Haftanın kitabı 'Park Cinayetleri': Nasıl bir ‘süper’ kahramanla karşı karşıyayız böyle!

-
Aa
+
a
a
a

Armağan Tunaboylu’nun her kitabı, yeni okuru dışlamayacak yapıda aslında. Bir polisiye serisinden bahsediyoruz belki ama Metin Çakır maceralarına istediğiniz kitaptan başlayarak dahil olabilirsiniz

Fotoğraf: Flickr/Chris Kreymborg

Kitapların arka kapakları kimi zaman tartışma konusu olabiliyor. Tartışmaların odağında da, genellikle, içeriğe dair abartılı ifadelerin kullanıldığı yer alır. Bir görüşe göre ‘gerçekleri yansıtmayan’ övgü cümleleriyle doludur arka kapaktaki tanıtım yazısı; diğer bir görüşe göre ise, kitapların o bölümü yayınevleri için bir reklam alanı gibidir, –adı üstünde, tanıtım yazısı– dolayısıyla okurlarda merak uyandırmaya yönelik kimi ‘oyunlar’ –varsa bile– hoş görülmelidir.

Peki, geçtiğimiz günlerde yayımlanan bir polisiye romanın arka kapağında yer alan şu cümleye nasıl yaklaşmalıyız bu durumda: “Hercule Poirot kadar zeki, Sherlock Holmes kadar dikkatli, Mike Hammer kadar çapkın, James Bond kadar yakışıklı, Philip Marlowe kadar pervasız...” Nasıl bir ‘süper’ kahramanla karşı karşıyayız ki böyle, polisiye külliyatın neredeyse tüm önemli figürlerinin öne çıkan özelliklerini bünyesinde bir araya getirmeyi başarmış? Biraz abartılmış bir arka kapak olabilir mi, diye düşünmemek elde değil! Oysa, şöyle devam ediyor arka kapak tanıtımı: “Yok canım, nerdee! O, tarihin en ahlaksız, sahtekâr, korkak, yalancı, maço vb karaktersiz karakteri.”

Burada hakkını teslim etmemiz lazım; Armağan Tunaboylu’nun, ilk olarak 2004 tarihli 'Yıldız Cinayetleri' romanında bizlerle tanıştırdığı Metin Çakır’a pek yakışan bir arka kapak bu! Ne de olsa bir anti-kahraman’la karşı karşıyayız ve şimdi de Metin Çakır maceralarının beşinci kitabı olan 'Park Cinayetleri’ni tutuyoruz elimizde.

Metin Çakır, gerçekten de özlenecek bir adam mıdır emin değilim! Sonuç olarak, “Yüzde doksan dokuz nokta dokuzu polis tarafından arananlardan oluşan bir mahallede yaşayan, kadın satıcılığı yapan ve gerektiğinde özel yaptırdığı falçatasını kullanarak ‘imza atmaktan’ çekinmeyen biri.” Ama onun, son macerası 'Karakol Cinayetleri’nden (Oğlak Yayıncılık, 2016) bu yana geçen üç yıl içerisinde mahallesini özlediğine şüphe yok. Yeni kitabın daha ilk sayfasından anlaşılıyor bu. Tatil dönüşü, her ne kadar hayal ettiği şekilde karşılanmamış olsa da; biz okurları, yeni bir macerasına kavuştuğumuz için mutluyuz.

Metin Çakır’ın önceki maceralarına aşina olanları şaşırtmayacak, daha doğrusu beklentilerini karşılayacak bir roman 'Park Cinayetleri'. Her macerada olduğu gibi bu kitapta da Metin Çakır, bir anda kendisini bir cinayetin göbeğinde buluyor ve masumiyetini kanıtlamak için bir özel dedektif gibi didinmek zorunda...

Armağan Tunaboylu’nun her kitabı, yeni okuru dışlamayacak yapıda aslında. Bir polisiye serisinden bahsediyoruz belki ama Metin Çakır maceralarına istediğiniz kitaptan başlayarak dahil olabilirsiniz. Zaten Tunaboylu gerekli yerlerde hatırlatmalar, açıklamalar yapıyor. Ama ideal olanı elbette 'Yıldız Cinayetleri''Resim Cinayetleri', 'Konsey Cinayetleri', 'Karakol Cinayetleri' ve 'Park Cinayetleri' sırasını takip etmek.

PARK CİNAYETLERİ

Armağan Tunaboylu

Maceraperest Kitaplar,

2019,

229 s.

Dipnot: Son zamanlarda yerli polisiyede hem nicelik hem de nitelik bakımından gözle görülür bir ilerleme kaydedildiği aşikâr. Yalnızca son birkaç ay içinde, birçok ismin yeni kitapları yayımlandı. Örneğin Çağatay Yaşmut’un yeni ‘Başkomiser Galip Polisiyesi Moda Cinayetleri'; Elçin Poyrazlar’ın Türkçedeki ender ‘domestic noir’ türündeki Mantolu Kadın; Ercan Akbay’ın 'Yağmurdan Önce'; Yağmur Öz’ün 'Farahnaz'ın Çiçeği'; Nuray Atacık’ın 'Bukalemun'; Cenk Çalışır’ın 'Beria' isimli romanları...