Darbecilere operasyon

-
Aa
+
a
a
a

23 Ocak 2008

Geçen yıl haziran ayında Ümraniye'de bir gecekonduya yapılan operasyonda 27 el bombasının ele geçirilmesiyle başlayan soruşturma emekli Tümgeneral Veli Küçük, emekli Albay Fikri Karadağ, avukat Kemal Kerinçsiz gibi isimlerin gözaltına alınmasıyla yeni bir boyut kazandı. Soruşturmanın Cumhuriyet gazetesine bomba atılmasından Danıştay saldırısına kadar uzanan bir dizi eylemde 'ulusalcı' ideloji çevresinde yapılanmış bir örgüte karşı genişletildiği iddia edildi. Ümraniye'de bir evde bulunan 27 el bombasının eski bir astsubay olan Oktay Yıldırım'a ait olmasıyla başlatılan soruşturmada asker kökenli zanlı sayısı giderek arttı. Yıldırım'ın yanı sıra aralarında emekli asker Muzaffer Tekin, yazar Ergün Poyraz'ın da bulunduğu 15 kişi 'silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek, bu örgüte üye olmak, askeri itaatsizliğe teşvik etmek, devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek, sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermileri bulundurmak ve patlayıcı madde bulundurmak' suçlarından tutuklandı. Ortada bir örgütlenme söz konusuydu ve Cumhuriyet gazetesi ve Danıştay'a yönelik saldırıların da aynı örgütün işi olduğu ihtimali soruşturuluyordu.

Çok gizli operasyon Ümraniye soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün koordinasyonunda polisler sekiz ay boyunca süren teknik takip ve telefon dinlemelerinin ardından dün düğmeye bastı. Operasyon çok gizli yürütüldü, baskından sadece Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve iki şube müdürünün bilgisi vardı. Operasyona giden polislere nereye gidileceği son anda söylendi. Sabah 03.00 sıralarında İstanbul, İzmir ve Bursa gibi illerde 40'a yakın adrese operasyon düzenlendi.

Ulusalcılar bir arada Orhan Pamuk, Hrant Dink, Elif Şafak gibi aydın ve yazarların davalarının görüldüğü adliyelerde olay çıkaran, hatta verdikleri dilekçelerle davaların açılmasına neden olan ve isimlerini bu şekilde duyuran 'ulusalcılar'ın tanınmış isimleri dün sabah baskına uğradı. İstanbul'da 27, diğer illerde altı kişi yakalandı. Susurluk skandalından beri adı gündemden düşmeyen emekli Tümgeneral Veli Küçük ve onun kurduğu güvenlik şirketinin ortağı Emin Caner Yiğit, 301 davalarının açılmasında etkin rol oynayan avukat Kemal Kerinçsiz, Ortodoks Patrikhanesi Basın Sorumlusu Sevgi Erenerol, Susurluk davası hükümlüsü Sami Hoştan, 'Drej Ali' ismiyle tanınan Ali Yasak, Mersin'de silah üzerine 'ölme-öldürtme' yemini ettiren emekli Albay Fikri Karadağ, gazeteci Güler Kömürcü, Hrant Dink'i öldürmeye azmettirmekle yargılanan Yasin Hayal'in avukatı Fuat Turgut'un da aralarında bulunduğu 33 kişi gözaltına alındı. Zanlılardan Erenerol öğleden sonra serbest bırakıldı. Gözaltına alınan diğer isimler şöyle: "Mehmet Zekeriya Öztürk, Hüseyin Gazi Oğuz, Kahraman Şahin, Oğuz Alpaslan Abdülkadir, Raif Görüm, Hüseyin Görüm, Ümit Oğuztan, Erdal İrten, Engin Zorba, Asim Demir, Atilla Aksu, Murat Özkan, Satılmış Balkaş, Mehmet Boğazkaya, Emin Caner Yiğit, Erol Ölmez, Yusuf Görüm, Müzeyyen Şen, Ayşe Ceylan Geçyol, Anotoli Madjar, Muhammet Yüce, Erkut Ersoy, Yaşar Aslanköylü, Tanju Okan, Ahmet Ceylan." Zanlılar arasında çeşitli rütbelerde eski askerler ve İstanbul Adliyesi'nden bazı personelin de bulunduğu belirtildi.

