Karabağ’dan İdlib’e ‘cephe cephe’ gelişmeler

Nereye Doğru
-
Aa
+
a
a
a

Açık Gazete’nin köşelerinden Nereye Doğru’da Cengiz Aktar, Türkiye’nin dış politikadaki cephelerinden son gelişmeleri paylaştı ve yorumladı.

Nereye Doğru: 30 Eylül 2020
 

Nereye Doğru: 30 Eylül 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

Bu haftaki ilk gündem maddesi Kafkasya cephesiydi. Cengiz Aktar Dağlık Karabağ’da 140 bin Azerbaycan’da ise 10 milyon kişinin yaşadığını ve 30 Eylül itibariyle Azerbaycan’ın sadece dağlık Karabağ’a değil Ermenistan’a da harekât düzenlediğini, her iki tarafta da çok ciddi zayiat olduğunu, Azerbaycan’ın dağlık Karabağ’da ilerlediğini, harekatlarda Türkiye ve İsrail yapımı olan ve en öldürücü tip olduğunu belirttiği İHA’ların kullanıldığını ifade etti. Diplomatik faaliyetlerin çok zayıf olduğunu söyleyen Aktar, Türkiye dışında tüm dünyanın ateşkes çağrısında bulunduğunu söyledi.  1992’den bu yana AGİT çerçevesinde dağlık Karabağ sorununu çözmek üzere kurulmuş olan Minsk grubu eş başkanları: Fransa, ABD ve Rusya’dan şimdiye kadar bir ses çıkmadığını ancak; dün gece itibariyle BM Genel Kurulunda kapalı bir toplantının yapıldığını ve savaşan ülkelerin temsilcileri olan Azeri ve Ermeni büyükelçilerin bu toplantıda yer almadığını aktardı. Aktar bu üç başkanın toplantıda ortak bir karar aldığını, çok kısa bir karar olduğunu ve bu kararın ateşkes çağrısı olduğunu ekledi. Ermenistan’ın bir uçağının TSK’nin bir F16’sı tarafından düşürüldüğü iddia edilen haberin de yerli kaynaklar tarafından yalanlandığını aktardı aynı zamanda. 

Aktar’ın ikici gündem maddesi de Fizan ve Trablusgarp cephesi oldu. Bu cephenin çok sakin olduğunu, henüz bir şeyin olmadığını hatta; o kadar sakin ki, yakın zamana kadar birbirine hakaret eden iki tarafın Kahire’de askeri meseleleri görüşür hale geldiğini ama bunu çekip çevirenin de ABD olduğunu ifade etti. Ankara cephesinin ise kadük olduğunu, akamete uğradığını, kırmızı çizgimizdir denilen deniz kenarındaki Sirte ve Cufra kentlerinde bir geri çekilmenin olduğunu söyledi. Aktar son olarak bu cephede de Fizan, Trablusgarp’ta bir geri çekilmenin olduğunu ifade etti.

Aktar’ın değindiği bir diğer konu da Mavi Vatan meselesiydi.  2002’de başlayıp ve 2016’da Türkiye tarafından tek taraflı olarak sonlandırılan ve 60 tur yapılan istikşafı görüşmelerinin 61.’sinin yarın İstanbul’da planlandığını söyledi. Ama büyük bir belirsizliğin olduğunu ekledi. Zira Türkiye’nin sadece Doğu Akdeniz ve Ege’yi kapsayacak şekilde kara suları meselesini değil, aynı zamanda hava sahasını, Batı Trakya’daki Türklerin ve Müslümanların durumunu, adaların silahsızlandırılmasını ve münhasır ekonomik bölgeyi bütün bunları konuşmak istediğini söyleyen Aktar, Atina’nın ise sadece kara sularını konuşmak istediğini ifade etti. Mavi Vatan cephesi dahilinde dün ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun Girit’te olduğunu ve ABD’nin Suda’da ikinci bir askeri üs kurduğunu söyledi. Amerikan helikopter gemisinin sürekli kalmak üzere intikal ettiğini de ekledi. Aktar ayrıca ABD’nin Dedeağaç’ta Yunanistan ile ortak bir güvelik çalışması olduğunu ve sürdüğünü ve ABD’nin Yunanistan’da çok görünür halde olduğunu ifade etti. 

Aktar’ın son olarak gündeme aldığı cephe ise Trablusşark ve Şam- Halep cephesi oldu. Bu cephede de gözlemevinin belirttiğine göre İdlip’te bir yığınak olduğunu ve yine gözlemevinin verdiği rakamlara göre 25 bin TSK askerinin olduğunu söyledi. Bu cephenin de henüz sakinliğini koruduğunu, bir şeyin olmadığını, bir bekleyişin söz konusu olduğunu ifade etti. 

 Aktar son olarak bir kuruluş olan Internal Displacement Monitoring  Centre’nin (IDMS) bir raporuna değindi. 2020 yılının ilk 7-8 ayında tüm dünyada aşırı hava olayları, çekirge istilası, şiddet ve çarpışma nedeniyle ülke içerisinde yer değiştirmenin 15 milyona ulaşmış olduğunu ve önümüzdeki aylarda daha da artmasının beklendiğini söyledi. Bu 15 milyondan 9,8 milyonunun doğal afetlerden kaynaklı olduğunu, geri kalanının ise başta Suriye, Demokratik Kongo ve Burkina Faso’daki çatışma ve şiddet nedeniyle yerinden yurdundan oluşanlardan olduğunu ekledi. Aktar 2019 sonu itibariyle ise, dünyadaki kendi ülkesinde yerinden ayrılmak zorunda kalanların 51 milyon kişi olduğunu ifade etti. Aktar, en büyük yer değiştirme hadisesinin de Hindistan ve Bangladeş’i vuran Siklon Amfan olduğunu ve 3,3 milyon kişiyi yerinden ettiğini ifade etti.