Gezegenin Geleceği: +9. Gün

-
Aa
+
a
a
a

Greenpeace Akdeniz Direktörü Dr. Uygar Özesmi, 7 Aralık'ta Danimarka'nın başkenti Kopenhagen'da başlayan iklim zirvesinde Climate Justice Fast hareketine katılarak 14 günlük iklim orucu tutuyor. Uygar Özesmi'ye destek vermek için tıklayın.

 

15 Aralık Salı

 

Kopenhag

 

Bugün, Kopenhag İklim Zirvesi'nin ve İklim Orucu'nun dokuzuncu günü.

Dinlemek için:

İndirmek için:mp3, 30 Mb.

 

Kopenhag iklim müzakerelerinde G77 ve Afrika Birliği, zirveden çekilme sinyali veriyor. Zirve, devlet başkanlarının katılacağı Perşembe ve Cuma günkü oturumlar başlamadan dağılabilir. 130 ülkeden oluşan G77 ülkeleri toplantıyı dün terk etti. Gelişmekte olan ülkelerin oluşturduğu G77 ülkeleri ve Afrika Birliği yasal bağlayıcılığı olan bir anlaşma ve yeterli mali yardım çıkmaması halinde zirveden tamamen çekileceklerini söylüyor. Küçük Ada devletlerinin oluşturduğu AOSIS de benzer bir tavrı sürdürüyor.

Ayrıca Danimarka hükümetinin geçen hafta basına sızan gizli taslağının yoksul ülkeler arasında yarattığı öfke sürüyor. Şu anda zaten zirve askıya alınmış durumda. Zirvenin çökmesi ise an meselesi. Üstelik, haftasonu yapılan eylemde 100 bin eylemcinin 700!ünün göz altına alınması polis toleranssızlığını gösteren bir örnek. Dün de 5 Greenpeace üyesi durduk yere sokakta göz altına alındı. Sivil toplum hareketlerinin bu kadar değerli olduğu ve bu kadar saygı gördüğü bir ülkede polisin sıfır toleransla işini yapması da, zirve hakkında kafalarda soru işareti yaratıyor.

 

Zirve sallantıdayken, tanıdık bir isim de Kanada'dan Kopenhag'a doğru yola çıktı. Greenpeace'in katranlı kum endüstrisi için eylemler yaptığı Alberta eyaletinin Çevre Bakanı Rob Renner, katranlı kumları savunmak için zirveye katılmaya karar verdi. Basına yaptığı açıklamada, Greenpeace'i kastederek, herkesin protesto etme hakkı olduğunu söyledi. Fakat eylemcilerin, 'gerçekleri' görmeleri gerektiklerini de sözlerine ekledi. Renner'ın amacı ise, açıklamaya göre, Alberta'nın da ciddi bir iklim anlaşmasını desteklediğini belirtmek. Fakat katranlı kum endüstrisine bir zarar gelmesini önlemek. Saçmalama konusunda uzman olduğunu görüyoruz ve peşpeşe 3 fosil ödülü almaları da bunu kanıtlıyor.

 

Tabii gezegenin geleceğini düşünenleri hayal kırıklığına uğratanlar yalnızca Kopenhagdaki'ler değil. Obama, Oslo'da Nobel Barış Ödülü'nü alırken yaptığı konuşmasında savaşı savunmuştu. Obama, savaşın bazen gerekli ve hatta adil olabileceğini söylemişti. İşte bu şiddetli fikirlere karşı Oslo'da çok çabuk harekete geçen 6000 aktivist, şiddetsiz bir eylemle Obama'yı protesto etti. Eylemciler, özellikle nükleer silahsızlanma ile ilgili yaptıkları yürüyüşü, Obama'nın kaldığı otelin önünde noktaladılar. Norveç Barış İnisiytifi'nden 3000 kişi ise, yine aynı sıralarda, Afganistan'daki savaşı sonlandırma, silah ticaretini bitirme ve nükleer silahsızlanma çağrısında bulundu.