Küçük evinde yakalandıPolis, Veli Küçük'ü İçerenköy'deki evinde yakaladı. Ekipler, Küçük'ü savcılık emrini okuyup gözaltına aldı. Küçük'ün Bilecik'in Gölpazarı ilçesine bağlı Türkmen Köyü'ndeki evinde arama yapıldı ve silahına el konuldu. Avukat Kerinçsiz'in Fatih'teki bürosunda saatler süren aramada bilgisayarla evraka el konuldu. Kerinçsiz de arama sırasında bürodaydı. Ayrıca Karaköy'deki Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi'nde de arama yapıldı

Avukatlarla görüşmeye izin yok Zanlılar sorguya alınırken Emniyet'e avukatlar gelmeye başladı. Gözaltındaki Engin Zorbay'ın avukatı Yıldırım Çavuşoğlu, avukatlarla müvekkilerinin 24 saat görüştürülmemesi yönünde karar alındığını söyledi. Bu arada savcı Öz'ün emniyette karargâh kurduğu ve sorgulamaları takip ettiği belirtildi. Operasyonun sadece Ümraniye'de bulunan bombalarla sınırlı olmadığı, Hrant Dink cinayeti, Danıştay'a yapılan saldırı, Cumhuriyet Gazetesi'ne el bombası atılması, iki kilise rahibine yapılan saldırı olaylarının da soruşturulduğu öne sürüldü. Soruşturmada ortaya çıkan örgütlenme 'derin devlet' tartışmalarını da gündeme getirdi. İddialara göre Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılmasından Danıştay saldırısına kadar uzanan bir dizi eylemde 'ulusalcı' ideloji çevresinde yapılanmış bir örgütün parmağı vardı. Ordudan ayrılmış ya da emekli olmuş eski asker ve onlara destek veren sivillerden oluşan bir grubun devleti savunmak adına illegal silahlı bir yapı oluşturduğu öne sürülüyor. Bu kişilerin Türk Silahlı Kuvvetleri içine sızarak hükümeti yıkmaya yönelik bir dizi eylem yapmaya hazırlandığı iddialar arasında. Örgütlenmenin, kapanan Nokta dergisinde emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'e ait olduğu savıyla, 29 Mart 2007 tarihinde yayımlanan günlüklerde bahsedilen darbe planlarıyla bağlantılı olduğu iddiası da tartışılıyor.

 

