Değişen iklimde yerinden edilen çocuklar

-
Aa
+
a
a
a

UNICEF, yaklaşık 43,1 milyon çocuğun iklim değişikliği nedeniyle yaşadığı yeri terk ettiğini bildirdi.

Fotoğraf: DW
Gezegenin Geleceği: 10 Ekim 2023
 

Gezegenin Geleceği: 10 Ekim 2023

podcast servisi: iTunes / RSS

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), 2016-2021 yılları arasında 44 ülkeden yaklaşık 43,1 milyon çocuğun iklim değişikliğinin neden olduğu hava olayları nedeniyle yaşadığı yeri terk ettiğini bildirdi. UNICEF'in Perşembe günü yayınladığı rapora göre, söz konusu beş yıl içinde on milyonlarca çocuğun yaşadığı evi ve bölgeyi terk etmesine neden olan başlıca felaketler, seller, kasırgalar, kuraklıklar ve orman yangınları oldu. ‘Değişen İklimde Yerinden Edilen Çocuklar’ adlı raporu kaleme alan UNICEF görevlilerinden Laura Healy, açıklanan rakama göre, dünya genelinde her gün yaklaşık 20 bin çocuğun evini terk etmek zorunda kaldığını belirtti. Healy, bu sayının sadece ‘Buzdağının görünen kısmı’ olduğunu ifade ederek, gerçek rakamın büyük olasılıkla çok daha yüksek olacağını dile getirdi. Laura Healy, kuraklık nedeniyle göç etmek mecburiyetinde kalan çocukların ‘radikal bir biçimde yetersiz raporlandığını’ ve bunun sebebinin kuraklığın çok daha uzun süreli bir süreç olmasından kaynaklandığını vurguladı. Yayınladığı raporda geleceğe dair öngörülerde de bulunan UNICEF, önümüzdeki 30 yıl içinde seller ve su taşkınlarından dolayı 96 milyon, kasırgalar sebebiyle 10,3 milyon, fırtına dalgaları nedeniyle de 7,2 milyon çocuğun daha göç etmek zorunda kalabileceğini tahmin ediyor. Raporda, iklim değişikliğine bağlı nedenleri neticesinde en fazla çocuğun göç ettiği ülkeler sıralamasında Çin, Hindistan ve Filipinler ilk üç sırada yer aldı.

Yeşil Ekonomi ve Yeşil Karmaşıklık Analizi

Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) tarafından yapılan araştırmada, başta Türkiye olmak üzere ülkelerin yeşil ekonomiye yatkınlıkları ile geleceğe dair potansiyelleri inceleniyor. ‘Yeşil Ekonomi ve Yeşil Karmaşıklık Analizi’ başlıklı araştırmada Türkiye’nin mevcut üretim kabiliyetlerinin belirlenmesi ve alternatif karmaşık ürünlerin üretimine olan uzaklığının hesaplanması amaçlanıyor. Araştırma, SEFİA’nın geçtiğimiz yıl yayınladığı ve çevresel zararı en aza indirmeyi amaçlayan ürünler olarak tanımlanan çevresel ürünlerin dünyada ve Türkiye’deki ticaret eğilimlerini analiz eden, ‘Çevresel Ürünlerin Ticareti Raporu: Dünyada ve Türkiye’de Çevresel Ürünler’ başlıklı raporun devamı niteliğini taşıyor. Türkiye’nin yeşil ekonomik dönüşümde daha rekabetçi olabilmesi için otomotiv ile demir/çelik ve çimento sektörlerinde yeni bir kurguya ihtiyacı var. Türkiye’nin yeşil ürün ihracatında öne çıkan ürünler arasında benzinli ve dizel motorlar için gerekli ürünler geliyor. Fakat genel anlamda elektrifikasyonun hızlanması, otomotiv sektöründe ise dizel ve benzinli araçların yerini elektrikli araçlara bırakması karşısında Türkiye’nin bu ürünlere yoğunlaşan ihracat stratejisine devam etmesi, ülkenin yeşil ekonomik dönüşümünü ve buna bağlı ekonomik gelişimini sekteye uğratabilecek bir unsur olarak görülüyor.

Memeli hayvanlar insan sesinden korkuyor

Güney Afrika Cumhuriyeti‘nin en ünlü safari merkezlerinden Kruger Ulusal Parkı’nda yapılan ve Current Biology dergisinde yayınlanan araştırma, bölgede yaşayan memeli hayvanların yırtıcılara göre insan sesinden daha çok korkup kaçtıklarını ortaya koydu. Araştırmada, Kruger’daki su kaynaklarının etrafına yerleştirilen hoparlörler vasıtasıyla su içmeye gelen hayvanlara insan ile aslan gibi diğer bazı yırtıcıların sesleri dinletilerek görüntüleri kaydedildi. Anadolu Ajansı’ndan (AA) Murat Özgür Güvendik’in aktardığına göre, çalışmanın sonuçlarına göre aralarında fil ve gergedan gibi Afrika’nın en büyüklerinin de bulunduğu memelilerin büyük çoğunluğu, hoparlörden gelen insan sesini duyduklarında paniğe kapılarak yerlerini terk etti. Hoparlörden gelen yırtıcıların sesleri ise bu hayvanların üzerinde çok daha az paniğe yol açtı. Videolarda bir filin de yırtıcı sesi karşısında agresifleşip saldırmak üzere sesin kaynağını aradığı dikkati çekiyor. Aslan, leopar, fil, gergedan ve manda türlerine ev sahipliği yapan Kruger Ulusal Parkı, Afrika kıtasının önde gelen safari mekanlarından biri olmasının yanı sıra özellikle vahşi hayvan avcılarının uğrak yerlerinden biri özelliğini taşıyor.

Bafa Gölü’nün suyu 20 metre çekildi

Eşsiz doğal güzellikleri, biyolojik çeşitliliği ve çevresindeki tarihi kalıntılarıyla bilinen Muğla Aydın sınırında bulunan Bafa Gölü’nün suyu yaklaşık 20 metre çekildi. M.S. 3. yüzyıla kadar Ege Denizi’nin koyu olan ancak Büyük Menderes Nehri’nin getirdiği alüvyonların birikmesiyle göle dönüşen Bafa, birçoğu nesli tükenme tehdidiyle karşı karşıya olan 261 kuş türüne üreme ve kışlama ortamı sağlıyor. Büyük Menderes’in suyuyla beslenen Bafa’da önceki yıllara göre yağışların azalması nedeniyle iklim değişikliğinin etkileri görülüyor. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, “Marmara ve Batı Akdeniz Bölgesi’nde özellikle son üç dört ay içerisinde ciddi bir yağış olmadı. Yağış eksikliğinden kaynaklı olarak gölün de beslenme koşulları değişti. Azalan su seviyesine bağlı olarak Bafa Gölü’nde ciddi çekilmeler gözlüyoruz,” ifadelerini kullandı. Özçelik, Bafa Gölü’nün onlarca kuş türüne ev sahipliği yaptığına da dikkati çekerek, gölün muhteşem bir görüntüye ve yapıya sahip olduğunu, bunu gelecek kuşaklara aktarmaları gerektiğini vurguladı.