Sabırotu Frida

-
Aa
+
a
a
a

Aztek mitolojisinden günümüze ulaşan Llorona isimli Meksika söylencesi bir çılgınlık anında çocuklarını öldüren, hatasını fark edip intihar eden ancak ruhu sonsuza kadar ağlayarak çocuklarını aramaya mahkum edilen acılar içindeki hayalet kadını anlatır. Söylence Meksika halk şarkılarına da konu olmuş ve özellikle Chavela Vargas'ın sesinden İspanyolca "ağlayan" anlamına gelen La Llorona adıyla tanınmıştır. Benzer bir söylence antik Yunan mitolojisinde de vardır. Euripides’in (M.Ö. 405 ) Bakhalar adlı trajedisinde Kadmos ve Harmonia’nın dört kızından biri olan Agave, Thebai kralı olan oğlu Pentheus’u öldürür. Dionysos’un annesi Semele ile Zeus’un aşkı hakkında dedikodu yaptığı ve bu dedikodu Hera’nın kulağına gittiği için Dionysos tarafından çılgına çevrilen Agave, içtiği ilacın etkisiyle oğlunu vahşi hayvan sanarak öldürdüğünü anlar ve kalan ömrünü acılar içinde ağlayarak geçirir. Acılı anne Agave'nin adı günümüzde Meksika ile özdeşleşmiş Tequila adlı içkinin üretildiği yabani bir kaktüs türünde yaşamaktadır. Tequila; Meksika’da Agave (Agave Mexicana) Anadolu’da ise kıraç topraklarda zor koşullarda yaşayabilmesi yüzünden sabırotu olarak bilinen bitkiden üretilen 2000 yıllık Aztek içkisidir.

 

 

 

 

Özü su ile dolu olup dokunulduğunda ağlamaya meyilli bu kaktüse Agave adı verilmesi de boşuna değildir. Bitki, 16. Yüzyılda İspanyol istilası ile soykırıma uğrayan akabinde iç savaşlarla kendi çocuklarını öldüren ve günümüzde yaşayan az örneği kalan Aztekleri andırırcasına ulaşılması güç kıraç topraklarda zor şartlarda yetişerek varlığını sürdürmüştür. Dahası, 15-18 yıllık çileli ömrünün büyük kısmını birkaç karıştan fazla uzamadan hayli güç şartlarda ismine yaraşır biçimde sabırla geçiren bitki yaşamının son yılında büyümeye boy atmaya başlar. Üç dört metreye ulaşan boyuyla çiçek açar ve kısa süre sonra ölür.

 

 

 

İşte Meksikalı ünlü ressam Frida Kahlo’nun hayat hikayesi de Aztek mitolojisindeki Llorona, Yunan mitolojisindeki Agave veya sabır otu gibi çile çekerek ağlayarak sabırla yaşamaya adanmış bitkiyle benzeşmektedir.  

 

Daha 6 yaşındayken geçirdiği çocuk felci nedeniyle bir bacağı aksak kalan Magdalena Carmen Frida Kahlo Calderon, kısaca Frida Kahlo fotoğrafçı Macar asıllı baba Wilhelm Kahlo ve Aztek kökenli annesi Matilde Calderon Gonzales’in dört kızından üçüncüsü olarak 1907 yılında Meksika’da doğar. 19 Yaşında geçirdiği ölümcül trafik kazası yüzünden hayatı, ameliyatlar, korseler, hastane ve doktorlar arasında geçecektir. 32 Kez ameliyat olmasına karşın kalıcı iyileşme sağlanamayacak hayatının büyük kısmını yatağa bağlı olarak geçirmek zorunda kalacaktır. Yıllar boyu korseler ve alçılar içinde yatağa bağlı kalması üzerine annesinin desteği ile Frida, yatağının tavanındaki aynaya bakıp otoportre niteliğinde resimler yapmaya başlar. Günlerce yatağının tavanında asılı olan “gündüzlerimin ve gecelerimin celladı” diye adlandırdığı aynaya bakıp umudunu yitirmez acılar içinde yaptığı resimlerle hayata tutunur. 

