Neye Güldüğünüzü Biliyor musunuz?

-
Aa
+
a
a
a

17 Ekim 2010 tarihinde Habertürk adlı ulusal televizyon kanalında Ali Poyrazoğlu’nun sunduğu “Gölgede Muhabbet” adlı programda bir parodi yayınlandı. Parodinin konusu son günlerde medyamızı oldukça meşgul eden “Fatmagül’ün Suçu Ne?” adlı diziydi. Daha doğrusu bu dizideki tecavüz sahnesi. Milyonları ekranları başına kitlediği iddia edilen dizinin reytingini bir tecavüz sahnesinden aldığını düşünmek, dizideki tecavüz sahnesinin internette tıklanma rekorları kırdığı haberlerini okumak bile kanımızı dondururken, izlediğimiz bu parodiyle, kelimenin tam anlamıyla nutkumuz tutuldu.

 

Bahsettiğimiz parodide, Fatmagül yani tecavüz mağduru, ‘tribün’lerin tıklım tıklım olduğu söylenen İnönü Stadyumu’nda resmediliyor. Tek kişilik bir takım Fatmagül, tek bir kadın. Karşı takımda ise dört genç var. Bu gençler, diziden bildiğimiz üzere, Fatmagül’ün  dört tecavüzcüsü. Hakemin çaldığı düdük  ile ‘maç’ yani tecavüz başlıyor. Fatmagül ‘saha’da parodiyi kaleme alan yazarın/yazarların tabiriyle kelebekler gibi sekiyor. Dört genç Fatmagül’ün üstüne çullanıyor, biri saçından, diğeri bacağından çekiyor. Hakem oralı değil. Bitap düşen Fatmagül, hakeme ‘‘Ara versene birader’’ diye yakarıyor. Bir ara ellerinden kurtuluyor, ‘kale’sini – oyuncunun vücut dilinden anladığımız kadarıyla kalçasını – alarak kaçıyor. Cevval gençler, Fatmagül’ü yakalıyor. Fatmagül ‘kale’sini ters çeviriyor, gençler düz çeviriyor. Bu evirip çevirme işi bir süre devam ediyor ve sonunda ‘gol’ atılıyor yani tecavüz gerçekleşiyor. Tribünler coşkuyla bağırırken Fatmagül ‘kirleniyor’. ‘Maçın skoru’; Tecavüzcü Gençlerbirliği  4 - Fatmagül 0. Aslında Fatmagül’ün suçu yok, gençler Fatmagül’ü Bihter sanmış. Bu noktaya kadar aralıklarla kahkahaya boğulan stüdyodaki izleyiciler, alkışı ve en güçlü kahkahalarını bu son sözün ardından patlatıyor. Bir tecavüz / maç daha alkışlarla sona eriyor.

 

İşte tam da bu noktada bizim nutkumuz tutuluyor. Zira görünen o ki, bu parodiyi yazanlar, sahneleyen  oyuncular, stüdyodaki izleyiciler, programın yapımcıları ve sunucusu Ali Poyrazoğlu, bir suç olan tecavüzü, komedi unsuru olarak görüyor. Tecavüzün bir ‘skor meselesi’ olarak yansıtılmasında hiçbir beis görmüyor. ‘Maç’ın yeneni – tecavüz edeni – erkekler, yenileni – tecavüze uğrayanı - kadın. İzleyen kadınlı erkekli herkes kahkahalarla gülüyor.

Cinsel ve zihinsel gelişimini tamamlamamış erkeklerin, cinselliği futbola has terimlerle idrak edip yaşamaları, derin cinsiyet ayrımcılığının hâkim olduğu yaşadığımız toplumda ne yazık ki şaşılacak bir durum değil. Kadınla erkeğin cinsel birleşmesine bir ‘skor’ meselesi olarak bakılmasına aşina olmasına aşinayız - elbette ki bu, bu tür hastalıklı bir algıyı  norm olarak kabul ettiğimiz anlamına gelmez – ama peki ya tecavüz?

 

Bianet’in haberine göre sadece Eylül ayında yedisi çocuk 18 kişinin tecavüze uğradığının, her yıl onlarca, yüzlerce kadının, çocuğun uğradıkları cinsel saldırılar neticesinde hayatını kaybettiğinin, pek çoğunun onanmaz zihinsel ve fiziksel hasarlarla yaşama devam ettiğinin cümle âlemce bilindiği Türkiye’de, tecavüz herkesin göz yumduğu bir vaka-i adiye mi? Vaka-i adiye olmanın ötesinde, bir komedi unsuru mu?

 

Bahsettiğimiz programa, stüdyoda izleyici olarak katılanların çoğunun üniversite öğrencisi olduğu düşünülürse, üniversitelerimizin sıralarında oturan gençlerimizin cinsellik algısı ne?  ‘‘Erkek adam tecavüz eder, ‘gol atar’ ve ‘maçı’ alır mı’’ diyor bu gençler?

 

Parodide sahanın içinde kıvrak hareketlerle seken Fatmagül, eğer bu kadar kıvrak hareketlerle ortalıkta sekmese, harcıâlem dille söylersek ‘kuyruk sallamasa’, tecavüze uğramayacak mıydı? Kuyruk salladığı için tecavüze uğraması kaçınılmaz mıydı? ‘Kirlenen’, erkekler tarafından ‘kirletilen’ Fatmagül artık zaten ahlaksız ve düşük olduğu için, herkes onun hakkında her şeyi söyleyebilir ve durumuna gülebilir mi? Yani tecavüz mağduru, hakkında her şey söylenen, yine ve yeniden her seferinde mağdur edilen gülünesi bir karakter mi?

 

‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ adlı dizide, Fatmagül’ü canlandıran oyuncunun daha önce rol aldığı ‘Aşk-ı Memnu’ adlı dizide, eşini aldatan bir kadın rolünde olması, yeni rol aldığı dizide tecavüze uğramasını meşru mu kılar? Evli olduğu erkek dışında bir erkekle ilişki yaşayan kadın tecavüz edilerek erkekler tarafından ‘cezalandırılabilir mi’? Ezcümle tecavüz meşru mudur?

 

Habertürk’ün internet sitesinde, “Ali Poyrazoğlu’ndan fark yaratan program” olarak reklamı yapılan “Gölgede Muhabbet” adlı programda gördüğümüz kadarıyla, bu sorduğumuz soruların hepsinin cevabı “evet”. Tecavüz yukarıda bahsettiğimiz şartlar neticesinde gerçekleştiyse meşru. Zira tecavüz edenin pek çok haklı sebebi var. Tecavüz meşru olmanın ötesinde, bir de  komik. Üstelik tecavüzden de, tecavüze uğrayan kadın sorumlu. Başka hiç kimsenin, mesela tecavüzcünün herhangi bir suçu, sorumluluğu yok. Tecavüzü izleyen herkes eğlenebilir, tecavüz mağduruna kahkahalarla gülebilir.

 

Bu parodiyi yayıncılık sorumluluklarından bihaber yayınlayanlara, stüdyoda izleyip kahkahalar eşliğinde alkışlayanlara, ekranda izleyip izledikleri şeyden hiç rahatsızlık duymayanlara bir sorumuz daha var: Tecavüzün meşrulaştırılmasına katkıda bulunduğunuzun farkında mısınız? Neye gülüp, neyi alkışladığınızı biliyor musunuz?