Türkiye, Time'da yayınlanan "2022 Yılının En Büyük 10 Küresel Riski" listesinde

Nereye Doğru
-
Aa
+
a
a
a

Nereye Doğru’da Cengiz Aktar, Time Dergisi'nde yayınlanan ‘2022 Yılının En Büyük 10 Küresel Risk Listesi’ne, AB Komisyonu’nun enerji sınıflandırması çalışmasına ve Libya’daki gelişmelere değindi.

Time dergileri kolajı
Nereye Doğru: 5 Ocak 2022
 

Nereye Doğru: 5 Ocak 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

En büyük 10 küresel risk

İlk sırada COVID salgınının ve hükümetlerin salgına karşı tutumlarının yer aldığı listede ikinci sırada teknolojik anlamda kutuplaşan dünya, üçüncü sırada Kasım 2022 yılında gerçekleşecek olan ABD ara seçimleri, dördüncü sırada Çin’in iç ve dış politikaları, beşinci sırada Rusya, altıncı sırada İran, yedinci sırada ‘’İki adım ileri bir adım geri’’ olarak tabir edilen yeşil politikalar, sekizinci sırada unutulmuş sorunlar ve savaşlar (Afganistan, Etiyopya, Myanmar, Yemen), dokuzuncu sırada şirketlerin reklam ve tanıtım sorunları ve son olarak 10. riskin Türkiye olarak belirtildiğini bildiren Aktar liste başlıklarının içeriklerine değindi. 

AB Komisyonu’nda nükleer enerjiyi temize çıkarma çabaları

Daha sonra AB Komisyonu’nun nükleer enerjiyi yatırım yapılabilir, kredi verilebilir temiz enerji sınıfına sokmaya çalışması hakkında Aktar, çalışmaya yeni Alman Hükümeti’nin karşı çıktığını, fakat başında Fransa’nın yer aldığı karşı nükleer lobisinin sınıflandırmayı yayınlamak üzere olduğunu belirtti. Çalışmanın yeşil etiketleme sistemiyle 0 karbona geçiş döneminde yenilenebilir enerji olarak ortaya çıkan hem nükleer enerjiyi hem doğal gazı dahil etme önerisinin eleştirildiğini söyleyen Aktar, “Nükleere temiz denildiği zaman harcanan mali kaynaklar yeşil etiket vasıtasıyla meşrulaştırılmış olunuyor. 2045 yılındaki yeni nükleer inşaat izniyle nükleere dönüş konuşulacak. Ara dönemi nükleer ile geçirmemiz gerektiğini iddia ediyorlar fakat atıkları tartışmak söz konusu değil.” yorumunu yaptı. Komisyonun nihai kararı bu yönde çıkarsa kararın onaylanmasının söz konusu olduğunu söyleyen Aktar, “Engellemek için 27 ülkenin toplam nüfusunun, AB ülkelerinin toplam nüfusunun %65 ine tekabül edecek sayıda red vermesi gerekiyor. Bu haliyle kararın kabul edilmemesi imkansız gözüküyor.” dedi. 

Libya’da son durum ve İnsan Hakları Gözlemevi’nin Türkiye açıklaması

Aktar, son olarak Libya ile alakalı, Yüksek Ulusal Seçim Komitesi Başkanı’nın; “Başkan adaylarının kesin listesinin açıklanması konusunda bizi uyaran tehdit aldık.”  açıklamasına yönelik, “İç savaşın sürdüğü veya şimdilik dolaba kaldırıldığı ülkelerde çok fazla silah var ve bu silahlar nasıl insanların ellerinden alınacak ve oralara nasıl kalıcı barış gelecek hepsi birer muamma. Ülkede yeni seçim tarihi üzerinde çalışılıyor ama muazzam bir belirsizlik var.” dedi. Libya bağlamında Türkiye ile ilgili, bağımsız bir kuruluş olan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (Syria Observatory Human Rights) 1 Ocak tarihli açıklamasına değinen Aktar,  “Trablusgarp'ta konuşlanan ve Türkiye tarafından dolar kuru üzerinden fonlanan 7 bin Suriyeli paralı askerler arasında tansiyonun ayyuka çıktığı söyleniyor. Kamplarda yaşam berbat ve askerler maaş alamıyorlar. Gözlemevi bu kampların hapishaneye dönüştüğünü ve askerlerin Suriye’ye geri dönmek istediklerini bildiriyor.” dedi. 

(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Seyhan Karasu’ya teşekkür ederiz.)