 

Filmlere de konu olan hayatı boyunca 55 tanesi otoportre olmak üzere toplam 143 resim yapabilmiştir. Yaşadığı dönemde Meksika’nın Michalengelosu olarak tanınan bilinen meşhur duvar ressamı kocası Diego Rivera’ ın gölgesinde kaldığı söylense de Meksika devriminin, geleneksel Meksika kültürünün temsilcisi olarak zamanla kocasından da ünlü olacaktır.

 

Frida Kahlo’nun çile dolu kısa hayatı Meksikalıların Agave Anadolu insanının ise sabır otu dediği bitkiyle benzeştiğinden söz etmiştik. Sabırotu çekici değildir, öyle hoş kokusu da yoktur. Tam bir çilekeştir, sabırla çiçek açmayı bekler. Gözlerden uzak kıraç taş toprakta yetiştirdiği çiçeğini öyle pek kimseler görsün de istemez. Olumsuz iklim ve toprak şartlarına karşın yaşar ve sanki hayatın her şeye karşın mücadele etmek olduğunu anlatır. Frida’nın hayatı da acı ve ağlamalarla büyük kısmı yatalak geçen ama yine de mücadele etmekten vaz geçmeyen sabır otu gibidir. Bitkinin acıyla geçen ve sabırla katlanılan ömrü, vadesi geldiğinde kısa süreli bir parlayış, mutluluk ve ölüm ile sonlanır. Eserlerinde geleneksel Meksika kültüründen izler ve öğeler taşıyan Frida Kahlo da ülkesindeki ilk ve tek sergisini ancak ölümünden bir yıl önce Mexico City'de açar. Agave veya sabırotu gibi kısa sürede parlayıp ünlenir ve bir yıl sonra 47 yaşında akciğer embolisi nedeniyle aramızdan ayrılır.

 

Geride bıraktığı resimleri ile Frida Kahlo, Agave özünden damıtılmış geleneksel Aztek içkisi Tequila gibi sarhoş etmese de izleyenleri etkileyip sarsmayı sürdürmektedir. Frida'nın resimleri sürrealist olarak değerlendirilse de o surrealizmi reddeder. Resimleri acıyı ve keskin gerçekliği yansıtır. Frida'nın resimlerinde Meksika kültürü ve devrimci ulusal kimlik de tuvale aktarılmıştır.

 

Hayatı çalkantılar ve acılar içinde geçen Kahlo en ünlü tablosu "İki Frida" adlı portresine, Diego'dan boşanma öncesinde başlamıştır; söylediğine göre resim ayrılıktan duyduğu mutsuzluğun tasviriydi ve Diego'nun sevdiği Frida'yla reddettiği Frida'yı anlatmaktadır. Onca soykırım ve iç savaş yaşamış ancak acılara karşın hayata tutunmuş Aztek halkı gibi Frida da otoportrelerinde içimize işleyen delici bakışları ile hayattaki tek gerçeğin, vazgeçmemek ve mücadele etmek olduğunu, hayatın acılara rağmen sabırla yaşanılası bir şey olduğunu haykırmaktadır.

 

 

 

1954 yılında aramızdan ayrılan çilekeş Frida Kahlo’nun son çalışması “viva la vida - yaşasın hayat”  ismini taşımaktadır.  Geride kalanlara “Beni hatırlamak isteyenler Chavela Vargas'ın sesinden Llorona’yı dinlesinler. Ben orada yaşıyorum” mesajını bırakan Frida Kahlo ve eşi Diego Rivera yapıtları ile İstanbul’da sergileniyor.   

 

Yaptığı Duvar resimlerinde Azteklerin yaşamını anlatan ve İspanyolların nasıl bir kültürü ortadan kaldırdığını detaylarıyla ortaya koyan İspanyol ressam Diego Rivera ile Meksika devriminin efsane temsilcisi eşi Frida Kahlo 40 parçalık sergi ile Pera müzesinde sanatseverlerle buluşuyor. Çilekeş bir agave bitkisi gibi ömrünün son yılında parlayıp aramızdan ayrılan Frida Kahlo ve eşi Diego Rivera’nın yapıtları olanca gerçekliği ile 20 Mart 2011’e kadar İstanbul’da.   

 

Not: Fridayı anlamak ve Chavela Vargas'ın sesinden Llorona’yı dinlemek için http://www.youtube.com/watch?v=XCUddHPYvCY

linkini kullanabilirsiniz.