'Deliller zarar gördü'

-
Aa
+
a
a
a

19 Aralık 2007Demet Bilge Ergün

Malatya'da üç Hıristiyan'ın vahşice öldürüldüğü Zirve Yayınevi'ndeki baskınla ilgili dava dosyasındaki skandallara bir yenisi eklendi. Cinayetten sonra zanlılara ait olan ve üzerlerinde kan lekeleri bulunan kıyafetlerin aynı delil zarfına konulduğu ortaya çıktı. Ayrıca delil torbasının üzerindeki listede olmayan bazı parçalar torbada çıktı. Malatya'daki Zirve Yayınevi'nde 18 Nisan'da üç Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske, Necati Aydın, Uğur Yüksel işkence yapılıp, boğazları kesilerek öldürülmüştü. Olaydan sonra beş kişi tutuklandı. Dava Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Ancak dava dosyasında cinayetle ilgili birçok kuşkuyu gündeme getirecek bilgiler vardı. Dosyadaki bir evrak bu kuşkuları daha da artırdı. Cinayetten üç gün sonra yani 21 Nisan tarihli belgeye göre Malatya Emniyet Müdürlüğü, 46 maddelik bir delil tutanağı hazırladı. Bunlardan büyük bölümü sanıklar Emre Günaydın, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Abuzer Yıldırım ve Hamit Çeker'in olay günü giydikleri kıyafetlerden oluşuyordu. Ayrıca olay yerinden toplanan kan örnekleri de zarflara konulmuştu. Tüm bu deliller Ankara Kriminal Polis Laboratuar Müdürlüğü'ne analiz için gönderildi. Ancak teslim alan görevli iki önemli usul eksikliği saptadı.

İki önemli not Zanlılara ait giysiler bir arada aynı delil zarfı içindeydi. Bu durum tutanağa, "Şahıslara ait olduğu belirtilen giysiler bir arada aynı delil zarfı içerisinde usulüne uygun olmayan şekilde paketlenmiştir" notuyla yazıldı. Sanıkların olay günü kan bulaşan giyisilerinin kriminal açıdan önemli bir delil olduğunu belirten avukatlar, bu durumda delillerin zarar gördüğünü ve sağlıklı bir inceleme yapılamayacağını belirtti. İkinci nottaysa, Emre Günaydın'a ait delil niteliğindeki bazı giysilerin 'müzekkerede' (delil torbasıyla birlikte gönderilen döküm) olmamasına karşın torbadan çıktığı belirtildi. İncelenmemesi halinde, çok önemli delil olan bu giysiler kaybolabilirdi. Bu usul açısından önemli bir eksiklikti.

Başından beri şaibeli Olaydan sonra kaçmak isterken balkondan düşen sanık Emre Günaydın'ın ağır yaralı olarak hastanede yattığı ilk on günün kayıtlarının silindiği ortaya çıkmıştı. Ayrıca kameralar konusunda görevlendirilen kişilerden üstteğmenin adının daha önce 'azmettiricilerle ilgili' bir ihbar mektubunda yer aldığı belirlenmişti. Hastanede bir polis memurunca tutulan tutanakta ise Günaydın'ın hastane odasında konuşmaya çalıştığı, bir görevlinin konuyu kapattığı yazılıydı. Bu, sanığı birilerinin susturmaya çalıştığı şüphesini doğurmuştu. Cinayetten bir gün önce atış talimi yaparken yakalanan zanlıların üzerindeki kurusıkı Smith Wesson 1312 numaralı tabancanın aynısının olay yerinde bulunması ise büyük soru işaretleri yaratmıştı.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=242042