Manolo Blahnik

-
Aa
+
a
a
a

Acik Site'deki ilk yazımda "bu ayakkabıları da birileri tasarlıyordur herhalde" diyerek Rudolfsky'nin bir çevirisine yer vermiştim. Şimdi buldum bir tanesini, üstelik de çok aktüel bir tasarımcı, şu anda tasarımları Londra Tasarım Müzesinde sergilenmekte. İlk kez bir çağdaş tasarım müzesinde tek başına yer alan bir ayakkabı tasarımcısı Manolo Blahnik. Hani şu "Sex and the City" televizyon dizisinin baş rolündeki Carrie Bradshaw'ın dilinden düşürmediği ve taparcasına sevdiği, hatta SoHo'da yanlış bir sokağa saptığında yolunu kesen hırsıza "Her şeyimi alabilirsin ama Manolo Blahniklerim bende kalsın" diye yalvarmasına karşın hırsızın her şeyi ona bırakıp alıp kaçtığı bağcıklı yüksek topuklu sandaletlerin tasarımcısı.

1990'larda 400 $ ve üstündeki her tür şık ayakkabıyı tarif etmek için kullanılan bir kavram haline gelmiş olan "Manolo" sözcüğü 1942 doğumlu Manolo Blahnik'in ilk adı. İspanyol bir

  Manolo Blahnik (Fotoğraf: Michael Roberts) 

anne ve Çek bir babanın oğlu olarak Santa Cruz de la Palma, Kanarya Adaları'nda doğan Manolo çocukluğunu kız kardeşiyle birlikte babasının muz plantasyonlarında geçirir. O dönemlerde anne ve babasının Paris'teki en şık mağazalardan satın aldıkları giysilerden ve annesinin abone olduğu moda dergilerinden etkilendiğini söyler. Ailesi onun diplomat olmasını istediğinden üniversite eğitimi için Cenevre'ye gönderiyor ama o edebiyat ve mimarlık eğitimine yönelir. 1965 yılında Güzel Sanatlar Akademisi'ne devam etmek için Paris'e yerleşir, bu arada cep harçlığını kazanmak için ikinci el güzel giysiler satan GO adlı mağazada çalışır.

 

1972'de Ossie Clark için tasarlamış olduğu ayakkabının sonraki versiyonu. İlüstrasyon: Manolo Blahnik.

Bir kaç yıl sonra İngilizcesini geliştirmesi için babası onu Londra'ya gönderirse de o bütün zamanını sinemalarda geçirecektir. Arada bir de İtalyan Vogue dergisi için de yazılar yazmaktadır. 1971 yılında içinde çizimleri ve sahne tasarımı çalışmaları olan dosyasını göstermek üzere Amerikan Vogue dergisi editörü Diana Vreeland'ı ziyaret eder. Kırmızı yemişli, yeşil sarmaşık bağlı ayakkabı çizimini gören Vreeland "Ne kadar eğlenceli, aksesuar tasarımını çok iyi beceriyorsun. Niye onları gerçekleştirmiyorsun. Git ayakkabı yap" diyerek onu yüreklendirecektir.

Giyilemese de

Tekrar Londra'ya döndüğünde Chelsea'deki Zapata adlı butik için önce erkek ayakkabısı tasarımları yapar, eski filmlerde izlediği klasik modelleri renkli olarak yorumlarsa da ona göre erkek ayakkabısı tasarımında yaratıcılık oldukça sınırlıdır. 1972 yılında Ossie Clark yeni sezon koleksiyonu için bir model istediğinde

ortaya bileği saran kirazlı bağcıklı ve sipsivri topuklu bir çift ayakkabı ortaya çıkar. O yılların ayakkabılarını hatırlayanlar kaba, dolgu topuklu (apartman topuk) modellerle bu sivri topukların oluşturduğu büyük tezatı tahmin edebilirler. Bu topuklarla da yürümek çok zordur çünkü üretimini doğru çözememiştir, bu nedenle Vogue dergisi, onun ayakkabılarını giymek isteyenlerin özel bir espri anlayışına sahip olmaları gerektiğini yazacaktır.

 

Yine de Zapata'daki ayakkabılar giderek ünlenmekte ve butik kısa süre içinde özellikle sinema artistlerinin uğrak yeri olacaktır, aralarında Jane Birkin, Charlotte Rampling, hatta daha eskilerden Laureen Bacall gibi giysileri ile modaya öncülük yapanlar. Bu arada Manolo Blahnik de üretimle ilgili bilgi ve becerisini geliştirmeye uğraşmakta ve güvenilir bir üretim atölyesi aramaktadır. En sonunda da Londra'nın kuzey doğusunda bir atölye bulur. "Ayakkabının güzel ve sanatsal olduğu kadar teknik açıdan da doğru yapabilmem yıllarımı aldı" diyen Blahnik, 2000 Pound borç bularak Zapata butiğini satın alır ve ortağı Evangelina ile yürütmeye başlar. Women Wear Daily dergisi onun için "giyilemese de üzerinde en çok konuşulan ayakkabıların yaratıcısı, Londra'nın en egzotik ruhu" diye yazacaktır. Gerçekten de o yıllarda moda dünyasının ünlü kişileri arasına girmeyi becermiş, hatta 1974 yılında İngiliz Vogue dergisinin kapağında yer alan ilk erkek olacaktır. Blahnık ve Angelica Huston'un oldukça şehvetli pozlarının fotoğrafını çeken de David Bailey'dir.

