Engelsiz Filmler Festivali 2024

-
Aa
+
a
a
a

Sakat Muhabbet'te Alper Tolga Akkuş, 7-13 Haziran'da Ankara'da 12. düzenlenecek olan Engelsiz Filmler Festivali'nin Genel Koordinatörü Kıvanç Yalçıner ile bir araya geliyor.

""
Engelsiz Filmler Festivali 2024
 

Engelsiz Filmler Festivali 2024

podcast servisi: iTunes / RSS

Alper Tolga Akkuş: Merhaba, Açık Radyo’ya, Sakat Muhabbet’e; sağlamcı zihniyetin kör topal muhalifine hoş geldiniz. Bugün 5 Haziran 2014 Çarşamba, ben Alper Tolga Akkuş. Bu haftaki programı destekleyen Feride İkiz’e teşekkür ederek başlamak istiyorum programa. Sakatlık ve sinema, sinemada sakatların temsiliyeti konusu olayın bir yönü ve hatırlayanlar olacaktır, 31 Ocak 2023 tarihli yedinci bölümümüzde Mithat Alam Film Merkezi’nin eski müdiresi Zeynep Ünal'ı konuk almıştık, kendisiyle sakatlık temsiliyetini konuşmuştuk. Bunun bir başka yönü ise sakatların kültüre, sinemaya, tiyatroya erişimi - 7. sanatın mucizelerine yerinde dahil olmaları, kendi engellerinin bir şekilde erişilebilir yapılması yoluyla sakat olmayanlarla beraber aynı keyfi yaşamaları. Bu hafta böyle bir konuyla karşınızdayız. İki gün sonra, 7 Haziran Cuma günü 12. kez düzenlenecek bir festivalin genel koordinatörü bu hafta konuğumuz. Engelsiz Filmler Festivali'nden bahsediyorum ve konuğumuz da Kıvanç Yalçıner. Ben tabi kendisine ismiyle hitap edeceğim. Kıvanç, hoş geldin Açık Radyo'ya, Sakat Muhabbet’e. Nasılsın, iyi misin?

Kıvanç Yalçıner: İyiyim. Teşekkür ederim davet ettiğin için Alper.

A.T.A.: Ben hep konuğun kim olduğuyla başlıyorum; Kıvanç Yalçıner kimdir, neler yapmıştır? Bu programın içeriği ile alakalı hep sorduğum bir soru da bir sakatlığın bulunuyor ise belirtirsen sevinirim.

Herkesin Bir Arada Film İzleyebileceği Bir Film Festivali Yapmak Mümkün mü?

K.Y.: Tabii, şöyle başlayım istersen; üniversite sonrasında gazetecilik okudum ve öğrenciyken Ankara Film Festivali'nde gönüllü olarak çalıştığım yıllar oldu. Mezuniyetin hemen ardından da Ankara Film Festivali'nde sekiz yıl çalıştığım bir süreç var ki az önce bahsettiğin bir önceki konuğun Zeynep Ünal ile de birlikte çalışma fırsatımız oldu, hatta kendisi, benim bu film festivali organizasyonuna başlamama önayak olanlardan, beni bu işe bulaştıranlardan biridir yani öyle de bir bağ var aramızda. Ankara Film Festivali’nde sekiz yıl çalıştıktan sonra yine Ankara Film Festivali'nden arkadaşlarım Emrah ve Ezgi ile Engelsiz Filmler Festivali'ni başlattık. Belki burada festival konusuna kısa bir giriş de yapmış olabiliriz. 

Neden Engelsiz Filmler Festivali’ni başlattık? Daha öncesinde sesli betimleme ile yapılan gösterimlere şahit olmuştuk ve hem Ankara Film Festivali’nde, hem de başka film festivallerinde biz de yaptık bunu. Ama bu gösterimler salona sesli betimlemenin verildiği, daha çok sadece görme engellilerin katıldığı, görme engellilerin ilgisini çeken etkinlikler oluyordu - bir grup görme engellinin bir sinema salonunda oturup filmi dinlediği etkinliklerdi aslında. Biz herkesin bir arada filmi izleyebileceği bir film festivali yapmak mümkün mü sorusunu sorarak başladık ve aslında buna çalıştık. Teknik olarak bunu nasıl halledebiliriz diye buna baktık ve bunun mümkün olduğunu gördüğümüzde de projelendirdik, böylece Engelsiz Filmler Festivali ortaya çıktı. İşte o gün bugündür, 2013 yılından beri de Engelsiz Filmler Festivali ve festivali düzenleyen Puruli Kültür Sanat olarak çeşitli başka etkinliklerle yola devam ediyoruz.

