"Satır aralarında kıtalar arası yolculuklarla şekillenen bu hikâye, kaldığı yerden devam edebilmeli"

-
Aa
+
a
a
a

Sarih Radyo semalarında bir vakitler kıraat edilmiş Tedrisatı Lisan-i âl-i Osmani’nin değerli mezunları ve biricik tüllabı…

Hepinize Merhaba,

Lütfen dikkat buyrunuz, uzun yıllar sıra arkadaşlığı yapmış eski bir dostunuz olarak bir duyurum olacak, radyomuz zor bir durumda. Ve ona iyi gelebilecek tek şey, bu sefer her zamankinden daha fazla dayanışma! Daha fazla empati!

Yaklaşık 30 yıldır aldığımız derslerin en zor ödevi ile karşı karşıyayız. Nedenini ve nasılını tartışmayı siz büyüklerime bırakıyorum.

Açık Radyo usulü, yani muhtemelen kimsenin aklına gelmeyen bürokratik bir saçmalıktan ötürü, okul bir süreliğine kapanacağa benziyor.

Dava ne kadar sürer, nasıl sonuçlanır bilinmez. Fakat anlaşılan, sabah alışkanlığı ile radyomuzu açtığımız andan itibaren bütün gün zihnimizi kurcalayan o dersler, dava sonuçlanıncaya dek, 95.0 Açık Radyo frekansından yayınlanamayacak.

Sevgili dostlar,

Konu eğlenceli değil. Katılacak bir şenlik de yok..

Muhtemelen Tüllapbaşı Eraslan Sağlam Efendi’nin o neşeli sesinden de eser kalmamıştır. İlksen Mavituna’nın o her zamankinden daha üzgün bir ses tonuyla yaptığı duyurudan da anlaşılacağı üzere, ciddi bir durumla karşı karşıyayız.

O meş'um tebliğ her an gelebilir ve alıcılarınızın ayarlarıyla oynamanıza neden olacak o sükûta sebep olabilir. Bu Açık Radyo ile dayanışma için bildiğimiz usûllerde son şansımız olabilir.

Görünen o ki, radyomuz bir süre reklam ve sponsorluk gelirlerinden mahrum kalacak. Bizlere bu yayınların ulaşmasını sağlayan, başta teknik masa çalışanları, sekretarya ve daimi programcılar ile Serpil Abla için maddi ve manevi olarak kaygı verici bir süreç başlayacak.

Biliyorum, kiminiz hali hazırda destek oldunuz. Kiminiz benim gibi bir süredir ortalıkta yoktunuz… Ama bu sefer durum acil…

Lütfen tartışmalarımızı ve kırgınlıklarımızı bir kenara bırakalım. Bize öğretildiği gibi yapalım. Empati kuralım…

Bu belirsiz dava süreci içinde Açık Radyo’nun maddi ve manevi desteğimize ihtiyacı olacağını hissediyorum. Çalışanlarını kaybetmemesi için, "beğeni" ve "katıl" butonuna mecbur olmaması için, her zamanki gibi özgür ve seçici kalabilmesi için, Açık Radyo’ya destek olmamız gerektiğini biliyorum. Ben bunu bir talebe olarak ödev addediyorum.

Sevgili dostlar,

Neşenizi ve umudunuzu kaybetmiş olabilirsiniz. Hayalleriniz törpülenmiş, belki de maddi sıkıntılar ile boğuşup iklim krizini daha fazla kabullenmiş bir haldesiniz. Ama şimdi durmanın ve düşünmenin zamanı. Kimi zaman varlığını bile unuttuğunuz, Açık Radyo’ya ait frekanstan gelen sükûta ve onu artık sadece arşiv kayıtlarında bulabileceğiniz zamanları düşünme zamanı…

Sevgili dostlar böyle olmamalı! Bu ara (yani dava süreci) biz dinleyiciler ve radyo çalışanlarının büyük zorluklarla karşılaşmadan atlatabileceği ve gerekirse en güzel “b planı”nın dinleyicisinin talepleriyle şekilleneceği bir dönem olarak akıllarda kalmalı. S

atır aralarında kıtalar arası yolculuklarla şekillenen bu hikâye, kaldığı yerden devam edebilmeli ve biz dinleyicilerini yeni şeylerin heyecanına hazırlayabilmeli. Bunun için hemen şimdi Açık Radyo’ya destek olmalıyız.

Muhterem samiin, Daha fazla uzatmadan, sözlerime son veriyorum: Lütfen her zaman dinlediğiniz programın - bu sefer gerçek manasıyla - gerçekten yayına kaldığı yerden devam edebilmesini istiyorsanız, www.acikradyo.com.tr sitesine girin ve destek ol butonuna tıklayın.

Sevgiler ve saygılar,

İmza,

Eski bir talebe.

Yayıncıya Not: Açık Radyo’nun daimi dostlarından Siya Siyabend grubunun iki gün önce yayımlanan, “Can Evimden” [Dünyadan Sesler Live Session] isimli parçasını konu ile alakasından ötürü önermek istiyorum.