 1988; Manolo Blahnik'in Chelsea /Londra'daki dükkanı.(Fotoğraf Pamela Hansen)

 

Visconti, Cocteau, Velasquez, El Greco esin kaynağı

 

Blahnik bir taraftan da Ossie Clark, Fiorucci ve Jean Muir moda evleri için de tasarımlar yapmaya devam etmektedir. ABD piyasasına ilk kez 1978 yılında Bloomingsdale mağazaları için hazırladığı koleksiyon ile girer ve bir yıl sonra da Madison Avenue üzerinde kendi dükkanını açar. 1980 yılında Bergdorf Goodman'ın pazarlama departmanı metin yazarlarından Georg Malkemus'u Amerika'daki şirketin ortağı yaptıktan sonra bu piyasada gelişmeye başlar. Kendisi ve ortağı Evangelina Avrupa'dan sorumludurlar. 1984 yılında Calvin Klein'ın hazır giyim koleksiyonları için de tasarımlar yapmaya başlayacaktır.

 

 Cienza 2000.İlüstrasyon: Manolo Blahnik

Manolo Blahnik, modacılar arasında en çok beğendiklerinin Cristobal Balenciaga, Coco Chanel ve Yves Saint Laurent olduğunu söyler. Onun esin kaynağı Visconti ve Cocteau filmleri, Velasquez, El Greco ve Zurburan gibi ressamlardır. Kendisine göre koleksiyonları için geliştirmiş olduğu formül: "Zengin azınlık için özel durumlar için avant-garde bir görünüm" ve "sonsuza kadar giyilebilecek iyi, sağlam bir biçim."

Tasarım ödülleri birbirini izleyecektir: 1987 yılında Amerikan Moda Tasarımcıları Konseyi'nin (CEDA) özel ödülünü, 1988 yılında İspanyol Balenciaga ödülünü alacaktır. Dönemin genç tasarımcıları sayılan Isaak Mizrahi (1988) ve John Galliano (1992) için de çalışacaktır.

Manolo Blahnik'in biyografisini kaleme alan moda yazarı ve tarihçisi Colin McDowell, onun çalışmalarını yakından izlediğini ve Blahnik'in ayakkabı tasarım sürecinin Bath'teki evinde, Londra'daki ofisinde veya kuzey İtalya'daki fabrikalarında Tombo markalı fırça markerlerle üç dakikada çizdiği eskizlerle başladığını söylüyor. Sonra genellikle gürgen kullandığı modele şekil vermeye geçiyor; önce makinede biçtikten sonra elde törpü ve eğe ile istediği biçimi alıncaya kadar uğraşıyor. Modeli beğendikten sonra da alüminyum kalıp hazırlamaya geçiyormuş, plastik malzemeyle üretimi için.

 

"Topuğu elde şekillendiriyorum"

 

Blahnik bu çalışmasını şöyle anlatıyor: "Yirmi yıl uğraştıktan sonra her süreci biliyorum. Nereden neyi (ayakkabı kenarı) atmak gerektiğini ve buna karşın nasıl ayakta durabileceğini biliyorum. Ve de ayakkabı seksolojisinin en önemli noktası olan topuk oyuntusunun sırrını... Ve topuk. On iki santimetre olsa da, güven duymanız gerekir, bu da bir denge sorunudur. Bu nedenle de topuğu kendim elde şekillendiriyorum."   

 

1994 yılından sonra Amerikalı modacılardan Bill Blass, Carolina Herrera ve Oscar de la Renta ile de çalışacak olan ManoloBlahnik 2000 yılında Nieman Marcus ödülünü alır. Kendisine 2001 yılında Londra Kraliyet Akademisi (RCA) onursal doktora derecesi ve Endüstri için Kraliyet Tasarımcısı (Royal Designer for Industry) onur üyeliği verilecektir. 2002 yılında da İspanya Kralı I. Juan Carlos'un vermiş olduğu Güzel Sanatlar Dalında Başarıları Altın Madalya'yı (La Medalla de Oro en Merito en las Bellas Artes) alacaktır.

Yukarıda yer alan metni, Manolo Blahnik sergisi ile ilgili Design Museum sayfalarından derledim, daha ayrıntılı bilgi ve görsel malzeme için www.designmuseum.org sayfalarına girebilirsiniz.

 

 Manolo Blahnik'in kendi çizmiş olduğu otoportresi, 2000

Eğer aranızda Manolo Blahnik tutkunu varsa ve ayakkabılarına ulaşamıyorsa, hakkında yazılan kitapların biraz daha ucuz olduğunu zannediyorum:

Manolo Blahnik, Colin Mcdowell, Cassel & Co., 2000.

Manolo Blahnik: Drawings, Anna Wintour, Michael Roberts and Manolo Blahnik, Thames & Hudson, 2003.