A.T.A.: Var mı bir sakatlığın, var ise belirtebilir misin?

K.Y.: 19 yaşındayken bir kafatası operasyonu geçirmiştim ve kafatasımın üçte biri kadarı yapay diyebilirim. Bunun dışında bir sakatlığım yok.

A.T.A.: Gözlüğün var. Geçen bir konukla görüştüm - daha yayınlanmadı - Almanya'da yaşıyor. Mesela o, ‘Gözlük kullanıyorum, engelim bu’ demişti. Şimdi gözlüğünü görünce aklıma o geldi. Daha geniş düşününce aslında hepimiz sakatız, öyle bir yanı da var sakatlığın.

K.Y.: Yani evet, mesele erişilebilirlik meselesi olduğunda, bir engel meselesi olduğunda, yani mesela otobüslerdeki, uçaklardaki, trenlerdeki koltuk araları mesela bana yetmiyor, boyum birazcık uzun, sığamıyorum. Ama bu bile aslına bakarsan bir erişebilirlik problemi, engel. 

A.T.A.: Kadın voleybol takımımız ABD’ye gitti ve onlara ekonomi sınıfından bilet vermişler. Tam da bu konu; yani onlar sağlıklı sporcu diyorsun ama onlar da orada bir sakatlık yaşamışlar iri bedenleri nedeniyle. Konuyu dağıtmayalım biz, festivalimize geçelim yine. 

Festivalin 12. yılı bu sene. Bir tarihçesini anlatır mısın, nasıl çıktı ortaya diye soracaktım ki sen başlangıçta o verileri verdin zaten. Ben de şöyle bağlayabilirim konuyu film festivaline; ben Yeşil Gazete’de çalışıyordum 2011 - 2019 seneleri arasında ve Engelsiz Filmler Festivali’ni de Yeşil Gazete’de çalışırken ilgiyle takip ediyordum. Üç ya da dört sene - tam emin değilim kaç sene olduğunu - ama takip ettik. Ezgi Yalınalp ile de yazışarak Yeşil Gazete'nin basın sponsorları arasında olmasını da sağlamıştım yani öyle bir bağımız da vardı Engelsiz Filmler Festivali’yle. Ortalara bir yere geldik sayılır programın ve arayı şimdi verelim. Biz müziği konuğumuza soruyoruz. Bir müzik seçtiysen ve anons edersen onu dinleyelim istersen şimdi. 

K.Y.: Tabi, bu yıl festivalin kapanış partisinde çalacak Ankaralı bir grup var, yeni de sayılırlar; Kara Ejderha. Kara Ejderha'dan bir şarkısını dinleyebiliriz eğer mümkün ise. “Korsan”, en bilinen şarkıları zannediyorum.

A.T.A.:Sakat Muhabbet devam ediyor. Bu hafta konuğumuz Kıvanç Yalçıner ve kendisiyle genel koordinatörü olduğu Engelsiz Filmler Festivali’ni; kısa adıyla EFF'yi konuşuyoruz. Bugüne kadar nasıl oluştuğunu, ne düşünüldüğünü Kıvanç anlatmıştı ilk bölümde detaylı bir şekilde. Şimdi bu sene ne olacak diye soracağım sana ama önce şunu sorayım; destek veren kurumlar, emek veren kişiler kimler? İsimler ve kurumlar önemli çünkü, onu da tarihe not düşüyoruz. 2024 yılında kimler olduğunu ilerideki yıllarda bakanlar duyabilsinler Açık Radyo üzerinden. 

