‘257 metre inanılmaz bir rakam’

-
Aa
+
a
a
a

Karadeniz Teknik Üniversitesi, maden katliamının üretim hırsıyla gerçekleştiğini ortaya koydu.

Gezegenin Geleceği: 26 Şubat 2024
 

Gezegenin Geleceği: 26 Şubat 2024

podcast servisi: iTunes / RSS

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Heyelan Uygulama ve Araştırma Merkezi’ndenki (UYGAR) bilim insanlarının yer aldığı heyetin incelemelerinde maden katliamının üretim hırsıyla gerçekleştiği ortaya koyuldu. Erzincan'ın İliç ilçesinde dokuz işçinin çöken siyanürlü liç yığını altında kaldığı altın madeni sahasında Işın Algılama ve Mesafe Ölçme (LİDAR) teknolojisine sahip insansız hava aracı ile ölçüm ve incelemelerde bulunuldu. İncelemelerde 'liç yığını' yüksekliğinin kontrol edilebilir seviyenin üzerinde olduğu tespit edildi. UYGAR Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hakan Ersoy, "Dünya literatüründe, maksimum 150 metre olan liç yığınının burada 257 metreye ulaştığını tespit ettik. Bu inanılmaz bir rakam. Kontrol edilemeyen bir liç yığınında su içeriğinin fazla olup, üretim sahasındaki patlatmalara çok yakın bir noktada yığılması felaketi de beraberinde getirdi," dedi. DHA'ya konuşan Ersoy, "Oraya gittiğimizde farklı manzaralarla karşılaştık. Gördüğümüz en önemli sorunlardan birisi liç yığınının yani cevher zenginleştirme, altının elde edilmesi için üzerinde çalışılan malzemenin yüksekliğiydi. Biz, liç yığınlarıyla alakalı araştırma yaptık, dünya literatürüne baktık; liç yığının maksimum 150 metreye ulaştığını gördük. Fakat burada kullandığımız insansız hava aracı ile 257 metreyi gördük yani taban kotuyla maksimum kot arasında 257 metre mesafe oluşmuş. Bu inanılmaz bir rakam. Kanaatimizce bu yükseklik kontrol edilebilir seviyeden çıktı. Dünya literatüründe böyle bir liçe rastlamadık. Günümüzde demirden, betondan 200 metre yükseklikte binalar inşa edilemezken, sadece yığma şeklinde depolanan bir malzemenin 257 metre yükseklikte olması bizi ürküttü. Bir de orada 100 metrelik bir vadi yüksekliği var yani orada 350 metrelik bir piramit oluştu. Orada hareketin hızlanmasının en büyük nedeni liç yüksekliğinin yanı sıra vadinin de yüksek olması. Felaketi büyüten de buydu," diye konuştu.

İklim TEMA Eğitim Portalı

TEMA Vakfı, çocukların iklim değişikliğinin nedenlerini, sonuçlarını, etkilerini öğrenmeleri ve iklimdeki değişikliklerin diğer sistemleri nasıl etkilediği konusunda farkındalık geliştirmeleri amacıyla geliştirdiği İklim TEMA Eğitim Portalı’nı (iklimtema.org) 2022’nin Mayıs ayında tüm öğretmenlerin kullanımına açmıştı. Çocukların sadece iklim değişikliği değil, kuraklık, biyolojik çeşitlilik kaybı, atıkların yarattığı kirlilik gibi farklı ekolojik krizlere karşı da farkındalık kazanmalarını hedefleyen portalda, dünyadan ve Türkiye’den iklim değişikliği ve doğa eğitimi konusunda uzman isimlerin görüşlerine yer veriliyor. Bu görüşlerin öğretmenlere çocukların doğa ile ilişkisi, doğa eğitimi, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik gibi konularda rehberlik etmesi amaçlanıyor.

Ton balığında cıva seviyesi hala yüksek

Bilim insanları, kirliliğe yol açan maddelerin sınırlandırılmasıyla ilgili onlarca yıl önce getirilen kontrollere rağmen ton balığında (orkinos) hala cıva seviyesinin yüksek olduğunu söylüyor. Zehirli özelliklere sahip cıva, kömürün çıkarılması ve yakılmasıyla açığa çıkıyor ve okyanusa karışarak balıklarda birikiyor. Atmosferdeki cıva seviyesi önemli ölçüde düşmüş olsa da 1971'den bu yana ton balığında sabit seyrettiği belirtiliyor. Uzmanlar, çok eski dönemlerden kalma cıvanın okyanusun derinliklerinde gizlendiğini ve orkinosların yüzdüğü sulara karıştığını söylüyor. Deniz ekosistemlerine giren cıva, bu maddenin en tehlikeli formu olan metil cıvaya dönüşüyor. Cıva, en çok deniz canlılarını yiyen orkinoslarda birikirken, ton balığı dünya çapında insanlar tarafından en çok yenen balıklardan biri ve yendiğinde de bu element insana geçmiş oluyor.

Aşırı hava koşullarının etkileri

Yeni bir araştırma aşırı hava koşullarının gelişmekte olan ülkelerde ekonomi, tarımsal üretkenlik, su kaynakları ve enerji güvenliği üzerinde ciddi etkiler yaratacağını ortaya çıkardı. Küresel Kalkınma Merkezi (CGD) tarafından yayımlanan rapor, önümüzdeki yıllarda Küresel Güney’de ve özellikle Afrika’da artan sıcaklıkların, hızla değişen hava koşullarının ve aşırı olayların sosyoekonomik etkilerini inceledi. 2 derecenin çok altındaki sıcaklık artışlarının bile gelişmekte olan dünyadaki sosyoekonomik göstergeler üzerinde önemli etkileri olabilir. Afrika’da aşırı hava olaylarının ürün verimini ve tarım arazilerinin değerini etkilemesi nedeniyle, uzun vadede 200 milyondan fazla insan aşırı açlık ve yetersiz beslenmeyle karşı karşıya kalabilir. Çalışma, Afrika’daki tarımsal üretimin 2030 yılına kadar %2,9’a, yüzyılın ortasına kadar ise %18’e varan kayıplarla karşılaşabileceğini açığa çıkarttı. Bunun yanı sıra, bu süre zarfında tarım arazisi değerlerinin %36 ile %61 arasında düşebileceği de öne sürüldü. Gelişmekte olan diğer bölgeler için tahminler kesin olmasa da, araştırmacılar bundan en çok yağmurla beslenen mahsullerin etkileneceğini söylüyor. Gıda güvenliğinin yanı sıra insan kaynaklı iklim değişikliği ile dünyanın en yoksul bölgelerinde yoksulluğun derinleşmesi bekleniyor. Afrika’da kişi başına düşen brüt yurt içi hasılanın, uzun vadede %7,1 azalması beklenirken, ülke düzeyindeki yurt içi hasılada da %11,2 ile %26,6 arasında kayıp yaşanacağı tahmin ediliyor. Kıta genelinde yoksulluğun en çok tarım sektöründe çalışan haneleri etkilemesi bekleniyor. İklim değişikliğinin yaşanmadığı bir senaryo ile karşılaştırıldığında, mahsullerden elde edilen gelirin muhtemelen %30 oranında düşeceği ve yoksulluğun %20 ile %30 arasında artacağı öngörülüyor.