Seçim üzerine

-
Aa
+
a
a
a

Hasretle beklediğiniz seçim yorumum aşağıda bilgilerinize sunulmuştur. Benim oyumun ne olduğunu zaten merak etmiyorsunuzdur. Defalarca kime oy vereceğimi (gerçekten) yazmıştım. Bu yazıyı yazmadan birkaç yorum okudum. Doğal olarak CHP’nin ve Sn. Baykal’ın tükenişi üzerineydi. (Doğaldır ki Sn. Baykal aynı kanıda değil.) Seçimden 2. parti olarak çıktığını, oy oranını 99’a göre artırdığını, solun(!) asıl partisinin kim olduğunun görüldüğünü vb söyledi. Keşke sadece sussaydı. Neyse önemli de değil zaten artık. Sayın okurlar bazı yazarlar CHP’nin proje üretememesi nedeni ile (günaydın), bazı yazarlar halktan kopuk olduğu için, bazı yazarlar halkın derdine derman olacak bir şey söylemediği için kaybettiğini yazdılar.

Önce bilinen bir durum saptamasını bir kez daha yapalım. CHP’nin aldığı oyların azımsanmayacak bir bölümü ne politikaları ne lideri içindir. Türkiye’deki bir grup insan CHP’nin tarihi nedeni ile, başında kim olsa, parti ne yapsa, ya da yapmasa başkasına oy vermez. Sn. Baykal bilmeli ki şu anki oy oranı içinde rahmetli Atatürk’ün oyu kendisinden fazladır. Türkiye’deki bir grup insan koşullara göre ne CHP’si ne de başkalarına da oy verir. Bunlar genelde çağdaş kapitalist demokrat diyebileceğimiz insanlardır. Şu anda bu oylar da CHP’dedir. Ama bu oyların veriliş nedeni yine CHP ve Sn. Baykal değil, AKP ve üyelerinin özellikle iç politika konusunda yaptıklarıdır. Yapılanlar ve söylemler kesinlikle güven vermiyor bu gruba. Bir başka deyişle CHP oyları içinde AKP ile Sn. Erdoğan’ın oyları bile Sn. Baykal’ın oylarından fazladır. CHP’nin oy aldığı yerlere bakın. İzmir Karşıyaka, Kadıköy, Şişli. Teorik olarak CHP buraları kaybetmeliydi. Bir grup insan ise her iki eğiliminde dışında olmasına karşın, sadece daha pragmatik düşündüğünden zaman zaman CHP veya bir başka solumsu partiye oy veriyor. Bu olayın CHP tarafı. 

Türk toplumu tarihinin her döneminde sağ olmuştur. Türkiye sağı Avrupa sağı gibi de değildir pek. Türkiye’nin batı anlamında çağdaş bir burjuvası da olmamıştır. Türkiye’nin olan solu da hiçbir zaman çağdaş, üreten bir sol değildir. Türk toplumu hiçbir zaman toplumsal olarak bir şey elde edememiştir. Ona hep verilmiştir. Bu nedenle hiçbir zaman iktidar olamamış bir solun bile alternatifi sağ olmuştur, ki bundan daha garabet bir durum olamaz aslında. Eğer 1970’lerdeki geçici Karaoğlan dönemindeki oyları saymazsanız -ki hemen geri almıştır halkımız- Türkiye’de solun hiçbir kanadı hiçbir zaman iktidar olamamıştır. Yani Türkiye’nin bu halde olmasının çok temel nedenlerinden biri Türk sağıdır. Ama halkımız da sağ olduğundan, her başarısız sağın yerine alternatif olarak bir başka sağı getirmiştir. Bu da olayın CHP  dışındaki tarafı.

 

Ve artık gelelim bugünün CHP’sine. Şimdi CHP’nin başarısızlığı seçimde başarısız olması değildir. CHP’nin başarısızlığı halktan yana proje falan üretememiş olması değildir. Tam tersine CHP’nin başarısızlığı alenen ve açıkça halka karşı politika üretememiş olmasıdır. Eğer CHP bunu yapabilseydi elindeki tarihi Atatürk oyları dışındaki oyları da kaybedip, sandık sonucu açısından daha da başarısız olacaktı. Ama artık o gün CHP yeniden doğmuş olacaktı. O gün CHP başarılı olacaktı, umut olacaktı. Ve günün birinde (tabii bu günün biri Türkiye için aşırı uzun bir süre sonradır) anlayacaktık, ah evet haklılarmış diyecektik. Ve o gün Türkiye geçici değil kalıcı değişecekti. İşte biz bu mevcut solla onu kaybediyoruz, geleceği kaybediyoruz, umudu kaybediyoruz. Seçim hiç önemli değil.

 

CHP diyebiliyor mu varoşlarla (ister villa, ister gecekondu) dost olmak niyetim yok tersine yıkacağım, üniversite açmak gibi bir hedefim yok tersine kapatacağım, yeni yol yapmak gibi bir derdim yok, tersine yapılanı durduracağım, baraj yapmak gibi bir amacım yok tersine yapılmakta olanı yıkacağım. Atlas’ın Mart sayısında 24000 imza toplandığı yazıyordu doğa için. Abuk sabuk star yarışmalarına bundan daha fazla insan katılıyor. CHP çıkıp yüzümüze diyebiliyor mu, ağaca destek vermeyenden hiçbir şey olmaz, size rağmen sizin geleceğiniz için eğitim sistemini değiştireceğim, yazlık dediğiniz ucubelerin önüne duble yol yapacağıma o yazlıkları başınıza yıkacağım. Zeytin ağaçlarını kesip kooperatif(!) kurduğunuz güzelim Ege’ de o kooperatifleri yeniden tarım arazisi yapmak için gereken masrafları sizden alacağım der mi? Düşünün, derse bizden oy alır mı? Ya da binlerce defa sanırım yazdığım gibi, günlük hayata dönüp taksi plakası sınırını kaldıracağım, metro vb yapmayla uğraşmadan minibüsü kaldıracağım kim evine nasıl isterse gitsin, özellikle deprem bölgesinde yerleşimi nicelik ve nitelik açısından sınırlayacağım, batan banka batar umurumda değil beş kuruş vermem hatta daha önce verilenleri de geri alır bu parayı yargıya harcarım, çöp toplamayı yasaklayacağım bu iş organize olacak ve aslında atık ürettirmeyeceğim der mi? Düşünün derse bizden oy alır mı?

 

Ama işte yürek budur. Demeli. Seçimi kaybetmeli, geleceğimizi kazanmalı, kazandırmalı. Politika yapmak kolaydır, umut olmak zordur. Hele de Türkiye’ de. Umudu kazanalım.