Balkan Beat Box ile Söyleşi

-
Aa
+
a
a
a

 

Rock, klezmer, Ortadoğu ezgileri, elektronik müzik, hip-hop, rap ve pop ezgilerini yerel müzik ile harmanlamak yazıldığından çok daha zor olmalı. Çeşitli müzik akımlarından gelen melodileri, ancak saf ritim dikişleri, cesur ses köprüleri ve yaratıcı deha ile dinlenebilir hale getirebilirsiniz. Bazı sanatçıların ise zaten doğalarında bu var. Balkan Beat Box (BBB) için de durum aynen böyle. Tüm dünyanın bir sahne olduğunu ve bu sahnede yer alan her tür müziğin de birbiri ile bağlantılı olduğunu ve aynı anda çalınabileceğini savunan grup, bu iddiasını şu ana kadar hakkıyla kanıtladı. Kendi köklerinin müziğine uzanan BBB, sadece doğdukları bölgenin müziğine takılıp kalmadan, bu müziği başarıyla küresel ritimlerle birleştiren bir simyacı gibi.

 

Türkiye'de, her iki stüdyo albümlerinin prömiyerini de Açık Radyo'da gerçekleştiren bu müzik simyacılarının başı Uri Kaplan'ı yeni albümleri üzerine çalışırken stüdyoda yakaladık sanal olarak söyleştik…

 

Müzik yapmaya başladığınızda uluslararası bir üne ulaşabileceğinizi hiç düşündünüz mü?

 

Hayır, bizler çocuktuk. Yapacağımız her ne olursa olsun fantastik olacağına dair, her çocuk gibi hayallerimiz vardı.

 

Müzisyen olacağınızı ne zaman anladınız, bunu ne zaman fark ettiniz?

 

Zannedersem hepimiz delikanlılık yıllarımızda bunu fark ettik.

Türk Müziği hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz? Takip ettiğiniz veya beğendiğiniz sanatçılar var mı?

 

Mustafa Kandıralı'yı, Selim Sesler'i, Burhan Öçal'ı çok seviyoruz. Ayrıca Ciguli'de inanılmaz. Bir fırsat olursa Selim Sesler veya Burhan Öçal ile çalışmayı çok isteriz. Ancak elbette Türkiye'de daha birçok inanılmaz müzisyen var. Örneğin Selda ve 70'lerin Anadolu rock gruplarını da çok seviyorum.  Öte yandan Baba Zula günümüz "yenilikçi müzik" akımının en güzel örneklerinden biri.

 

 

Kültürel küreselleşme hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

İnsanlar arasındaki etkileşimi sağladığı sürece bence çok iyi. Aslında, herhangi bir şirket ulusal tek bir tip müzik yapmaya kalkışınca yemeğin karakteri kayboluyor ve bayatlıyor. Ancak farklı köylerden ve kasabalardan insanlar bir araya gelince, kendi müzik zenginleşiyor. O zaman işte mucize gerçekleşebilir. Global tüketici olarak bizler her zaman buna dikkat etmeliyiz ve bize ne sattıkları konusunda daha bilinçli olmalıyız. Daha fazla araştırıp daha akıllı olmalıyız. Ancak böylece dünyamızı büyük bir şirket mağazası olmaktan koruyabiliriz.

 

"Dünya Müziği" kavramı size ne ifade ediyor?

 

Aslında en çok nefret ettiğimiz terim bu. Bu terime göre Anglo Rock, pop ve Hip Hop bir sepette ve geri kalan diğer tüm müzik türleri diğer bir sepette. Yine bu bizleri kategorize edip, bir sepete koyup tüm duygularımızı köreltme yöntemi. Bu bizim dünya düzenimiz değil. Bizi kategorize etmeye  çalışan kişilerle sonuna kadar kavga ediyoruz.

Her hangi bir biçimde politik olarak kızgın mısınız? Yoksa her şeyin sadece sevgi ile çözümlenebileceğine mi inanıyorsunuz?

 

Aslında hayır, bizler öncelikle müzisyeniz ve köklerimiz ne olursa olsun asıl amacımız müzik yapmak olmalı. Öte yandan bakarsak bizler aslında doğuştan politiğiz, zira İsrail'de büyüdük ve birçok adaletsizlik, savaş gördük/yaşadık. II. Dünya Savaşındaki dedelerimizin travmatik tarihsel anıları bizlere kaşık kaşık yedirildi. Belki bu bize bir perspektif veriyor. Eğer barışı hayal ediyorsak o zaman Filistinlilere karşı saygı duymamız gerekiyor. Savaşın acılarını yaşadık hep birlikte. Bizim müziğimiz dengeli ve haklı bir barışı yaşatacak tek yol değil elbette, ancak bunu insanların dikkatine sunabiliriz.

 

Kendinizi karışık kültürlerin sesi olarak görüyor musunuz?

 

New York'ta ve ayrıca tüm dünyada altı yıl önce bir kültürel hareket başladı. Şehir göçmenleri dans kulüpleri ile karışmaya başladı. Zannedersem bu hareketin müziklerinde bizlerin de katkısı oldu. Aynı hareket bir paralellik ile Avrupa Birliği'nde ve diğer ülkelerde de gerçekleşti. Trans ve tekno müziklerine karşı bir tepkisel hareket. İster Rusya'dan, Türkiye'den, İsrail'den veya Meksika'dan gelin, insanları bir şekilde bir kulüpte bir araya getiren bir hareket. İlk başta New York vardı, ama bu daha sonra globalleşti. New York bu tür karışımların gerçekleşebileceği bir yer.

