Mahir (Çayan) yaşasaydı...

-
Aa
+
a
a
a

 (Ertuğrul Özkök’ün geçen pazarlardan birinde yazısında değindiği konuda, birkaç yıl önce yazdığım bir yazıyı tekrar çıkartıyorum; “Devlet Baba, Tabiat Ana” adlı kitabımdan; Evrim yayınları, 2002...)

 

Yazının başlığında parantez içinde bir açıklama yapma ihtiyacı hissetmemin sebebini açıklayayım önce. Bu yazıyı yazarken, yanıbaşımda başka bir işle uğraşan bir arkadaşımın (25-30 yaşlarında birisi) gözü başlığa takıldı. O sırada, henüz parantez içindeki kısım yoktu. “Mahir öldü mü yoksa?” diye dehşet içinde sıçradı, önce. Ben ne diyor bu ya diye düşünmeye başlarken, Mahir dendiğinde, onun ilk aklına gelenin “şu bizim internetteki Mahir” olabileceği benim aklıma geldi. Ne de olsa zamane... O Mahir ile bu Mahir’in arasındaki farklara kısaca değinip, yazıma döndüm.

Mahir dendiğinde, benim kuşağımın aklına, en azından o kuşağın oluşma dönemi olan 70’li yılların ikinci yarısında, hiç olmazsa duvar yazılarından ve amfilerde atılan sloganlardan çağrışımla, “Hüseyin, Ulaş,...” tamlaması gelirdi.

 Mahir Çayan 30 Mart 1972'de Kızıldere'de öldürüldü (Özgeçmiş için tıklat) 

Bu gün bile, Ulaş isimli bir çocuk gördüğümde, anne-babasının o eski zamanların anısına ya da heyecanıyla mı, o ismi koyduklarını anlamaya çalışıyorum. Anne-babasının hali tavrı bazen hiçbir ipucu vermiyor. Sorabildiğimde aldığım cevap, bazen, “sevdiğimiz bir arkadaşımızın adıydı” oluyor. O sevdikleri arkadaşlarının annesi-babası belli ki, vaktiyle “ideolojik” isim koymuşlar. 1973 civarında doğan birçok Bülent, hatta sadece Ecevit adlı çocuklar da var, bu arada.

 

Mahir Çayan yaşasaydı, ne olurdu? Kim bilir ne olabilirdi? James Dean genç değil de, yaşlanıp kamburu çıkarak, saçı başı dökülüp göbek saldıktan sonra ölseydi n’olurdu, demek gibi bir şey. Efendim, patron olur muydu? Patron olmayı sanki Mahir ve benzer durumdaki kişilerin en olmayacakları şeymiş gibi görmeyi anlayamadım. “İş-güç sahibi olur muydu?” demek de aynı kapıya çıkar. Carlos Santana Abraxas albümünü çıkardıktan sonra ölseydi, n’olurdu? Zamanelerin dudak büktüğü, dinozor ya da tarihi eser olarak dalga geçilen bir rockçı olarak anılarda ve yaptıklarında kalırdı. Santana yaşasaydı n’olurdu diye sorsalardı bir ankette, bir sürü dönem arkadaşı, garanti, “yaşasaydı, kendini ve eski hatalarını aşar, çağdışı kalmış bir müzikte ayak diremezdi. New Age’ci ya da başka geçerli bir tip müzik yapardı” diye cevap verirlerdi. Santana ölmedi, yaşadı, ne yaptığını gördük.

 

Ne olmazdı? Bunları bilmek zor. Ama, “o sıralar” Mahir’e benzer ya da yakın konumda olan kişilerden hayatta kalanların, hayatlarında hangi noktalara geldikleri, hayatlarını nasıl şekillendirdiklerini bilmek, araştırmak mümkün. Yaşasaydı, Mahir Çayan siyasi görüşlerini temelli değiştirir miydi? Onu bilemeyiz, elbette, ama öyle bir hakka sahip olduğu kesin. O hakkı kullanır mıydı, ayrı mesele. Perşembe günkü Yeni Binyıl’da görüş belirten diğer 68’lilerden, şu anda farklı siyasi kimlik taşıyanlara, “o sıralar” bir gün gelip de görüşleriyle pek de uyuşmayan bir pozisyonda olacaklarını söyleseydik, acaba nasıl bir tepki alırdık, “o sıralar.”

 

Siyasi görüşlerin şekillenişi öylesine girift bir süreç ki, bazen bir siyasi evrim içerisindeki kişinin hayatı boyunca gelebileceği noktaları tam anlayamıyorsunuz. Siyasi görüş, benimsenen, seçilen ya da oluşturulan bir fikirler bütünü. Yani, “CimBomlu doğmak” ya da, “kanı sarı-lacivert akmak” gibi değil. Hayatımızda gelip geçtiğimiz noktaların bize getirdiği fikirler, bulunduğumuz konumları muhafaza etmek için canla başla uğraşılarımızla uyuştuğu ölçüde, bizimle yaşayacaklardır.

 

Kişiliğimizin, nasıl bir insan olduğumuzun politik görüşlerimize ilişkin bir rolü yok mu? Değerlerimiz, huylarımız, alışkanlıklarımız, insanlarla ilişkilerimizde önem verdiğimiz şeyler... Başkalarını adam yerine koymak, insan hayatına değer vermek, başkasının halinden anlamak gibi... Bu özellikler, politik fikirlerimiz nereye sürüklenirse sürüklensin, ya da siyasi ibremizi nereye döndürürsek döndürelim, oradaki duruşumuzu sağlam, insancıl ve dostça kılacaktır.

 

Kimse de sormuyor ki, Mahir Çayan (ya da herhangi bir başka politik kişilik) yaşasaydı, politik görüşlerini muhafaza eder, ama, tuttuğu takımı değiştirir miydi diye?

(2000)

www.yankiyazgan.com

www.guzelgunler.com