları var, tıpkı Ortadoğu mütehassısları Anthony C.Zinni ve Bill Burns’ün olduğu gibi.

 

Görüldüğü üzre, Scowcroft ekibi sayıca Perle ekibine karşı pek de güçlü gibi gözükmüyor. Oldukça önemli bir figür dışında: Başkanın babası. Başkan, istişarelerini babasıyla (veya babasının arkadaşı James A. Baker III ile)tartışmıyor, fakat küçük Bush  Suudi hanedanlığı prensi gibi uluslararası figürlerle görüşmeye devam ediyor. Bu da şahinleri deli ediyor.

 

Hudson Institute’tan yeni muhafazakâr Marshall Wittman “Şahinlerden, babanın rolü üzerine gittikçe artan homurdanmalar işitiyorum”diyerek, yaygın bir ‘rahatsızlığı’ dillendiriyor.

 

Scowcroft ve Perle kanadı arasındaki bölünme’nin mazisi 1975 senesine kadar uzanıyor. O yıl, merhum senatör ve (onun emirberi Perle), Sovyetler Birliği üzerindeki etkisi ve yumuşaklığı gerekçesiyle, dönemin başkanı Ford’un Helsinki anlaşmalarını imzalamasına karşı çıkıyorlar. O zamanlar, Ford’un emirberleri olan Cheney ve Rumsfeld, Scowcroft’un yanında yer alıyorlar. Lâkin, daha sonra Reagan’lı yeni muhafazakâr yıllarda Perle’in müttefiği olmaya doğru evriliyorlar.

 

Bugünlerde,  Bush’un kendisi, Rice, birinci Bush yönetiminden kalan ve George Schultz ve kendisini Hoover Enstitütüsünden (Stanford’dayken) muhafazakâr etkilerden arındıran Scowcroft’un adamları, kurulu düzenle yeni muhafazakârlar arasında hakem rolünü üstleniyorlar. Bu arada, Rice’ın, yeni muhafazakâr eğilimli olduğu bilinen yardımcısı Stephen Hadley, dürüst arabulucu rolü oynamasında Condi’ye yardım ediyor.

 

Yeni muhafazakârlar, füze savunma sistemi, Saddam Hüseyin’i devirme sözü ve şer ittifakı deklarasyonu gibi birçok konuda, Bush’un ve Rice’ın zihninde savaşı net bir şekilde kazanmış gözüküyorlar. Bush’un dış yardım konusunda verdiği destekte de, diğer kurulu düzen ekibi galip geldi. Ortadoğu ve Çin gibi, politikanın sürüncemede olduğu alanlardaysa kimin kazandığı belirsiz.

 

Peki tüm bunlar ne anlama geliyor? Kremlinolojistler araştırıyor.

 

Yeni muhafazakâr yayıncı William Kristol bu durumu “Condi, Bush’un kendisinden ayrı olarak kesinliklekilit bir oy sahibi durumunda” diye açıklıyor ve ekliyor: “Bizim tarafımıza geçti. Kanımca, Scowcroft himayesinde ama kendisini iyi eğitmiş.”

 

Çeviren: Tan Morgül