Ne değişebilir?

-
Aa
+
a
a
a

Sanırım ilk, gerçek ve tek karamsar dinozor olarak ben kalacağım. Çünkü medyada bir tane olumsuz görüş okumuyorum veya dinlemiyorum desem yeridir. Çok başarılı bir seçim yaptık, eski politikacıları sildik, yeni bir dönem açtık, Kıbrıs’ta soruna ilk kez bu kadar yakınız, acil eylem planı destek buldu, Dolar düştü, borsa çıktı falan filan. Ama ben hala inatla olayları anlayamayan biri olarak umutsuzum, karamsarım. Neyin değişmeye başladığını anlamadığım gibi, bir şeyin değişebileceğini de düşünemiyorum. Kuşkusuz bu benim değişim beklediğim konular ile toplumun genel mentalitesindeki farktan da kaynaklanıyor.

Eski politikacıları tasfiye ettik dedik. Ama yeni bakanlar kurulunun üçte biri eski Anavatan Partisi ile Doğru Yol Partisi mensubuymuş. Sabah gazetesinde Sn. Mehmet Tezkan’ın deyişiyle: “Gerçi bütün bakanlıklar önemli ama kararlarıyla bireylerin yaşamlarını etkileyebilecek olan bakanlıklara eski ANAP'lılar getirildi...” Peki neyi, neden tasfiye ettik biz? Bu durumda etmiş mi oluyoruz? Acil eylem planında tek bir çevre sorunu gördünüz mü? Ama 15 bin km çift şeritli yolu gördünüz.

Yenilenmiş vekillerimiz

Buna tepki olarak ana muhalefet partimiz yine aynı şeyi söyledi. Kaynak var mı? Bırakın Tanrı aşkına kaynak sorununu. Kaynak varsa, evet mi diyeceksiniz? Doların bu denli düşmesi için ticari göstergelerde gerçekte ne değişti? Borsadaki yükselme için kaç firma tatminkâr makyajlanmamış bilanço kârı açıkladı veya açıklama olasılığı var? Sadece tepkisel davranmıyor muyuz? Lütfen şu birkaç noktaya bakın ve karar verin iktidarı ile, muhalefeti ile ve en önemlisi yine her zamanki gibi toplum olarak ne değişti karar verin? Ne değişebilirdi zaten? Temel davranış biçimi çok önemsiz detaylar dışında aynı olan bir toplumda, nasıl olup da bir seçimden bu kadar çok şey bekliyoruz anlamıyorum.

Bu yazdıklarım daha yeni kurulmuş bir hükümete, üstelik de sorumlusu olmadığı bir seçim sistemi ile iktidara gelen bir partinin hükümetine eleştiri değildir. Sadece her zaman (sonuncusu daha seçimlerin ertesi günü yazıldı ve Açık Site’de yayınlandı ) vurguladığım bir konuyu bir kez daha belirtmektir yaptığım. Bizim farklı olmadığımızı ve bu nedenle temelde Türkiye’de bir şey değişmediğini ve değişemeyeceğini kabul etmemiz gerek. (Ben bunu yazmaktan bıktım ama bu toplum bu kadar aynı davranmaktan bıkmıyor.)

Toplum değişimi desteklemezse

Bu veya başka bir hükümetin anılan acil eylem planında yer alan maddeler dışında bir konuyu öncelikli olarak gündeme alması veya farklı bir yaklaşımda bulunması söz konusu olabilir miydi? Olabilir diyorsanız, evet tamam, ben Pascal Nouma gibi bir karamsar psikopatım. Örneğin Gediz deltasının 1. derece sit alanı ilan edilmesi derhal sağlanacaktır gibi bir söze % 99’umuzun vereceği tepki “millet aş derdinde, bunlar ne diyorlar” olmayacak mıydı? Atlas dergisi bu konuda bir imza kampanyası açtı. İmza sayısı 10 bini aşmış. Bu katılımın Atlas dergisinin okur sayısı olduğunu sanmıyorum. Verdiğim örnek ilgisiz olarak düşünülmesin. Vurgulamak istediğim bir değer yargısı. Nelere ne kadar odaklandığımız. İşte bu yargılarımız nedeni ile değişim beklemeyin.

Türkiye’de bir siyasal parti, toplumun nüfus yapısını nicelik ve nitelik olarak değiştirecek radikal söylemler ve sorunlara farklı çözüm önerileri ile iktidara en az bu güçle gelip, sonrada söylemlerini eyleme dönüştürmeye başlamadığı ve toplum da bu eylem sürecini desteklemediği sürece hiçbir şey değişmeyecektir.

Bir daha da siyasi yazı yazmayarak asiyasi halime döneceğim. İçtenlikle diliyorum ki yeniden, ben yanılırım ve bu iktidar bir değişim başlatır. Ama günün birinde bu yazıyı hatırlatacağıma inanıyorum. (Çok önemliydi sanki dediğinizi duyar gibiyim.)

(19/11/2002 tarihinde kaleme alınmıştır.)