EFF’nin İzleyici ile Buluşmasına Destek Veren Kurumlar

K.Y.: Tabii zevkle, sorularını kafamda hızlıca bir sıralıyorum. Festivale uzun yıllardır desteğini sürdüren ABD Büyükelçiliği ve Avrupa Birliği Delegasyonu festivale önemli katkı sağlıyorlar. Onun dışında Ankara Büyükşehir Belediyesi bu yıl ilk kez festivale destek veren kurumlar arasında. Danimarka, Norveç, İsveç ve Belçika Büyükelçilikleri ve Goethe-Institut yine bizim önemli destekçilerimizden. Bunun dışında filmleri erişilebilir olarak hazırlarken hem sesli metinlerini, hem de ayrıntılı alt yazılarını hazırlamamızda bize bize destek veren Sesli Betimleme Derneği ve az önce seninle konuşuyorduk, Mülkiyeliler Birliği’nin mekanını bir festival merkezine dönüştürüyoruz festival süresince - Ankara'da Konur Sokak, Yüksel Caddesi köşesinde yani Ankara'nın en merkezi noktası diyebilirim. Mülkiyeliler Birliği. Onun dışında elbette medya sponsorlarımızı ve misafirlerimizi ağırladığımız Ankara'da çeşitli mekanlar var, bunları saymam uzun sürebilir. 

Görme ve İşitme Engelliler için Hem Sesli Betimleme Hem Ayrıntılı Altyazı

K.Y.: Festivalin serüvenine döneyim istersen; teknik anlamda aslında festival bir dönüşüm geçirdi önceki yıllara göre. Süreyi çok aşmamak adına girmek istemiyorum şimdi ama az önce de söylediğim gibi görme engeli olanlar filmlerin sesli betimlemelerini bir telefon uygulaması ile izliyorlar. Her filme Türkçe ayrıntılı altyazı yapıyoruz ve işitme engelliler bu Türkçe ayrıntılı alt yazıyla filmleri takip ediyorlar. Her etkinlikte, her söyleşide mutlaka bir Türkçe işaret dili tercümanı bize eşlik ediyor. Ödül töreni canlı olarak sesli betimleniyor ve yine işaret dili tercümanı bulunuyor sahnede. Kısacası, saydığım engel gruplarına ulaşmak için festivalin, daha doğrusu bütün etkinlikleri erişilebilir kılmak için bir çaba içindeyiz. Tabii ki fiziki, fiziksel engeli olanlar için uygun mekanlar tercih etmeye çalışıyoruz. Belki burada - kısa bir sitemle - erişilebilir mekan bulmanın bizim için en zor kısım olduğunu söylemek gerekiyor. Bilmiyorum ama Ankara'da bu böyle. Gittiğimiz, festivali götürdüğümüz başka şehirler de oldu ve oralarda da aynı sorunla karşılaşıyoruz. Erişilebilir ve profesyonel olarak film gösterebilir mekan bulmak gerçekten kolay değil Türkiye'de. Sen zaten konuyu takip ediyorsun, programa da taşıyorsun. Bu konuda hazırlanmış kamusal alanların erişilebilirliğiyle ilgili bir yasa var ama uygulanmıyor. Ne kadar oldu, sen daha iyi biliyorsundur - 16 yıl mı, 20 yıl mı, bilmiyorum.

A.T.A.: 2007’de çıktı o yasa, 2012’de de bitiyordu. O yıl başlaması gerekiyordu, 12 yıl oldu. Yani biteli 12 yıl oluyor.

K.Y.: En son pandemi gerekçesiyle ertelendiğini hatırlıyorum. Burada da bir eylem olmuştu, tren garı önünde. Ama evet, bu çok elzem bir konu Türkiye için. Bence kamusal alanların erişilebilirliği meselesi her anlamda hayatı herkes için kolaylaştıracak bir şey olacaktır. Buradan böyle bir talebi tekrar iletmiş olalım.

A.T.A.: Şunu sorayım Eskişehir’de… Pardon sen devam et, bir şey diyecektin sanırım, bölmüş olmayayım ben seni. 

Ankara, İstanbul, Eskişehir ve bu sene itibari ile Festival Tur’da

K.Y.: Festival ilk dört yılın ardından, beşinci yıldan itibaren İstanbul ve Eskişehir'e de gitmeye başladı. Pandemi bir kesinti yarattı ama ardından son iki, üç yıldır Eskişehir’e gittik. Ancak ilk kez başka bir şey deniyoruz; festival tarihlerini değiştirdik. Ekim'den Haziran’a kaydık ve önümüzdeki yıl Mayıs’a tekrar kaymak istiyoruz, eski tarihlere getirmek istiyoruz Festivali ve festivalin ardından programın belli bir bölümünü 'Festival Tur'da' ismiyle Türkiye'de başka şehirlere de götürmek istiyoruz. Eskişehir yine bu şekilde gittiğimiz bir şehir olacak. Sen Eskişehir'in erişilebilirliği ile ilgili bir şey soracaktın sanırım.