 

Kopenhag'la ilgili ciddi bir panik havası yaşanırken, bazı devletlerin açıklamaları umudu ayakta tutuyor. Sarkozy, AB hedeflerinin üstünde bir sera gazı salım azaltım hedefi belirleyeceğini açıkladı. AB'nin hedefi 2020'ye dek sera gazı salımlarını 1990 seviyesinin %30 altına çekmekti. Greenpeace, WWF ve Dünya Dostları'nın yaptığı açıklamaya göre, bu çok iyi bir başlangıç. Çünkü %30, zaten asgari hedef. Bunun üstüne çıkmayı kabul eden her devlet ise, gezegenin geleceği için doğru yolda demektir.

 

Yeni Zelanda'nın sera gazını 2020'ye dek 1990 seviyesinin %20 altına çekeceği ise farklı makamlar tarafından doğrulandı. Gerçi Yeni Zelanda'nın tarihsel süreç nedeniyle de sorumluluğu daha fazla, bu nedenle en az %30'luk bir indirim sözü vermeliydi. Fakat yine de devletlerin somut ve gerçekleştirilebilir hedefler belirtmeleri çok önemli, çünkü samimiyetlerine ancak bu şekilde inanabiliriz. Şimdi üstüne çıkma zamanı.

 

Google da iklim değişikliğiyle ilgili adımlar atmaya devam ediyor. Dün iklim bilimcilerin işini son derece kolaylaştıracak bir uygulamayı devreye soktu. Uygulama, dünya ormanlarının yok edilişini, uydu resimleriyle gösterecek. Google, bu teknolojinin insanları uyandırmasını ve ormanların hızlı katliamını engellemesini umuyor. WWF de, fiyat açısından makul ve ormansızlaştırmaya şeffaflıkla yaklaşan böyle bir uygulamayı tebrik ettiklerini açıkladı. Dileriz, böyle bir sivil inisiyatif, tüm AB'nin sera gazı salımıyla karşılaştırılabilecek ölçüde salıma neden olan ormansızlaştırmanın durdurulmasında etkili olabilir.

 

İklim orucunun 9. Gününde dün Türkiye yan toplantısı gerçekleşti. Bella Center önünde uzun kuyruklar ve kuyruklarda 3-4 saatlik bekleme süreleri oluştu. İkikez gitmeme rağmen her seferinde oruçlu halimle soğukta uzun süre beklemeyi göze alamadım. Dolayısıyla Türkiye yan toplantısını kaçırdım. Bu durum eşitlik ve toplantılara ulaşım konusunda ne denli büyük bir özensizlik olduğunu gösteriyor. Bugünden sonra ise gözlemci sayıları kısıtlanacak ve İklim Zirvesi toplumun gözlerinden gizlenmiş bir gizli pazarlık görüntüsüne girecek aynen G8 ve G20 toplantılarında olduğu gibi. Biz yan toplantıya Önder Algedik’in gözlemlerinden bakalım:

Türkiye dışarda konuşalım dedi, dişarıda kaldı, iklim değişikliğini durdurmak için kömür santralleri kapatılması gerektiği bir dönemde ülkemizin kömür santralleri ile iklim değişikliği durdurmak için çözüme ortak olduğunu öğrenince ülkemizin dışarıda kaldığını öğrendik.

 

Yenilenebilir enerji yanına nükleer enerjinin satır arasına sıkıştırıldığını görünce, asıl derdin iklim değişikliği olmadığını, enerji güvenliği adı altında nükleeri de dayatmak olduğnu duyarak  Türkiye’nin dışarıda kaldığını öğrendik.” Siz de dışarıda kalmak istemiyorsanız http://www.ilovvenuclear.org adresinden nukleer karşıtı harekete katılıp bir radyoaktivist olun.

 

İklim zirvesinin dokuzuncu gününde gezegenin geleceği için toplantı sürüyor. Sağlıcakla kalın!

 

Dr. Uygar Özesmi - Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü

 

Gezegenin Geleceği dizisinin eski sayılarına ulaşmak için: