Türkiye sularındaki yunus ve balinalarla ilgili veriler

-
Aa
+
a
a
a

Deniz Memelileri Araştırma Derneği (DMAD) Türkiye sularındaki yunus ve balinalarla ilgili verilere dikkat çekti.

Gezegenin Geleceği: 10 Ekim 2024
 

Gezegenin Geleceği: 10 Ekim 2024

podcast servisi: iTunes / RSS

Deniz Memelileri Araştırma Derneği (DMAD), Türkiye sularındaki yunus ve balinalarla ilgili verilere dikkat çekti. DMAD’ın kurucusu Dr. Aylin Akkaya, Türkiye'nin kıyı uzunluğu olarak Akdeniz'de önemli bir yere sahip, fakat bilimsel çalışma sayısının az olduğunu belirtti. Balina ve yunusların görüldüğü denizlerde ekosistem, biyoçeşitliliğin zengin olduğunu söyleyen Dr. Akkaya, “Yaptığımız çalışmalarla biyoçeşitliliğin zenginliğini bir nevi ispatlamış olduk. Doğu Akdeniz, yunus ve balinalar açısından Akdeniz'in diğer bölgeleri kadar zengin bir bölge. Bu türler bayrak tür özelliğinde, görüldüğü bölgenin korunması gerektiğini de gösteriyor," dedi. Deniz memelileri içinde ülkemizde en çok görülen türün özellikle İstanbul Boğazı’nda afalina yunus türü olduğunu dile getiren Dr. Akkaya, “Bunlar biraz iri ve cesur türler. Kıyısal olarak görüldüklerinden İstanbul Boğazı, Karadeniz'den Doğu Akdeniz'de Hatay bölgesine kadar tüm Türkiye sularında mevcut. Fakat endişe uyandırıcı durumlar da var. Daha önce 10 birey gözlemliyorken, şu an 2-3 birey görüyoruz genel olarak. Vücut yapılarına baktığımızda iri olması gereken bir tür iken, biraz zayıflamışlar. Kaburgaları daha çok dışarıda, nefes aldıkları yer biraz içeriye çökmüş. Özellikle bu baskıları İstanbul Boğazı’nda görebiliyoruz. Ülkemizde yerel bir tür olmasına rağmen ne yazık ki şu an popülasyonları o kadar iç açıcı değil," diye konuştu. Afalinaların zayıflamaları ve kaburgalarının görünür hale gelmesinin nedeninin açlık olduğunu, ama bunun nedeninin henüz bilinmediğini belirten Dr. Akkaya, İstanbul Boğazı’nda yeterli balık olmaması veya su altı gürültüsü gibi tehditler nedeniyle yunusların strese girmiş olabileceğini ifade etti.

Ormansızlaşmayı önleme yasasına uygun tarımsal ürünler

Avrupa Birliği’nin (AB) ormansızlaşmayı önleme yasasına uygun tarımsal ürünleri temin etmek için ödeme yapan şirketler, AB’nin yasayı bir yıl ertelemesi durumunda kayıp yaşayacaklarını belirttiler. Avrupa Komisyonu’na göre ormansızlaşma, fosil yakıtların yakılmasından sonra iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarının ikinci en büyük kaynağı durumunda. AB, ormansızlaşma kurallarına uymayan ürünlerin tedarikçilerinden ithalatı yasaklamayı planlıyordu. AB Ormansızlaşma Yönetmeliği (EUDR), kakao, kahve, soya, palm yağı, ahşap, kauçuk ve çikolata ile deri gibi ilgili ürünlerin ithalatını etkileyecekti. Ancak 30 Aralık’ta yürürlüğe girmesi beklenen yönetmelik için geçen hafta AB Komisyonu, tedarik zinciri kesintileri, yoksul küçük ölçekli çiftçilerin AB pazarından dışlanması ve birçok çiftçi ve tedarikçinin uyum sağlamaya hazır olmaması nedeniyle bir yıllık erteleme önerdi. Kakao işleyicileri ve çikolata üreticileri de benzer bir durumla karşı karşıya. Piyasada alım satım işlemleri gerçekleştirenler, ormansızlaşma yasasından bağımsız bir şekilde fasulye tedarik etmek için ton başına 300 pounda kadar %6’ya varan bir primle satış yaptıklarını belirttiler. Bu primin artık sıfıra düşmesi bekleniyor, çünkü halkın ertelenmiş yasaya uygun kakao için daha fazla ödeme yapmaya istekli olmayacakları düşünülüyor. Bu da işleyicilerin ve çikolata üreticilerinin maliyetleri fiyatlara yansıtamayıp bu kayıpları kendilerinin karşılamak zorunda kalmaları anlamına geliyor. Halkı mı, gezegeni mi, şirketleri mi koruyacağız?

Erdek Limanı’nda su altı temizlik çalışması

Erdek Belediyesi, Sualtı Temizlik ve Bilinçlendirme Hareketi Gönüllüleri ve ODTÜ Sualtı Topluluğu ile birlikte, 4-6 Ekim tarihleri arasında su altı temizlik, kirlilik envanteri farkındalık ve bilinçlendirme çalışması gerçekleştirdi. İki su altı görüntüleme yönetmeni ve 36 gönüllü dalgıç ile gerçekleştirilen temizlik çalışmasında, denize atılan katı atıklar, ömrünü tamamlamış lastikler, çöpler ve hayalet ağlar temizlendi. Erdek Limanı’nda gerçekleştirilen su altı temizlik çalışmasında, denizin dibindeki klozet, tuvalet taşı, çöp konteyneri, sandalye, plastikler, araç lastikleri ve cam şişeler su altı görüntüleri ile de belgelenirken, denizden çıkarılan atıklar limanda sergilendi. Müsilajın başlıca nedenlerinden birinin denize atılan atıklar olduğuna dikkat çeken Erdek Belediye Başkanı Burhan Karışık, “Belediyemiz ve ODTÜ iş birliği ile Erdek Sualtı Temizlik Kampı çalışmaları sonucunda bu etkinliği gerçekleştirdik. 2021 yılında yaşanan müsilajın başlıca nedenlerinden biri de biz insanların denizde yaptığı tahribatlar. Deniz temizliği sonucunda plastik nesneler, araç lastikleri ve cam şişeler gibi malzemeler çıkarıldı. Çocuklarımıza, torunlarımıza daha temiz bir Erdek bırakmak için lütfen denizlerimizi kirletmeyelim,” dedi.

İzmir Körfezi Acil ve Kısa Vadeli Eylem Planı Toplantısı

İzmir İktisat Kongresi binasında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Fatma Varank, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve 35 akademisyenden oluşan İzmir Körfezi Bilim Kurulu üyesinin katıldığı ‘İzmir Körfezi Acil ve Kısa Vadeli Eylem Planı Toplantısı’ Erdek Limanı’nda gerçekleştirilen su altı temizlik çalışması tamamlandı. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Bilim Kurulunca hazırlanan 15 maddelik İzmir Körfezi Acil ve Kısa Vadeli Eylem Planı’na ilişkin detayları duyurdu. Budak, yedisi acil eylem planı ile kalan sekizi kısa vadeli eylem planı maddelerinde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yanı sıra ilgili kurum ve kuruluşların sorumluluk alanlarına göre atması gereken adımları sıraladı. Varank, hazırlık çalışmaları devam eden ‘orta ve uzun vadeli eylem planı’nın Kasım ayı sonunda Bilim Kurulu ile birlikte açıklanacağını söyledi.