A.T.A.: Yok, ben Eskişehir’de, Ankara'da ve İstanbul'da olduğunu biliyorum. Bugüne kadar, 12 yılda kaç tane sakat katıldı ve onların geri dönüşü yani eleştirisi, övgüsü anlamında neler paylaşabilirsin? Bunu soracaktım aslında.

12 Yılda EFF’yi Takip Eden Sakat Sayısı %16

K.Y.: Sayı anlamında tam net bir sayı yok yani bunu saymıyoruz. Festival ilk 10 yılı ücretsiz bir etkinlik olduğundan, açık kapıyla insanlar gelip, yer numarası vesaire olmaksızın izleyebiliyorlardı. Ama ikinci yıldan beri festivalde bir geri bildirim formunu izleyicilerden doldurmalarını rica ediyoruz ve bu formu dolduranlar üzerinden bir oran paylaşabilirim; %16 gibi bir görme, işitme ya da ortopedik engeli olan izleyicimiz oldu festivalde. Şunları soruyoruz; sizin ihtiyaç duyduğunuz düzenlemeler nasıl, yeterli mi, eksiklerimiz nedir? Bu soruya verilen yanıtlar ile derecelendirmeleri de istiyoruz. Örneğin; sesli betimlemeye kaç puan veriyorsunuz 1 ila 5 arasında? 1 en az, 5 en çok şeklinde. Ayrıntılı altyazı, keza işaret dili vs. Mekanları nasıl buldunuz gibi sorular da var. İlk yıllarda bu sorulara hep beş yıldız alıyorduk. Ardından bir alışkanlık kazandıktan sonra küçük eleştiriler de gelmeye başladı ve bu bizi mutlu ediyor, kendimizi geliştirebilmemiz açısından önemli olduğunu düşünüyoruz. Örneğin; sesli betimleme için sesi biraz daha yüksek olsaydı, şöyle olsaydı, böyle olsaydı gibi eleştiriler de alıyoruz. Ama bunun dışında en çok galiba mekanlarla ilgili serzenişler oluyor. Daha dün sosyal medya hesaplarımızdan birinde, bir izleyici programı çok beğendiğini ama keşke daha merkezi bir yerde olsaydı gibi bir serzenişi olmuş. Kendisine de aynı yanıtı verdik; bizim kriterlerimizi, mekanları belirlerken profesyonel olarak film gösterimi için uygun ve erişilebilir mekanları tercih ettiğimizi belirttik ve mümkün olduğu kadar ulaşımı da kolay olduğu mekanları tercih etmeye çalıştığımızı dile getirdik, seçeneklerimizin çok sınırlı olduğunu da söyledik. 

EFF: Sadece Engellilere Değil Herkes için Herkesle Birlikte

A.T.A.: EFF dedik, güzel filmler dedik. Şöyle anlamasın dinleyenler; buraya sadece engelliler geliyor ya da sadece engellilere dair filmler var gibi algılanmasın. Bu bildiğimiz bir film festivali - Altın Koza, İKSV İstanbul Film Festivali gibi en güncel filmlerin olduğu, bazı içerikli filmlerin olduğu bir festival. Size o yorumu yapan kişi sakat olmayabilir, o sadece filmi izleyen birisidir muhtemelen ve yakın olsaydı demiştir. Onu da aslında vurgulayalım. 

K.Y.: Evet, aynen öyle. Teşekkür ederim bunun altını çizdiğin için, ben unutuyordum yoksa. Bir yorum olarak değil ama mesaj olarak gelen sorulardan biri de buydu yani engeli olmayanlar da katılabiliyor muydu festivale şeklinde bir soruydu. Evet, bu bir film festivali ama erişilebilir bir film festivali, salonda herkes bir arada film izleyebiliyor. Bunun altını çizmek lazım, teşekkürler hatırlattığın için.