Veli Küçük Türkiye, Güneydoğu'da çok sayıda faili meçhul cinayetin altında imzası olan JİTEM'in kurucusu olduğu iddia edilen Veli Küçük ismini, ilk kez Susurluk kazasıyla duydu. Kazada ölen Abdullah Çatlı'nın, son telefon görüşmelerinden birini Küçük'le yaptığı belirlendi. Susurluk'un kilit isimlerinden Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın kullandığı cep telefonunun da o dönemde Giresun Jandarma Bölge Komutanı olan Tuğgeneral Küçük adına kayıtlı olduğu saptandı. Küçük Kocaeli İl Jandarma Alay Komutanı olduğu sırada bu bölgede kullanıldığı tespit edilen bu telefondan, öldürülen Ömer Lütfü Topal'ın kumarhanelerinin de defalarca arandığı belirlendi. Telefonun Kocaeli'nde kullanıldığı dönemde, 'Adapazarı-İzmit-Sapanca' üçgenindeki Kürt işadamlarına yönelik suikastler dikkat çekti. Küçük, ne çağrıldığı TBMM Susurluk Komisyonu'na gitti, ne de hakkında adli bir soruşturma açılabildi. Ancak savcılığın yaptığı suç duyurusu üzerine iddiaları araştırmak üzere üç generalden oluşan bir komisyon kuruldu. Turhan Bedirhan, Cahit Balcı ve Yaşar Ilık'tan oluşan generaller heyeti, Küçük ile ilgili bir suç unsuruna rastlamadı. Veli Küçük, araştırma heyetine, Abdullah Çatlı, Sami Hoştan ve Sedat Peker gibi isimlerle 'istihbarat temini için' konuştuğunu söylemekle yetindi. Azerbaycan ve Ermenistan'a yönelik kontrgerilla örgütlenmesine de adı karışan Küçük, emekli olduktan sonra 'Kızılelma koalisyonu'nun mimarlığına soyundu. Sedat Peker'in kurduğu 'öztürkler.com' adlı internet sitesinin açılışına katıldı. Hrant Dink'in 301'den yargılanmasının baş aktörlerinden olan Hukukçular Birliği Başkanı Kemal Kerinçsiz ile defalarca aynı karede yer aldı. Dink'in avukatı Erdal Doğan, Veli Küçük'ün, duruşmalarını izlediği Dink'i telefonla tehdit ettiğini açıkladı. Doğan, "Dink, Küçük'ün tehditlerinden, diğer tehditlere göre daha fazla tedirgin olduğunu söyledi" dedi. Veli Küçük'ün, Danıştay saldırısında tetiği çeken Avukat Alparslan Arslan'la çekilmiş fotoğrafları olduğu belirlendi. Bu fotoğrafın montaj olduğunu söyleyen Veli Küçük'ün, yine Danıştay saldırısına adı karışan ve Ümraniye soruşturmasında tutuklu bulunan emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin'le yan yana çekilmiş fotoğrafları da ortaya çıktı.

 

Cezaevindekiler...Muzaffer TekinMuzaffer Tekin'in ismini Türkiye Danıştay saldırısından sonra öğrendi. Olayın perde arkasındaki isimlerden biri olduğu iddia edilince Tekin intihara kalkıştı. Hastaneden çıktıktan sonra gözaltına alındı. Daha sonra serbest bırakıldı. Tekin gözaltındayken onu savunan eski arkadaşı Oktay Yıldırım'dı. Serbest bırakıldıktan Veli Küçük ve Oktay Yıldırım'la birlikte ulusalcı eylemlere katıldı. Susurluk davası sanıkları İbrahim Şahin, Korkut Eken ve Sami Hoştan'la çekilmiş fotoğrafları, Veli Küçük'le telefon görüşmesi ortaya çıktı. Ümraniye soruşturması kapsamında geçen haziran ayından beri cezaevinde bulunuyor. Oktay YıldırımOrdudan malulen emekli edilen Oktay Yıldırım'ın ismi, emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin'e yakınlığıyla gündeme geldi. İntihara kalkışan Tekin'in Kadıköy'deki ofisine giden gazetecilere kapıyı açan Yıldırım'dı. Yıldırım, yazarlar Orhan Pamuk, Hrant Dink, Elif Şafak ve Perihan Mağden'in yargılandığı duruşmalarda eylem yapan kalabalığın arasında yer almıştı. 7 Haziran 2006'da yazar Perihan Mağden'in, 'Halkı askerlikten soğutttuğu' iddiasıyla yargılandığı duruşmada aydınlara saldıran kalabalığın içinde "Ben gaziyim" diye bağırıyordu. Bir ay sonra 'Baba ve Piç' adlı romanı yüzünden Elif Şafak hâkim karşısına çıkarken Yıldırım yine adliyedeydi. 'Kuvvai Milliye' ismiyle dernek kurdu. Ergün PoyrazErgün Poyraz, ulusalcı cephede yer alan yazar. Verdiği ifadeler, Fethullah Gülen ve Başbakan Tayyip Erdoğan hakkındaki soruşturmalar ile Refah Partisi hakkındaki kapatma davasında etkili oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski TBMM Başkanı Bülent Arınç için 'Musa'nın Çocukları' ve 'Patlak Ampul' gibi başlıklar taşıyan dizi kitaplarıyla gündeme geldi. Erbakan döneminden itibaren çıkardığı kitaplarda Milli Görüş ve Fethullah Gülen cemaatlerine yönelik ağır eleştiriler taşıyan araştırmalar kaleme aldı. Temmuz 2007'de Ümraniye'de bulunan el bombalarıyla ilgili olarak tutuklandı. Kemal KerinçsizBüyük Hukukçular Birliği Başkanı Avukat Kemal Kerinçsiz, Orhan Pamuk, Hrant Dink, Elif Şafak, Perihan Mağden gibi yazar ve gazetecilere 'Türklüğe hakaret ettikleri gerekçesiyle' suç duyurularında bulunup, dava açtırdı. Duruşmalarda çıkan başroldeydi. Geçen yıl yapılması planlanan Ermeni Konferansı'nın iptali için de dava açmıştı. Perihan Mağden hakkında açılan davanın duruşmasına zanlılardan Zekeriya Öztürk'le birlikte gelip poz vermişti. Kerinçsiz, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın 'kelle' sözüne de şehit aileleri adına dava açmıştı. Ümraniye soruşturmasında tutuklu Muzaffer Tekin'in avukatı. Son olarak Ümraniye soruşturması uzun sürdüğü gerekçesiyle savcıyı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na şikâyet etti. Fuat TurgutFuat Turgut, adını Hrant Dink suikastinin azmettiricisi olduğu iddiasıyla yargılanan Yasin Hayal'in avukatlığını yaparak duyurdu. Duruşmada Dink'in eşi Rakel ile kızları Sera ve Delal Dink'e, "Hrantsanız cehennemin dibine gidin. Zaten hepiniz Ermenisiniz. Ermeni pasaportunuz ve kimliğiniz var. Ermenistan'a gidin" diye bağırmıştı. Yaşanan arbedede Turgut, polis tarafından korumaya alınırken, daha sonra hakkında söylediği sözler nedeniyle disiplin soruşturması açılmıştı. Diyarbakır, Hakkâri ve Van'da, altı yıl süren 'Yüksekova Çetesi' davalarında yargılanan sanıkların vekilliğini de yapan Turgut, bu davalardaki açıklamaları nedeniyle biri beş, diğeri yedi ay olmak üzere iki kez hapis cezası aldı. Bu cezaları ertelenen Turgut, Abdullah Öcalan'ın yargılandığı davaya şehit yakınları adına müdahil olarak katıldı. Fikri KaradağMuzaffer Tekin'in devre arkadaşı olan Fikri Karadağ, Danıştay saldırısı sonrası gündeme gelen Vatansever Kuvvetler Güçbirliği'nden ayrıldı. Emekli Kurmay Albay olan Karadağ, Kuvvai Milliye Derneği'ni kurdu. Mersin'de yaptırdığı 'ölme-öldürme' yeminiyle tanındı. Eski Nato Özel Harp Dairesi'nde başkanlık görevi de yaptı. Karadağ, şeçimde İstanbul 1. Bölge'den bağımsız aday oldu. Seçim sloganı'Mazlumun umudu ve koruyucusu, vatan hainlerinin korkulu rüyası'ydı. Soruşturması sırasında tutuklanan Muzaffer Tekin'le beş yıldır görüşmediğini söyledi. 2005'te çekilen fotoğrafı basına yansıdı. Ali YasakAli Yasak, 'Drej Ali' lakabıyla tanınıyor. Abdullah Çatlı'yla 1979'dan beri tanışıyor. Adamları 1988'de Milliyet Gazetesi'ni bastı, 1989'da İnci Baba'yı vurdu. 5 Haziran 1997'de Gazeteci Mahmut Övür'e yapılan saldırıyı azmettirdiği ileri sürüldü. Korkut Eken, İstanbul DGM Savcılığı'na 24 Şubat 1997'de verdiği ifadede MİT'te görevli olduğu 1987-1988 tarihlerinde Çatlı ve Ali Yasak ile tanıştığını ve bu kişilerle MİT'in yurtdışında PKK'ya yönelik bazı istihbari faaliyetlerinde birlikte çalıştıklarını söyledi. Et kaçakçılığıyla ilgili başlatılan 'Buffalo Operasyonu'na da adı karıştı.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=245286