 

 

Ne zaman sınırları aşıp uluslararası bir grup olduğunuzu fark ettiniz?

 

İlk turnemizle birlikte, seyircilerimizin kültürel karışımını ve bize olan ilgilerini gözlemledik. Çok heyecanlı bir yazdı.

 

Müziğiniz her zaman çok renkli ve özellikle eğlenceli oldu. Arşivinize baktığınızda kendinizi tekrarladığınızı hiç hissettiniz mi? Her yeni albümünüzde bir kavram içerisinde kalmak için emek veriyor musunuz?

 

Evet, bu emeği veriyoruz. Her seferinde kendimizi yeniden keşfetmeye çalışıyoruz ve bunun için zaman ve emek harcıyoruz. Yeni bir albüm üzerine çalışıyoruz ve müziğimizde yeni bir dönemece gireceğiz. Daha kişisel ağırlıklı, daha çok beste, daha anlamlı sözler, daha derin bir albüm olacağı kesin, ama hâlâ dans edilebilir olacak. Fakat daha derinlere uzanacağız.

 

En son albümünüz "Nu-made Remixes" hakkında biraz bilgi alabilir miyiz?

 

"Nu-med" albümümüzün remiskleri için bir yarışma yaptık ve çok güzel başvurular aldık. Bunu DJ'ler ve grubun dostları ile paylaşmak istedik. Kendimizden de birkaç remiks ekledik ve New York'ta sevdiğimiz birkaç DJ'den ilave remiksler sipariş ettik. Bu albümü DJ'lere, parti insanlarına vermekten keyif alıyorum, zira her parça farklı bir DJ'e uyacak nitelikte. Gerçek bir karışım. Bu Balkan Beat Box'un bir albümü değil, daha çok hayranları ve DJ'ler için bir bonus niteliğinde.

 

Müziğinizi bir tarz altında sınıflandırıyor musunuz?

Sadece Balkan Beat Box, BBB stili. Evet, bazıları bizim müziğimizi "Akdeniz dans müziği" ve "şehirsel göçmen New York müziği" olarak tanımladı. Ama bunlar bizim müziğimizi tanımlayamayacak kadar sığ terimler. Onun için "BBB stili" desek daha doğru. Müziğimizi değiştirmek için hiç kimseden en ufacık bir baskı görmedik. BBB kendi kendine müzik yapıyor, BBB müzisyenleri tarafından, kendi kendinin prodüktörü. Kısaca bizde orta adam yok. Saf, hilesiz müzik. 

 

Ticari ve promosyonel bir araç olarak internet hakkında ne düşünüyorsun özellikle Dünya müziği bakımında?

 

Çok iyi, özellikle hayranlarımızla kolay etkileşim sağlaması bizi çok sevindiriyor. Ancak bir grubun haklarını korumak için bazı kurallar olmalı. Fakat bu devrimin güzel yönleri olduğu aşikâr. Yekpare büyük müzik şirketi dönemini bypass geçip istediğinizi yaratabiliyorsunuz. On yıl içerisinde bu özgür dijital devrimin sonuçlarını fiilen göreceğimize inanıyorum ve o zaman "biz de oradaydık" diyebileceğiz. Bu açılıma şahit olmak inanılmaz. Müzisyenlere diyeceğim tek bir şey var, mutlaka canlı performanslarını cazip hale getirmeleri lazım, zira günümüz müzik dünyası albüm satmaktan çok, canlı performansa dayanıyor. 

 

Aldığınız verilere bakılırsa sitenizi daha çok sadık dinleyicileriniz mi ziyaret ediyor yoksa sizi yeni keşfedenler mi?

 

Her gün yeni hayran kazanıyoruz. Daha yeni sıcağı sıcağına Mexico City'de Zocalo'da 60.000 seyirci önünde bir konser verdik. Hepsi sitemizi ziyaret edip bize e-posta yolluyor. Orada konser vermek inanılmazdı.

 

Son olarak Türkiye'ye yeniden gelip bir konser verme planınız var mı ufukta?

 

Elbette. Türkiye, gelmekten ve konser vermekten en çok haz aldığımız ülke. Yemek yemek, müzik dinlemek, Türk müziği ve özellikle yeni enstrüman satın almak çok keyifli. Türkiye'de hiç bitmeyen bir zenginlik var.

 

 

Diskografi

 

Balkan Beat Box – 2005

Nu Med – 2007

Nu-Made (Remixes and Videos) – 2009

Söz konusu albümler "Equinox Müzik" (www.equinox-music.com) şirketi tarafından ülkemize getirilmiştir.

 

Grup Üyeleri

Ori Kaplan

Tamir Muskat

Itamar Ziegler- Bas

Tomer Yosef- MC, Perc.

Eyal Talmudi - Saksafon

Peter Hess- Saksafon

Dana Leong- Trambon

Uri Kinrot- Gitar ve Saksafon

Jeremiah Loockwood- Gitar ve vokal

Ben Handler- Bas