BE IN! Accessible Festivals Network

A.T.A.: Dünyada var mı örnekler? Engelsiz, erişilebilir adıyla yapılıyor mu böyle festivaller?

K.Y.: İsimleri tam olarak böyle olmasa da var. Hatta Avrupa'daki benzer festivallerle biz bir ağ da kurduk. BE IN! Accessible Festivals Network isminde bir ağın kurucu üyelerinden de biri Engelsiz Filmler Festivali. İngiltere, Brighton’da Oska Bright Film Festival, Almanya Hamburg'ta Klappe Auf! Short Film Festival, Belçika Mamur'da The Extraordinary Film Festival, Barselona'da Festival Inclús ve Polonya'da The European Film Festival Integration You and Me isimli bir festivaller var. Bunlar dışında da festivaller var; Sırbistan'da olduğunu biliyorum, Rusya'da olduğunu biliyorum, ABD'de ve Kanada'da çok fazla erişilebilir festival var. Avustralya'da da var. Ama biz coğrafi olarak yakın olduğumuz benzer festivallerle böyle bir ağ kurduk ve ortak projeler de yürütüyoruz.

EFF 2024: Filmler, Etkinlikler ve Program

A.T.A.: Şimdi buraya kadar sakatlara dair konuştuk ama sinemaya dair, kültüre dair de konuşalım. Dinleyenler, sinema sever dinleyenlere de bir özet yapalım. Ben sana ön cümleyi veriyorum, gerisini sen tamamla. 2024'de Ankara'da, 7 - 13 Haziran'da Goethe-Institut’te ücretsiz. Hangi filmleri önerirsin?

K.Y.: Tabii hızla hemen şöyle açıklamaya çalışayım; festivalde iki yarışmamız var – Birisi, Ulusal Uzun Film Yarışması, diğeri ise Uluslararası Kısa Film Yarışması. Ulusal Uzun Film yarışmasında beş film yer alıyor; Beraber, Kıyıda, Kara Kutu, Suyun Üstü ve Yurt. Son dönem Türkiye sinemasının merakla beklenen filmleri bunlar. Kısa film yarışmasında ise bu sene 136 film başvurdu. Tüm dünyadan 136 film arasından 15 film finale kaldı. Festivalin her yıl tekrar ettiği bölümü var; Kaleydoskop ve Oditoryum. Kaleydoskop bölümünde, dünya sinemasında öne çıkan, 2023  - 2024 yılında dünya sinemasında öne çıkan filmlere yer veriyoruz. Burada Bruno Dumont’un yönettiği The Empire [İmparatorluk] filmini izleyebilir sinemaseverler. Jianjie Li'nin yine Pekin Film Festivali'nde En İyi Yönetmen, En İyi Sanatsal Katkı gibi ödülleri alan Bir Ailenin Kısa Hikayesi [Brief History of Family] filmi Kaleydoskop programında. Finlandiya sinemasının üretken yönetmenlerinden Teemu Nikki’nin son filmi Ölüm Yaşayanların Sorunudur [Death is a Problem for the Living] de yine Kaleydoskop programında izlenebilir. Festivalin bir diğer bölümü Oditoryum; sinema ve sesi, müziği bir araya getiren filmlere yer verdiğimiz bir bölüm. Bu bölümde de üç filme yer veriyoruz; Otuz İki Ses, Başka Dinleme Biçimleri ve Defin. Çocuklar için bir seçkimiz var ve bu seçki Goethe-Institut’te takip edilebilir.

Otizm Dostu Gösterim

K.Y.: Burada şundan da bahsetmek isterim; bir canlandırma atölyesi, animasyon atölyesi yapıyoruz. 9 - 12 yaş grubundan çocuklarla yine herkesin katılabildiği bir canlandırma atölyesi bu etkinlik. Bunu ilk yıldan beri yaptığımızın da altını çizmek isterim. Çocuklar İçin Seçkisi 9 Haziran saat 11:00’deki gösteriminin ardından bu atölyeyi yapacağız. Atölyeye katılım sınırlı sayıda ama ücretsiz. Başvuru için festivalin internet sitesinden bilgi alabilir katılmak isteyen izleyicilerimiz olursa. Bir Otizm Dostu gösterim de yapıyoruz festivalde. Yine Goethe-Institut’te 10 Haziran Pazartesi günü saat 11:00’de Çocuklar İçin Seçkisi kapsamında Otizm Dostu filminde yer alacaklar.

