Tümay Algan Ferrara

-
Aa
+
a
a
a

Her güne onun sesi ile başlamak İstanbul’da olduğu gibi burada da yaşamsal bir ihtiyaç oldu benim için, hava gibi, su gibi..

Merhaba,

Açık Radyo’yu okyanus ötesinden keyifle dinlemeye devam ediyorum. 
Istanbul’da yaşarken olduğu gibi, Amerika’da da doğduğum coğrafyaya dair sevdiğim, kendi coğrafyamda hep duymayı ümit ettiğim sesleri ve görüşleri her günüme hediye ettiginiz için binlerce kez teşekkürler. 

Bu haftaki Açık Bilinç’i dinlerken aklıma gelen bir anımı paylaşmak istedim. 'Delay of gratification' deneyinin tekrarında sosyo ekonomik seviyeye göre çocukların tepkilerinde farklılık olduğu sonucuna varılmış.

Ben buna tezat birşey paylaşacağım. Benim için çok çok anlamlıdır.

2004-2009 yılları arasında ACEV’in Güneydoğu Anadolu’da Okul Öncesi Eğitim Programının koordinatorlüğünü yaptım.

Diyarbakır’ın yoğun göç almış, eğitim ve gelir düzeyi oldukça düşük bir semtinde çocuklar okula başlamadan hemen önceki yaz onların tüm gelişim alanlarını destekleyen bir yaz okulu programı uyguluyorduk. Ayrıca çocuklara süt ve poğaça, ikindi için de bir sene sponsorumuz kuvvetli olunca meyve vermeyi başarabildik. Çocukların bazıları hayatlarında ilk kez muzu bu yaz okulunda yiyebildiler. Bir tanesi televizyonda gördüğünde ve istediğinde babasi "muzu sadece maymunlar yer" demiş. Bunlar hep çocukların yemek sırasında konuşmalarından duyduklarımız. O konuşmalara dahil olmak yürek parçalayıcıydı bizim için. Yalnız daha da yüreğime oturan o çocuklardan bir kısmının muz için çok heyecanlandıkları halde hepsini yememesi, yiyememesi ve evdeki kardeşleri ile paylaşmak üzere (bazısı gizli gizli, bazısı öğretmenlerinden izin alarak) çantalarına koyması oldu.

Yil 2009 Eylül. ACEV’den ayrıldım, İstanbul’da sosyo ekonomik düzeyi oldukça yüksek olan ailelerin çocuklarının gittiği bir özel eğitim kurumunda çalışmaya başladım. Öğle yemeğinde bir gün dondurma çıktı. O çocuklar birbirlerini ezecekti çocuk sayısı kadar olan dondurmayı en önce kapabilmek için. Görüntüyü o an fotoğraflayabilsem, o dondurulmuş anı kıtlıktan çıkmış çocuklarin bir parça ekmek için birbirlerini ezercesine, dövercesine kapışması sanırdınız.

Bu iki örneği hayatta unutmadım, unutmayacağım. Benim için kimlere eğitimle ulaşmaya çalıştığıma dair çok çok önemli bir soru işareti oluşturmuştur kafamda, hangi kesimde çalışmaktan daha büyük bir tatmin duyduğuma dair bir göstergedir. 

Sadece paylaşmak istedim. Elimdeki tek bir örnekle koca deneyi çürütemem, bir genelleme yapamam ama örneğimin de kendim için önemli olduğunu düşünüyorum.

Çok çok saygılarımla 

Ve özellikle Ömer Bey’e milyonlarca teşekkürler... Ben Açık Gazete’yi burada podcast’ten dinleyebiliyorum. Ben uyandığımda (sabah 7de) çıkmış oluyor. Her güne onun sesi ile başlamak İstanbul’da olduğu gibi burada da yaşamsal bir ihtiyaç oldu benim için, hava gibi, su gibi... Binlerce teşekkürler ve çok yasa Ömer Madra