Sona bıraktım; bu sene geçen yıl başladığımız Parmak İzi ismini verdiğimiz bir seçkiyi Danimarkalı yönetmen Jørgen Leth sinemasını perdeye taşımak için hazırladık. 2024 yazını biliyorsun belki, ne kadar takip ediyorsun sporu bilmiyorum ama festivalin hemen ardından Avrupa Futbol Şampiyonası başlıyor 14 Haziran'da. Yine bir Olimpiyat yılı ve Yaz Olimpiyatları Paris'te yapılacak bu yaz. Biz de bu sene böyle bir spor senesi olduğu için Jørgen Leth’in spor filmlerine yer vermek istedik programda. Jørgen Leth’in Cehennemde Bir Pazar, Yıldızlar ve Su Taşıyıcıları isimli bisiklet sporu üzerine yapmış olduğu iki filmiyle birlikte kısa filmlerinden oluşan bir seçki Goethe-Institut’te takip edilebiliyor olacak. 12 Haziran Çarşamba günü Cehennemde Bir Pazar filminin gösteriminin ardından Socratesdergi ekibinden İnan Özdemir ile de bir söyleşimiz olacak Jørgen Leth sineması üzerine.

Sakat Muhabbet, EFF’yi Ankara’da, Yerinden Takip Ediyor Bu Sene

A.T.A.: Ben sporla çok ilgiliyim, hatta Galatasaraylıyım. O yüzden keyifli günler bizim bugünler. Socrates dergi de ilk sayısından beri aldığım bir dergi. Şu an tabi çıkmıyor, dijital olarak devam ediyor ama her sayısı bende var. İnan Özdemir'i de görmüştüm programda. Socrates ekibinden Caner Eler’i Sakat Muhabbet’e konuk etmek istediğim için İnan Özdemir'le de konuşmayı planlıyordum zaten.

Bu arada Sakat Muhabbet olarak ben de festivalde Ankara'da olacağım. Bunu da dinleyenlere şimdiden paylaşmış olayım. Başka detay bir şey olursa oradan da Açık Radyo kanalıyla yayın yaparız zaten. Kıvanç çok sağol konuk olduğun için Sakat Muhabbet’e. Kıvanç Yalçıner idi konuğumuz. Engelsiz Film Festivali’ni konuştuk bu hafta kendisiyle. Son sözlerini alayım Kıvanç ve son verelim programa istersen.

K.Y.: Beni davet ettiğin için çok teşekkür ederim. Festivale geleceğin için de ayrıca çok mutluyum. Umarım senin için güzel bir deneyim olur, izleyeceğin filmlerden memnun ayrılırsın. Altını çizmek istediğim ve aslında senin de takip edeceğin bir etkinlik daha var, az önce bahsetmeyi unutmuşum; 9 Haziran Pazar günü saat 20:30’da Mülkiyeliler Birliği'nin bahçesinde bu yıl kaybettiğimiz Ayla Algan anısına bir açık hava gösterimi olacak. Ayla Algan’ın sinemadaki ilk filmi Karanlıkta Uyananlar’ı izleyeceğiz. Ali Karadoğan ve Emrah Özen'in sunuşları sonrasında yine sesli betimleme ve ayrıntılı altyazılar ile takip edilebiliyor olacak bu gösterim de. Umarım hava güzel olur ve bu gösterimi yapabiliriz. Yağmur, yağış olmaz da birlikte izleriz.

A.T.A.: O filmi görünce ayın 9'unda geleyim ben demiştim sana hatırlarsan. Ben de o film ile başlayacağım festivale bir aksilik olmazsa. Çok çok sağol Kıvanç. Kıvanç Yalçıner idi bu hafta konuğumuz. 7 Haziran'da başlayacak ve 13 Haziran’da sona erecek Engelsiz Filmler Festivali’ni konuştuk kendisiyle. Bu haftaki destekçimiz Feride İkiz idi, ona da teşekkür ediyorum. Bir hafta sonra, başka bir programda görüşmek üzere diyorum. Hoşça kalın.